Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Mahmut Sami Şahin, TRT Radyo1’de Belma Şahaner’in hazırlayıp sunduğu “Yerli ve Milli” programının konuğu oldu.
Şahin, dünyada rekabet şartları çerçevesinde özellikle Türkiye’deki sanayici üreticilerin rekabet edebilmesi için belli standartlarda üretim yapılmasının önemine işaret etti.
Mahmut Sami Şahin şöyle devam etti:
“Yurt dışında ürünlerinin serbestçe dolaşımının sağlanabilmesi, üretilecek olan ürünlerin belli standartlar çerçevesinde üretilmiş olmasıyla mümkün olabiliyor. İşte tam bu noktada Türk Standartları Enstitümüz hem standartları yayınlayan, bunun yaygınlaşmasını sağlayan, gerek yerli ve milli standart oluşturulması gerekse üye olmuş olduğu diğer uluslararası standart kuruluşlarının standart belgelerini yerli hale getirmek suretiyle tercüme ederek veya entegre ederek sanayicilerimizin kullanımına sunuyoruz.”
Şahin, Türkiye olarak ülke ihtiyaçları doğrultusunda milli standartları da hazırladıklarını ifade etti.
Türk standartları uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından özellikle ihtisas kurullarına bağlı teknik komitelerimiz olduğunu kaydeden Şahin, teknik komiteler aracılığı ile bu standartların çalışıldığını ve hazırlandığını söyledi.
Peki TSE tarafından verilen belgenin uluslararası alandaki karşılığı nedir?
Şahin bununla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“Ürün belgelendirme genellikle ürünün piyasaya sunulacağı piyasalarda kabul edilen standartların esas alındığı, farklı uygunluk değerlendirme işlemlerini de kapsayan bir hizmet türü yani teknik düzenlemenin öngördüğü durumlarda ürünün piyasaya arz edilmeden evvel belirli bir test, muayene ve belgelendirme sürecinden de geçmesi gerekiyor. İşte biz bu süreçlere, Uygunluk Değerlendirme Süreci diyoruz. Bu çalışmaların sonunda bir belge düzenlenmesi son olarak söz konusu. Bu belge uygunluk değerlendirme işlemlerinin sonucu olarak ürünün standartlara uygun olduğuna dair düzenlenmiş olan yazılı bir doküman esasında. Ama bu dokümanı hazırlamadan önce belli uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Bunlar, bu ürünle alakalı testler, muayene. Bunların da belli standartlar çerçevesinde yapılması gerekiyor. TSE tarafından düzenlenen belgelerin sadece belge üzerinde yazılı olan ürün ve üreticinin ticari markası için geçerliliği var yani bir üretim yerini kapsamıyor. Pek çok ürün olabilir. Farklı farklı tasarım yapılmış ürünler üretiliyor olabilir. Biz sadece ürünün belgesini o ürün için vermişsek o belge, o ürün için geçerli olmuş oluyor. Yani onaylanan ürün üzerinde TSE’ye bilgi vermeden de yapılacak herhangi bir değişiklik, belgenin de geçersiz hâle gelmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla burada esasında çok önemli bir konu var. Yani bir ürün belgesi TSE tarafından verilmişse bu, ürünün aslında üretim fabrika şartlarının kontrol edildiği, kalite kontrollerinin standartlara uygun olup olmadığından itibaren ürünün kendi ürün standartlarına uygun üretilip üretilmediğiyle alakalı bütün kontrolünün TSE tarafından yapılabildiği anlamına da geliyor esasında. Bu aslında üreticilerimiz için daha düşük maliyetli standart üretiminin sürdürülebilir yapılmasını sağlamanın yanı sıra aynı zamanda tüketicilerin, kullanıcıların da güvenli bir ürün kullanılmasının tescili anlamına geliyor Yani bu bir üründe TSE baklava dilimini görüyorsak bu ürünün, TSE’nin uzman teknik elemanları tarafından üretimin başından sonuna kadar kontrollü üretiminin yapıldığı anlamına geliyor dolayısıyla markamızın marka değerinin gerçekten uluslararası alanda ve Türkiye’de özellikle kullanıcılar tarafından da büyük bir karşılığı olduğunu biz biliyoruz. Bunun da daha fazla tanınır hâle gelmesi, yaygınlaştırılması için kurumumuz ilgili birimleri tarafından yoğun bir çalışma yapılıyor.”