ACMI (Air Combat Maneuvering Instrumentation/Hava Muharebe Manevra Teçhizatı) savaş uçaklarına entegre edilen, çoğunlukla harici bir pod.
“İt Dalaşı” olarak tabir edilen olay ise uçakların havada karşılıklı olarak birbirlerine angaje olabilecekleri en doğru pozisyonu alabilme mücadelesi.
ACMI podu, sahip olduğu hassas konumlama yetenekleriyle “bu manevraların en etkin şekilde nasıl yapılacağı” konusunda pilot eğitimi için çok önemli bir araç.
Uçaktaki elektronik sistemlerle entegrasyonu olan pod, hava-hava muharebe eğitimlerinde sadece manevra konusunda değil, uçakta yüklü silah ve mühimmatın da kullanılması, bunların sonuçlarının alınması (Doğru angajmana mı girildi, mühimmat zamanında da mı ateşlendi ve gerçekten vurabildi mi?) gibi yetenekleri de barındırıyor.
Sistem, tüm bunların gerçek zamanlı olarak yerden ve eğitim tamamlandıktan sonra da kayıtlardan izlenebilmesine, yapılan doğru manevraların veya hataların görülebilmesine imkân sağlıyor.
Bu şekilde, bir harekât tarzı belirlenmesine de katkı veriyor.
Konya’daki 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığındaki Anadolu Kartalı Eğitimlerinde yıllardır kullanılan ve ithal bir ürün olan ACMI, Türkiye’nin önde gelen savunma sanayi kuruluşlarından SDT (Space and Defence Technologies/Uzay ve Savunma Teknolojileri) tarafından milli ve yerli imkânlarla üretildi.
Dünyada halihazırda bu sistemi iki ülke üretiyor: ABD ve İsrail.
SDT Genel Müdürü Ömer Korkut, konuya ilişkin olarak MİLDATA Genel Müdürü Mahmut Bölükbaş’ın sorularını cevaplandırdı.
“Sistem tamamen yerli ve milli midir? Sistemin oluşturulması sürecinde Türk Hava Kuvvetleriyle herhangi bir iletişiminiz oldu mu? Ne gibi katkıları oldu?“
“Tabii biz prototip üretiminde yerliliği de çok ön planda tuttuk ama bir kısım rafta hazır ürünler de kullanıldı ve şu anda bir prototip ortaya çıktı. Seri üretim aşamasında yerliliği daha da artırma ve hazır ticari ürünlerden ziyade gerçekten SDT tarafından tasarlanmış ve üretilmiş parçaların kullanımını daha da artıracağız.“
“Anlattıklarınızdan, ACMI’nin sürekli geliştirilen bir sistem olduğunu anlayabiliyoruz. Bu sürekli gelişen sistem kapsamında Türk Hava Kuvvetleriyle ne tür bir iş birliği yürütüyorsunuz?“
“Biz projenin başladığı 2014 yılından itibaren, kullanıcı makam olan Türk Hava Kuvvetleriyle doğrudan iletişim içerisindeyiz ve projenin geliştirilmesi, prototip olarak geliştirilmesi, entegrasyonu, sahada denenmesi safhalarında sürekli tedarik makamının koordinasyonunda Türk Hava Kuvvetleriyle sürekli dirsek temasında hatta daha yakından çalışıyoruz ve Anadolu Kartalı tatbikatında 4 ACMI podu Türk Hava Kuvvetleri tarafından başarıyla kullanıldı, denendi, test edildi. Sadece Türk Hava Kuvvetleri değil, Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri de podları kullandı ve sahada ne kadar etkin olduklarını, bir nevi uluslararası olarak görmüş olduk. Dolayısıyla şimdi seri üretim projesini yakında gerçekleştirmeyi planlıyoruz ve umut ediyoruz. seri üretim projesinde de prototip üretiminde yer alan rafta hazır ürünler yerine kendi parçalarımızı, kendi ürünlerimizi koymak yanında Hava Kuvvetlerimizin bu geçen süre içerisinde prototip üretimin yapılması ve kullanılması süreci içerisinde sahadan elde ettiği geri beslemeleri de kullanarak ürünü daha da geliştirmeyi ve daha etkin kullanımı için bir basamak daha öteye götürmeyi planlıyoruz. Sadece bu da değil aslında; şu anda harici pod olarak malumunuz bu yetenek kullanılıyor ama biz sadece F-16’lar için değil, Türkiye’nin geliştirdiği yeni yerli ve milli platformlar var; Şu anda Türkiye’de bu tip kabiliyeti geliştiren tek firma olarak bu projelerde de yer almayı arzu ediyoruz. Buralarda daha önce kullanılan yabancı ürünlerin yerine, yine SDT’nin -ama harici pod olarak ama gömülü olarak- yetenekleri ve ürünleriyle bu projelerde yer almasını bekliyoruz, umut ediyoruz, bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.“
“Ömer Bey malumunuz, yerlileştirme, günümüz Türk savunma sanayisinin en önemli konularından biri. Bu anlamda ACMI’yi geliştirirken yerli başka paydaşlarla çalıştınız mı ya da önümüzdeki dönemde yeni geliştirilen, geliştirilmekte olan döner kanatlı, insanlı, insansız havacılık projeleriyle ilgili ne gibi bir entegrasyon çalışması planlıyorsunuz?”
“Aslında çok güzel bir soru oldu. ACMI’nin geliştirilmesinde SDT çok ciddi yatırım yaptı, çaba harcadı ama TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii) da aslında SDT ile beraber iş payı olan önemli bir savunma sanayii kuruluşu. Dolayısıyla biz TUSAŞ’la; TUSAŞ biliyorsunuz savunma sanayimizde hava platformlarının, insanlı veya insansız hava platformlarının en büyük sağlayıcısı. Şu anda prestij projelerimiz de dahil olmak üzere TUSAŞ’la devam eden platform projelerinde bu ama harici pod olarak ama gömülü sistem olarak SDT’nin bu imkânlarını konumlandırmak için görüşmelerimiz devam ediyor ve bu projelerde yer almayı umut ediyoruz. Bu anlamda Türkiye’de bu yeteneği kazandıran bir firma olarak SDT’nin bu projelerde yer alması gerektiğini düşünüyor ve bu yönde umutlanıyoruz.”
“ACMI’yi yabancı muadilleriyle kıyaslayabilir miyiz?“
“Elbette. Zaten ACMI muadili sadece iki ürün var Türkiye dışında. Bunlardan biri Amerikan, bir diğeri de İsrail yapımı ama ben bunların isimlerini söylemeyeyim. ACMI’nin şöyle bir avantajı var bu ürünlere göre: Bu ürünler daha eski teknolojilerle geliştirildi ve ACMI öncesinde zaten bu ürünlerden bir kısmı Türk Silahlı Kuvvetlerimizde de kullanıldı. Dolayısıyla biz bu proje kapsamında özellikle Türk Hava Kuvvetleriyle yaptığımız iş birliği süresince, var olan sistemlerden daha yetkin özellikler sağlayabilmek adına geliştirme çalışmalarımıza yön verdik. Şöyle söyleyebilirim; ACMI, mevcut sistemlerden teknolojik olarak daha önde bir sistem ve gerek daha fazla platforma aynı anda hizmet verebilme, gerek menzil konusunda diğerlerinden fazlası var, eksiği yok diyebilirim. Teknoloji olarak da mevcut sistemlerden daha ileride bir sistem.“
“ACMI sisteminin ihracat stratejisi nedir? Hangi ülkeler ACMI sistemiyle ilgileniyor? Projeksiyonunuzda, konsantrasyon noktanızda herhangi bir ülke/ülkeler var mı? Bu anlamda başarısını nasıl gözlemliyorsunuz?
“Aslında biz sistemi prototip geliştirme sürecinden itibaren ihraç etmek için çeşitli faaliyetler içerisindeyiz ve bu tür çabalarımıza yurt dışında devam ediyoruz. Bunlardan bir tanesi aslında aktif olarak belli noktaya getirdiğimiz ama farklı engellerle karşılaştığımız bir ülke -ismini vermekte sakınca duymuyorum- Kore Cumhuriyeti. Biz Kore Cumhuriyeti ile ciddi aşamada ACMI podun ihracı konusunda görüşmeler sürdürdük, bunları belli bir yere kadar getirdik fakat burada karşılaştığımız sorun, platformların başka bir ülkeye ait olması ve kendi onaylamadıkları, sertifiye etmedikleri bir podu -kendi benzer, muadil ürünleri de var- rakip olarak gördükleri için platform sahibi ülkeler, bunu bir şekilde, teknolojik olarak bizim podumuz daha yukarıda olsa da kendi ürünlerini konumlayabilmek adına platform sahibi ülkeler bunları engelledi ama Kore’de ACMI podu biz aslında ihraç etme çalışmaları sürdürürken başka bir ihracat gerçekleştirdik. Yine bu ACMI pod içerisinde yer alan data-link kabiliyetimizi bir şekilde şu anda Kore’nin 5’inci nesil savaş uçağı, -onların da KFX projesi var- kol içi data-linkini biz aslında offsetten (Offset: Kamu kurum ve kuruluşları, kamu ortaklıkları ve kamu iştirakleri tarafından açılan uluslararası ihaleler neticesinde, ihalelerin açıldığı ülkeden çıkacak dövizi telafi etmek ve bu ülkelerin ihracat potansiyelini arttırmak amacıyla, ihaleyi kazanan yabancı firma tarafından ana ihale anlaşmasına ek olarak verilen taahhütler) de bağımsız olarak biz uluslararası bir ihalede konumlandırdık ve projeyi başarıyla tamamladık. Bu aslında ACMI’nin hem tek başına hem de içerdiği komponentler açısından ne kadar yüksek bir ihracat potansiyeline sahip olduğunu gösteren somut bir ihracat başarısı ve biz yine de yılmıyoruz, ACMI podu özellikle dost ülkelere ve artık platformdan bağımsız olarak yani herhangi bir ülkenin platformu değil -çünkü şu anda bizim de F-16’larımız üzerinde şu anda kullanılıyor- ama platformdan bağımsız olarak ACMI podu konumlayabilmek adına ihracat görüşmelerine ve gayretlerine devam ediyoruz ve potansiyelin gayet yüksek olduğunu görüyoruz.“