“KIBRIS’TA CUMHURBAŞKANI AKINCI RUMLARLA AYNI SAFTA”
Bu görüşler, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsünden Cahit Armağan DİLEK’e ait…
DİLEK, 22 Kasım’da enstitünün internet sayfasında yayınlanan makalesinde,
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde meclisin çoğunluğu ve hükûmet, Kıbrıs sorununun çözümünde Cumhurbaşkanı Akıncı’dan neredeyse taban tabana zıt bir çözümü savunuyor” ifadesini kullandı.
Akıncı’nın 45 yıldır defalarca denenip sonuç alınamayan, federasyon temelinde bir çözümden yana olduğunu belirten DİLEK, şöyle devam etti:
“Ve bu konuda yeni bir müzakere sürecinin başlamasını destekliyor. Bu konuda BM Kıbrıs özel temsilcisi, ABD, AB, Yunanistan, GKRY de aynı şeyi destekliyor. Yani Akıncı, çok açık şekilde Türk tarafının karşısındaki ittifakla aynı safta. Nitekim yeni bir müzakere sürecinin alt yapısını hazırlayabilmek üzere 25 Kasım’da BM ve Kıbrıs’ın Türk ve Rum tarafları üçlü bir görüşme yapacak. Karşı tarafın hedefi bunu Yunanistan ve Türkiye’yi de dahil ederek 5’li müzakere sürecine dönüştürmek.”
“MÜZAKEREDE KARŞI TARAFIN HEDEFİ BELLİ”
“Kıbrıs Türk’ünün varlığını ve kimliğini silerek Enosis’in önünü açmak, ikinci Girit vakasını Kıbrıs’ta gerçekleştirmek. Bu hedefe ulaşmak için de şunları yapacaklar: 1960 anlaşmalarıyla kurulan denge (ki fiilen Rum tarafınca bozulmuştur) ortadan kaldırılacak, Türkiye’nin garantörlük hakkı olmayacak, Türk askeri adadan çıkarılacak. Sonra mı? Eline silah alacak Rum tarafının yapacağı katliamlar. Olmaz demeyin, Rumların yaptıkları yapacaklarının kanıtı.” diyor Cahit Armağan DİLEK.
RUM KESİMİNDE HER EVDE BİR SİLAH
DİLEK, Rum basınında yer alan “Her Evde Bir Silah” başlıklı haberlere dikkat çekti.
Bu haberlerde, “25 ile 70 yaş aralığındaki üç kişiden birinin bir av tüfeği veya askeri tüfeği var” bilgisinin yer aldığını hatırlatan DİLEK,
“Bu tür bir silahlanma bireysel güvenliği sağlamayı aşan, kitlesel katliamlar yapmayı hedef alan bir anlayışın ifadesidir.” görüşüne yer verdi.
Cahit Armağan DİLEK, Rumların Küresel Askerileşme Endeksinde, 1990-2000 yılları arasında dünyada 4 ile 6’ncılık arasında sırada değişen sıralarda; 2000’li yıllarda 7 ile 9’unculuk arasında değişen sıralarda yer aldığını; 2018 yılı itibariyle de 4’üncülüğe yerleştiğini kaydetti.
*Küresel Askerileşme Endeksi Neye Göre Belirleniyor?
1990’dan bu yana hazırlanan bu endeks, üç kategorideki mukayese ve hesaplamalarla belirleniyor. Birinci kategoride devletin askeri ve sağlık harcamalarının milli gelir içindeki payı belirlenip askeri harcamalarla sağlık harcamaları mukayese ediliyor. İkinci kategoride ordu, paralı güvenlik güçleri ve ihtiyat (yedek) güçlerinin sayılarının nüfus içindeki durumu ve bunların ülkedeki doktor sayısıyla ilişkisi analiz ediliyor. Üçüncü kategoride, devletin sahip olduğu ağır silahlarla ülkenin nüfusunun mukayesesi yapılıyor. Yapılan mukayeselerde elde edilen sonuçlar her kategorinin ağırlık faktörüyle çarpılarak ülkelerin endeks notuna ulaşılıyor.
Cahit Armağan DİLEK, Rumların bu endekste sürekli olarak dünyada ilk 10 içinde bulunmasını,
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) yatırım yaptığı askeri gücün sözde resmi silahlı gücü Rum Milli Muhafız Ordusunun (RMMO) açık kaynaklara yansıyan 12.500 kişilik gücü haricinde ilave büyük bir gücü bulunduruyor olmasından kaynaklanıyor. Rumların en az 80 bin kişilik paralı-milis gücü de eğitip donattıkları, yedek güçlerle birlikte her evin ve köyün bir askeri nokta depoya dönüştüğü biliniyor.” cümlesi ile açıklıyor.
“TÜRKLERİ YOK ETMEK, ADADAN ÇIKARTMAK İÇİN BÜYÜK BİR ASKERİ HAZIRLIK YAPILIYOR”
Dilek, “Nedense Türk tarafı da bunları bilmezden geliyor” dedikten sonra kapıdaki tehlikeye şu sözlerle dikkat çekiyor:
“Sonuçta, Türkleri yok etmek, adadan çıkarmak için büyük bir askeri hazırlık yapıldığı ortaya çıkar. Hal böyleyken sözde müzakerelerde Türk askerinin adayı terk etmesi, Türkiye’nin garantörlüğünün olmaması dayatılıyor. Bunlar gerçekleştiği anda Kıbrıs Türklerinin neyle karşı karşıya kalacağını görmek için uzman olmaya gerek yok.”
Cahit Armağan DİLEK, “O zaman işte sorular” diyor.
“Rumlar bu kadar rekor derecede askerileşmeyi Türklerle barış ve birleşmek için mi kullanacak? Bu derecede askerileşen (örtülü olarak en az 100 bin kişilik bir ordu hazırlayan) ve son yıllarda ağır silahlar da alan Rumların, Türklerle birlikte yaşamayı düşündüğünü söyleyebilir miyiz? Güney ve Kuzey Kıbrıs birleştiğinde bu kadar silah kime karşı kullanılacak? GKRY, eğer olursa, birleşmeden sonra bu askeri gücünü lağvetmeye ve silahları teslim etmeye hazır mı? ‘Türk askeri ve Türkiye adayı terk etsin’ denirken müzakerelerde neden Rumların ordusu, milis ve yedek güçleri ile bunların silahları hiç gündeme alınmaz? Federasyon müzakerelerini destekleyen Türkler bu felaketin farkında mı?”
MAKALENİN TAMAMINA AŞAĞIDAKİ LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ