Roketsan Malzeme Teknolojileri ve Üretim Direktörü Songül Bilge, TRT Radyo1’de Belma Şahaner’in hazırlayıp sunduğu Yerli ve Milli programına konuk oldu.
Roketsan hakkında kısa bir bilgilendirme yapan Bilge, “Roketsan, genel başlıklar olarak kara sistemleri, hava savunma sistemleri, deniz sistemleri, hassas güdümlü sistemler, uzay projeleri, balistik koruma sistemleri ve alt sistemler konusunda ürünler sunuyor. Bu konularda Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine farklı ürünler sağlamış durumda. Kara sistemlerinde en önde gelenlerden, en temel ürünlerden topçu roketlerinden MIZRAK füzesi sayılabilir. 230 TRLG Füzesi sayılabilir. BORA var. ANADOLU füzeleri de yine kara sistemleri içerisinde. Hava savunma sistemlerinde HİSAR Alçak ve Orta İrtifa Füzeleri halihazırda üzerinde çalışılan ve envantere girmek üzere olan sistemler. SUNGUR hava savunma füzesi de yine bu ailenin üyelerinden. Deniz sistemlerinde; ATMACA, AKYA, DSH sistemleri, üzerinde çalışılan ve belli ölçülerde envantere girmeye hazır hale gelmiş sistemlerimiz. Hassas güdümlü sistemlerde MAM serisi mühimmatlarımız, mini akıllı mühimmat serisi var. SOM Seyir Füzesi, L-UMTAS, OMTAS tanksavar füzeleri örnek olarak verilebilir. Bunun dışında birçok silah sistemi ve mühimmatla Roketsan, Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmeye devam ediyor.” dedi.
Songül Bilge, yakın zamanda tanıtım etkinliği gerçekleştirilen Yeni Nesil Seyir Füzesi ÇAKIR’ın Türk Silahlı Kuvvetlerine kazandıracağı kabiliyetlerden ve teknik özelliklerinden de bahsetti.
Bilge, konuya ilişkin olarak sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Roket ve füze sistemleri için ihtiyaç duyulan her türlü malzeme teknolojisi konusunda, Ar-Ge, tedarik ve geliştirme faaliyetleri Roketsan tarafından geliştiriliyor. Ar-Ge faaliyetlerinde daha çok bizim ekibimiz görev alıyor. Kritik, yurt dışı bağımlılığı olan, tedarikinde sıkıntı çektiğimiz veya gelecek dönemde çekme ihtimalimiz olan malzemelerin milli imkânlarla üretilmesi konusunda farklı kurgularda malzeme tasarımı ve geliştirme projeleri yürütüyoruz.”
Savunma sanayii alanında çalışmaya başlama serüveninden bahseden Bilge, “Benim savunma sanayiine girmem aslında şans eseri oldu. ODTÜ Kimya mühendisliği öğrencisiyken staj döneminde TÜBİTAK SAGE ile yollarımız kesişti. Savunma sanayiine bu şekilde başladım. Staj programı çok keyifliydi, başarılı geçti. O dönemde TÜBİTAK SAGE şöyle bir imkân sağladı. Aslında bu şu an birçok savunma sanayii kuruluşunun uyguladığı bir yöntem. “Aday mühendislik kadrosunda devam etmek ister misiniz?” dediler ve ben son sınıf öğrencisiyken aynı zamanda TÜBİTAK SAGE’de aday mühendis olarak çalışmaya başladım. Bu süreçte savunma sanayiinin çalışmaktan keyif aldığım bir alan olduğunu farkettim.” ifadelerini kullandı.
Mühendislik öğrencileri için savunma sanayii alanında çalışmanın en büyük avantajlarından söz eden Bilge, “Okulda öğrendiğiniz birçok konuyu gerçek hayatta görme şansını yaşıyorsunuz savunma sanayiinde. Yaklaşık 8 sene ben Tübitak SAGE’de Ar-Ge mühendisi olarak çalıştım. Daha sonra savunma sanayiinden ayrılmam gerekti özel sebeplerden dolayı. O süreçte de özel sektörde üretim sanayiinde çalıştım. Aslında bunların hepsi benim bugün ROKETSAN’da yaptığım görevi yapmama vesile oldu. Bizim asıl işlerimizden birisi de ham madde üretim tesislerini Roketsan bünyesinde işletmek. Özellikle de kimyasal ham madde üretimlerini. Bu vesileyle roket motorlarında kullanılan hem bütününde kullanılan kimyasal yanıcı patlayıcı maddeler hakkında bir birikimim oldu” dedi.
Savunma sanayii alanındaki cinsiyet eşitliğinin sağlanmasından ve Roketsan bünyesindeki mevcut kadın istihdamı oranlarından bahseden Bilge, “ROKETSAN’da yaklaşık %20 oranında çalışan kadın var. Toplamda 3700 civarında çalışanı var. %20’si kadın. Kadın çalışanların da %19’u beyaz yakalı. Yani çoğu mühendis ve benzeri kadrolarda görev alıyor.” ifadelerini kullandı.
Şahaner’in özellikle savunma sanayiinde kadın çalışan istihdamının neden yetersiz olduğunu sorması üzerine Bilge, “En temel sebep olarak mühendislik bilim dallarında öğrenim gören kadın sayısının az olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Roketsan bünyesinde mesela elektrik mühendisi, makine mühendisi, bilgisayar mühendisi, kimya mühendisi ve kimyagerler, havacılık mühendisi gibi kadrolar istihdam ediliyor. Bu bölümlerin öğrenci profiline baktığınızda da erkeklerin yoğun olduğunu görürsünüz. Özellikle elektrik, makine ve bilgisayar mühendisliğinde. Bizim direktörlüğümüz daha çok kimyasal ve malzeme üzerine olduğu için kimya ve malzeme mühendislerinin ağırlıkta olduğu bir birimiz. Kimya ve malzeme mühendisliği bölümlerinin de kadın erkek sayısı yarı yarıyadır. Bizim direktörlükte de beyaz yaka kadrosunun neredeyse yarısı kadın personel. Üniversite döneminde ne kadar homojen bir dağılım elde edebilirsek; ilerleyen dönemde iş yerlerindeki dağılımda homojen olacaktır. Ayrıca iş yerlerinin kadın personeli için sağlayacağı sosyal ayrıcalıklar da kadın personel sayısının artmasında ciddi fark yaratacaktır. Çünkü kadının evde de ciddi bir sosyal yükümlülüğü var. Erkeklerden daha fazla görev alıyoruz. Bunu yadsıyamayız. Bu tür zorluklarda iş yerlerinin sağlayacağı sosyal imkânlar kadınların sayısının artmasını sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.
Roketsan’ın gençleri kazanmak için attığı adımlardan da bahseden Bilge, şunları söyledi:
“Gençleri kazanmak için TEKNOFEST son zamanlarda ROKETSAN için çok güzel bir platform oldu. Yakın çevremde ve gittiğim yerlerde bunun etkisini çok net görebiliyorum. Üniversitede de genç mühendis adayları ekipler kurarak TEKNOFEST’e ciddi anlamda hazırlanıyorlar. Onun dışında özellikle kısa dönem yaz stajlarında Roketsan kendine aday mühendis bulabilmek için bir vesile olarak görüyor. Paralelinde aday mühendis kadrosu Roketsan’da yoğun olarak kullanılıyor. 4. Sınıfta eğitimlerine devam ederken aynı zamanda Roketsan’da çalışma fırsatı da sunuyoruz. Kariyer etkinliklerine yoğun bir şekilde katılım sağlamaya çalışıyoruz. İlerleyen dönemlerde de lise öğrencilerine kadar uzanan faaliyetler planlıyoruz.”