Sakarya’daki Tank Palet Fabrikasında (1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü) üretilen 3 adet Yeni Nesil Fırtına Obüsü (Fırtına-2) Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Millî Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere de Sakarya’da bulunan 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünde incelemelerde bulundu.
BMC tarafından üretilen zırhlı araçların yer aldığı sergiyi de gezen Akar, burada düzenlenen yeni nesil üç Fırtına obüsünün Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim törenine katıldı.
Akar, imza töreninde yaptığı konuşmada, “Fırtınalar bu konuda kendini kanıtlamış silahlardır. Bugüne kadar yaptığımız uygulamalarda kullandığımız silahlar. Son derece memnunuz. Bunun ikinci versiyonu, geliştirilmiş versiyonu ile Mehmetçiğin çok daha önemli işler yapacağından şimdiden emin olabilirsiniz” dedi.
Akar, fabrikada incelemelerde bulundu ve güç grubu test merkezini ziyaret etti.
400 beygirlik Vuran, 600 beygirlik Azra ve Fırtına obüsünde kullanılan 1000 beygirlik Utku motorlarına ilişkin bilgi alan, motor testlerine katılan Akar, üretimi devam eden yeni nesil Fırtına obüslerinin 6’ncı gövde kaynağını yaptı.
Arifiye’deki fabrikanın birikiminin önemli olduğunu ifade eden Akar, “Değişim ve dönüşüm safhasında işçilerimizin, mühendislerimizin tatmin edilmesi, onların rasyonel ve insani bir yaklaşımla ihtiyaçlarının karşılanması hem bireylerin hak ve menfaatleri hem de fabrikanın mevcut şekliyle üretimine devam etmesine destek sağladı.” dedi.
Millî Savunma Bakanlığı Arifiye Yerleşkesi BMC İşletmesini de ziyaret eden Hulusi Akar’ı BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve şirket yetkilileri karşıladı.
Akar, “Millî Savunma Bakanlığı olarak başından beri ‘her şeyi kamu, askeri fabrikalar yapacak, askerler, devletin fabrikaları yapacak’ gibi bir anlayışın içinde olmadık. Öyle bir şey kalmadı artık. Burada önemli olan milletimizin, devletimizin bütün unsurlarının seferber edilip, birbiriyle koordineli şekilde, birbirlerinin işini kolaylaştıracak, destekleyecek şekilde çalışması. Bu manada kamu, özel sektör, üniversitelerimiz dahil hepsi omuz omuza, tek yumruk, vücut olarak çalıştılar, çalışmaya devam ediyorlar. Bu konuda önemli bir mesafe kat edildi. Önümüzdeki dönemde bunlardan ilham alarak çok daha ileri gideceğimize inanıyorum çünkü kendimize güven geldi.” dedi.
Akar, savunma sanayi başta olmak üzere dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı, çevresindeki gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya olan ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğunu söyledi.
Türkiye’den büyük beklentileri olan dost ve kardeş ülkeler olduğuna da dikkat çeken Akar, şöyle konuştu:
“Tarihe baktığımızda çok acı serüvenlerimizin olduğunu görürsünüz. 1. Dünya Savaşı’nda parasını verdiğimiz gemileri alamadık. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra bize açık, örtülü bir takım müeyyideler uygulandı. Dolayısıyla biz 83 milyonluk asil Türk milletinin güvenliğini ve savunmasını birilerinin vicdanına, kararına bırakamayız. Bizim için yerli ve milli savunma sanayi olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Bunu getirdiğimiz noktadan inşallah daha da geliştirecek ve büyüteceğiz. Sonuç olarak Silahlı Kuvvetlerimizin ne ihtiyacı varsa karşılayacağız. Hepsini karşılamak mümkün mü? Değil ama azami düzeyde nereye kadar gidebilirsek gideceğiz.“
Geçmişte parası verildiği halde bir insansız hava aracının motorunun revizyonunun dahi yaptırılamadığı dönemlerin olduğunu hatırlatan Akar, “Şimdi çok şükür biz SİHA, İHA, zırhlı araç, silah, mühimmat ihraç ediyoruz” dedi.
Savunma sanayinde ulaşılan %70’lik yerlilik ve millilik oranının önemli bir başarı olduğunu ancak gidilmesi gereken çok çetin yolların bulunduğunu ifade eden Akar, “Birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza edip bu istikamette ilerlememiz lazım” dedi.