Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (O zamanki kısaltması TAI-Turkish Aerospace Industry) nizamiyesinden ilk girişim 1997 veya 1998 yılındaydı.
İlk hangi haber için gittiğimi hatırlamasam da Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının hizmet dışı bıraktığı S2E Tracker Deniz Karakol Uçaklarının “Yangın Söndürme Uçağı”na dönüştürülmesi projesi kapsamında defalarca o nizamiyeden geçtiğimi hatırlıyorum.
O dönem, projenin kamuoyuna tanıtılması için TAI’de görev yapan Selim Koçkan ağabeyimle sık sık bir araya gelmiş; gece gündüz çaba sarf etmiştik projenin hayata geçmesi adına ama tüm bu çabalar karşılık bulmamıştı.
Geride kalan 25, 26 yıl içinde defalarca geçtim o nizamiyeden.
Birbirinden ilginç, gurur verici haberler için…
Tabii o dönemlerde TRT’de görev yapmanın avantajıyla pek çok özel habere de imza atma fırsatı yakaladım.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii artık TAI kısaltmasını değil, TUSAŞ’ı kullanıyor.
TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, bugün (11 Ocak 2023) Savunma Sanayii Mecraları Buluşması kapsamında basın mensuplarını ağırladı.
Davete katılan basın mensupları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği bölümünde Prof. Dr. Temel Kotil’in öğrencisi olmuş isimlerden MSI Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ümit Bayraktar ve Mildata Genel Müdürü Mahmut Bölükbaş da vardı.
Kotil, o her zamanki mütevazılığı ve güler yüzüyle “Hoşgeldiniz” diyerek tek tek elimizi sıktı.
Temel Hoca hâl hatır sormanın ardından “Dünyadaki 10 büyük havacılık şirketinden biri olmak istiyoruz.” dedi.
TUSAŞ’ın Amerikan General Dynamics (daha sonra Lockheed Martin) ortaklığıyla kurulduğunu hatırlatan Kotil, bu ortaklığın firmaya bir kültür getirdiğini söyledi. (Türk Havacılık ve Uzay sanayii daha sonra Lockheed Martin’in hisselerini satın aldı ve TUSAŞ tamamen Türk şirketi oldu.)
Kotil, Türk Hava Kuvvetleri için satın alınan F-16 savaş uçaklarının montajıyla faaliyete başlayan TUSAŞ’ın çok iyi teknisyenler yetiştirdiğini ancak özgün projeye sahip olmadığı için çok uzun yıllar mühendis yetiştiremediğini ifade etti.
Yaklaşık 8 yıl önce başlatılan Gökbey Genel Maksat Helikopter projesinin tamamen özgün bir proje olduğunun altını çizen Kotil, “Helikopter yapmak, helikopter transmisyonunu yapabilmektir. Gökbey’de bu özgün olarak Türkiye’de tasarlanıp üretildi. Hürkuş da öyle, Anka da öyle, Atak-2 de öyle.” diye konuştu.
Prof. Dr. Temel Kotil, Milli Muharip Uçağın alt yapısının da böyle oluştuğunu söyledi.
TUSAŞ’ta şu anda mühendis sayısının altı bini geçtiği bilgisini veren Kotil, bu altı bin mühendisin kullanabileceği her türlü alt yapının oluşturulduğunu, 50 bin çekirdekli bilgisayar aldıklarını, sıfırdan savaş uçağı tasarlayıp üretebilecek bilgi ve teknolojiye ulaştıklarını vurguladı.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, özgün olarak tasarladıkları tüm hava araçlarının dünyada zirveye oynayabilecek özellikte olduğunun altını çizdi.
Kotil, Milli Muharip Uçakta takvimin iki yıl öne çekilmesini ise tamamen tecrübeli personel istihdamına bağlı olduğunu ifade etti.
Milli Muharip Uçağın tek kişilik, dijital kontrollü, otonom bir uçak olduğunu belirten Kotil, “Entegre bilgisayar sistemi tüm uçağın kontrolünü alabiliyor. Bu uçağı hem ‘insanlı’ hem ‘insansız’ bir uçak olarak değerlendirmek mümkün. Tamamen insansıza dönüştürmek çok kolay.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kotil, Hürkuş’un ihracatına yönelik bir soru üzerine, “Hürkuş’ta biz müşteri seçme konumundayız. Aksungur’a Afrika ülkelerinden çok talep var.” ifadelerini kullandı.
Soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Temel Kotil ile hep birlikte fotoğraf çektirdik ve Temel Hoca ile vedalaşarak üretim birimlerini gezmeye başladık.
İlk olarak Airbus A400M ve A-320 uçakları için parça üretilen bölümü ardından Atak ve T-70 helikopter üretim bandını dolaştık.
T70 helikopteri esasen Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllardır kullandığı S70 Blackhawk helikopterinin güncellenmiş versiyonu.
Türkiye, çeşitli kamu birimlerinin ihtiyaçları doğrultusunda 109 helikopter üretiminin TUSAŞ tesislerinde yapılması için Amerika Birleşik Devletleri’yle sözleşme imzalamıştı.
Türkiye’nin bu kapsamda elde ettiği 10 yıllık lisans hakkı süresinin yakında dolacağı ve Amerika Birleşik Devletleri’nden uzatma istendiği belirtiliyor.
TUSAŞ, 2024 yılına kadar 38 helikopterin üretimini tamamlamayı planlıyor.
Geri kalan 71 helikopter ise ABD’nin lisans süresini uzatması durumunda yine TUSAŞ tesislerinde üretilecek.
TUSAŞ ilk T70 helikopterini yakın zaman önce teslim etmişti.
Atak projesinde ise şu ana kadar Türkiye’nin sipariş ettiği 83 helikopterden 74’ü teslim edildi.
İhraç edilecek iki Atak helikopterde ise TR Mekatronik firmasınca yerlileştirilen 20 mm burun topu kullanılacak.
TUSAŞ gezimizde Atak-2 helikopteri ile Gökbey genel maksat helikopterinin üretim bandını da görme fırsatımız oldu.
Bantta faaliyetler aralıksız sürüyor.
Bu yıl içinde 3 adet Gökbey, Jandarma Genel Komutanlığına teslim edilmiş olacak.
Atak-2 ise şubat ayında iniş takımlarıyla birlikte hazır olacak.
ATAK-2’nin motorları Ukrayna’dan gelmek üzere ve ilk uçuşunu bu yıl içinde yapacak.
Atak ve Gökbey helikopterinin pallerinin de üretildiği kompozit üretim hattını, Anka insansız hava aracı montaj hattını, temiz odaları (odanın dışından) ve boyama tesisini gördükten sonra Hürjet’in üretim faaliyetlerinin sürdüğü hangara girdik.
Hürjet’in iniş takımları entegre edilmiş, kanopisi takılmış durumdaydı ve kablolama işlemleri yapılıyordu.
Hangarda Hürjet’in bire bir maketi de vardı.
Yine Hürjet’in simülatör ve test merkezini gezerek bilgi aldık.
Ve Milli Muharip Uçak…
Nisan ayında büyük bir törenle taksi yapacak olan MMU’yu montaj hattında iniş takımları üzerinde gördük.
Daha önce takılan ve sorunsuz olduğu anlaşılan motor, yakıt ve hidrolik testlerinin yapılabilmesi amacıyla çıkartıldı.
Kanopisi hazır olan uçağın kablolama işlemleri sürüyor.
Uçağın tüm yapısalları 4 ana komponentten oluşuyor.
Milli Muharip Uçağın simülatörünü ve Hürjet’in yer test uçağını da gördük ve gezimiz sona erdi.
TUSAŞ’ta tam anlamıyla bulut üstündeydik…