Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından OSTİM Teknik Üniversitesi, OSTİM OSB ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) iş birliğiyle, Ankara’da OSTİM Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde “Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi” gerçekleştirildi.
Zirvede, depremlerin yol açtığı büyük can ve mal kayıplarını en aza indirmek amacıyla, çelik yapıların sağladığı avantajlar tüm yönleriyle değerlendirildi.
Zirvede yapılan konuşmalardan:
“Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından Alp Himalaya deprem kuşağının üzerinde yer alıyor. Ülkemizin hemen hemen tamamı deprem riski altında. Deprem riski altında olan ülkelerden depremle ilgili çözümleri, teknolojileri, fikirleri hayata geçirmesi beklenir. Bir söz vardır ‘ihtiyaçlar yeniliklerin anasıdır’ diye. Bir konuda bir ihtiyacınız, bir sorununuz varsa, toplumsal aklınız varsa, bu konudaki teknoloji ve fikirleri geliştirip bütün dünyaya faydalı oluyorsunuz. Maalesef bizim ülkemizde durum farklı, deprem olduğunda dünyada en fazla zarar gören ülkelerin başında geliyor. 6 Şubat depreminden sonra üniversitemiz bir çalışma yaptı. Bu çalışma Yapı hasarları ve afet lojistiği bağlamında değerlendirme. Akademisyenlerimiz iki alanda depremden hemen sonra, deprem bölgesini ziyaret ederek çalışmaları gerçekleştirdiler.”
“Yapıların sağlam ve güvenilir olması için doğru proje, doğru imalat, mühendislik hizmetlerinin çok ciddi şekilde yerine getirilmesi gerekiyor. Yapı bittikten sonra yapısal müdahalenin önüne geçmek lazım. İşçilik, ustalık konusunda son 6 yılda önemli adımlar atılıyor, eğitimler veriliyor. Eğitimlerin özellikle mimarlık ve tasarım fakültelerinde önemi büyük. Akademisyenlere ve bizlere çok iş düşüyor. Mühendisliğin daha uzman ve yetkin olabilmesi için müfredat çalışması önemli. Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü olarak bu konuyu da başlattık.”
“Sanayi bölgelerinin de deprem dirençli hâle getirilmesi kritik bir gereklilik. Bu konuda acil stratejiler geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye son 123 yılda 20 büyük depreme maruz kaldı. 2023’teki Kahramanmaraş depreminde 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi ve yüz binlerce yapı ağır hasar gördü. Bu felaketin Türkiye ekonomisine maliyeti 148.8 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu felaketin ardından sosyal ve ekonomik hayatımıza etkileri hâlâ devam ediyor. Deprem gerçeği göz ardı edilemez. Sanayi bölgeleri ülke ekonomisi açısından stratejik bir role sahip. Türkiye’deki organize sanayi bölgeleri, sanayi üretiminin %45’ini gerçekleştiriyor ve bu bölgelerde 2 milyon 600 binin üzerinde istihdam sağlanıyor. Konutlarımızın deprem dirençlerini tartışırken, sanayi bölgelerimizi de bu stratejilere dahil etmeliyiz. Türkiye genelinde 404 organize sanayi bölgesi var ve bu bölgelerde 67 bin fabrika faaliyet gösteriyor. Sanayi üretimimiz, en zor şartlarda bile devam edebilmeli. Devlet-millet iş birliği ile deprem dirençli yapıların inşa edilebileceğine inanıyorum. OSBÜK olarak, bu konuda tüm paydaşlarla iş birliği yapmaya her zaman hazırız.”
“Binalar neden çelik yapılmıyor sorusuna verilen cevap “pahalı” deniyor. Bu masum bir cevap değil. İmar affı, yeni yaptırımları da yapamaz hâle getirdi. Bu çalışmaların bilinçlenme ve bilgilenme konusunda karar vericilere katkı sağlayacağını umuyorum. Binaların altında kalmak hepimizi ezdi. Ülkemizde bunu yapma kapasite ve potansiyelimiz var. Üniversitemizin duyarlılığıyla da farkındalığa katkı sunmaktan dolayı mutluyuz.”
“Deprem konusunda ve yapılaşma konusunda da bir uzmanlığım yok. Karçel ve Kardemir Yönetim Kurulu Başkanlığı sıfatım var. Ancak bunların haricinde benim görüşlerimi bir vatandaş gözlemi olarak almak daha doğru olacaktır. 1- 6 yaşım Erzincan’da geçti ve o çocuk hafızamda en çok yerleşen şey Erzincan depremi. Aradan 30 küsur yıl geçmesine rağmen deprem konuşuyorlardı, bu acıları konuşuyorlardı çocuk hafızamda bu yer etmişti. Daha sonra ilk deprem tecrübemde Eskişehir’deydim. Türkiye büyük depremler Ülkesi. Görevim sırasında bölgedeki sorunlardan bir tanesinin yapıların hızlı yapılması olduğunu gördük. Niçin çelik yapı yapılmıyor sorusunu da kurcalamaya başladık. Karçel ve Kardemir olarak gelin buna meydan okuyalım, biz bu pahalılık argümanı çürütecek her türlü fedakarlığı yapalım. ‘Çelik yapı pahalıdır’ (önyargısı) Türkiye’nin gündeminden çıkarılmalıdır.
“Çelik yapılar insan hayatını korur, tek çare depreme dirençli yapılar inşa etmektir. 29 Mart 2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün talimatıyla başlattığımız ‘Çelik Yapıların Hasar Tespit Çalışmaları’ sonucunda, depremde çelik yapıların performansını gözler önüne serdik. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrasında çelik yapıların, dayanıklılık özellikleri sayesinde büyük bir başarıyla ayakta kaldığını gördük. Yapılan hasar tespit çalışmalarında 250 binin üzerinde bina yıkılırken veya ağır hasar alırken, bir tek çelik yapı dahi göçmedi. Bu, tesadüf değil; çelik yapıların üstün teknik özelliklerinden kaynaklanan bilimsel bir sonuçtur. Bu acı deneyimler bize bir kez daha gösterdi ki ülkemizde depremde can kayıplarını ve ekonomik yıkımları önlemek için tek çare, Japonya ve Amerika gibi ülkelerde uygulanan depreme dirençli yapı sistemlerine geçmektir. Çelik yapılar, gelecekte yaşanacak depremler karşısında can kayıplarını önlemenin anahtarıdır. TUCSA olarak, devletimizin bu vizyonunu destekliyor ve gelecekte depreme dayanıklı yapıların ülke genelinde yaygınlaşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
“Türkiye’nin çelik üretimi 1998 yılında 14,3 milyon ton, kapasitesi de 19,5 milyon tondu. Aradan geçen zamanda çelik üretimimiz 60 milyon tona dayandı. Üretimimizde son 2 yılda dalgalanmalar olsa da 2021 yılında 40,4 milyon tondu ve önümüzdeki yıllarda 42 milyon tona ulaştı. Dolayısıyla üretim kapasitemiz 3 misli artmış dersek yanlış ifade etmemiş oluruz. Şunu çok net söyleyebiliriz, üretimimiz tüketimin yaklaşık iki misli, kapasitemiz tüketimin yaklaşık 3 misli. Şu anda Türkiye’de Çelik sudan daha ucuza satılıyor.”
Zirveye, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, mimarlar, mühendisler, müteahhitler ve sivil toplum kuruluşları katıldı.
İnteraktif oturumlar ve teknoloji stantları ile katılımcılar yeni çözümler hakkında bilgi edindi.