Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneğinin (SASAD) 34’üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı, HAVELSAN’da yapıldı.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, geçen yıl savunma ve havacılık sanayii ihracatının, NATO ve hizmet ihracatları dahil olmak üzere %29’luk artışla 7,1 milyar dolara ulaştığını ve yeni bir rekora imza atıldığını söyledi.
Şirketlerin, uluslararası iş birliği faaliyetleri ve temasları sayesinde dünyanın neredeyse tamamına ihracat yapabilir hâle geldiğine işaret eden Görgün, “Sadece geçen yıl 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Savunma ve havacılık ihracatımız Mart 2025’te 884 milyon dolara yükseldi. Yılın ilk çeyreğindeki sektörel ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artışla 1,7 milyar dolar oldu. 2024 sektör performansımıza ilişkin ciro, istihdam, AR-GE gibi diğer istatistiki verilerini, nisanda kesinleşecek kurumlar vergisi beyannamesi ve Savunma Sanayii Yetenek Envanteri’nden (YETEN) alacağımız ayrıntılı raporlar akabinde mayısta tüm sektörümüzle paylaşacağız.” dedi.
Prof. Dr. Görgün, ihracatın anahtarının, dünya pazarında yer alan çeşitli şirketlerle beraber çalışabilmek, onlarla birlikte iş üretebilmek olduğunun altını çizdi.
Görgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ana yüklenici firmalarımızdan küçük ölçekli firmalarımızın önünü açmalarını, onlarla rekabetten çıkıp ‘koçluk’ yaparak, kendilerine yol açmalarını, desteklemelerini bekliyoruz. Ülkemize uygulanan çeşitli kısıtlamalar neticesinde bize verilmeyen ürünleri ikame etmek için stratejik ve teknolojik bağımsızlığımızı sağlamalı, mevcut teknolojilerde de öncü olmalıyız. Bu bağlamda kendi tasarım ve üretim yetkinliğine sahip, yüksek teknoloji barındıran firmalarımıza özel önem veriyoruz. Söz konusu firmalarımızın sektörde varlıklarını sürdürmeleri ve devamlılık sağlayabilmeleri adına sanayileşme politikalarımızla destekliyoruz.”
Prof. Dr. Haluk Görgün, SSB olarak, projelerdeki ana sistemlerin kritik bileşenlerinin yerli imkânlarla temin edilmesine yönelik “sanayi katılımı” faaliyetlerini yakından takip ettiklerini söyledi.
Görgün, kaynakların doğru kullanılması, mükerrer yatırımların önüne geçilmesi ve savunma sanayiinde sürdürülebilir ve rekabetçi bir teknoloji tabanının korunması hedefleri doğrultusunda “Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı“nı uyguladıklarına dikkati çekerek, “Geçen yıl 25 firmaya 25 milyon dolarlık destek verdik, aynı kapsamda 25 milyon dolarlık yeni bir açılım yapacağız. Böylece kısa sürede 50 milyon dolarlık açılım sağlamış olacağız.” dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı’ndan (EYDEP) geçerek sertifika almaya hak kazanan firmaların uluslararası fuar katılımlarını desteklemek amacıyla yüzde 60-80 destek verdiklerini aktararak, bu uygulamaya IDEF 2025’te de devam edeceklerini bildirdi.
“EYDEP Kuluçka” olarak başlattıkları yeni programla EYDEP’ten geçen start-up firmaların uluslararası fuarlara bedelsiz katılımlarını destekleyerek ihracatta rol almalarını destekleyeceklerini kaydeden Görgün, şu ifadeleri kullandı:
“Kefalet şirketleri ile sipariş ve sözleşmelere dayalı finansman modelleriyle tedarikçilerimizin üretim süreçlerini aksatmadan sürdürmelerini, yeni projelerini hayata geçirmelerini mümkün kılmayı ve tedarikçilerin finansal kaynaklara erişimini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. SSB Finansal Kiralama Destek Programı ile savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren üretici işletmelere makine ve teçhizat için finansman desteği sağlıyoruz. Söz konusu programlarımıza bugüne kadar 900’den fazla firmamız başvurdu, şu ana kadar toplamda 5,7 milyar liralık kullanım gerçekleşti.“
Görgün, Türk şirketlerinin bir kere adım attıktan sonra kolay kolay o işten çıkmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Adımımızı bir kere kapıdan atmak önemli. Hedeflerimizi gerçekleştirebilmek, geleceğe en güçlü şekilde hazırlanabilmek için proaktif davranarak doğru zamanda, doğru teknolojilere yatırım yapmamız gerekiyor. İhracatın daha iyi seviyelere ulaşması için devletten devlete satış ve finans desteği gibi konularda düzenlemelerin etkinleştirilmesi önem taşıyor. İşbirliği yapılacak ülkelerin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda özel çözümlerin hızlı şekilde üretilebilmesi, dış taleplere cevap verebilecek yeterli üretim kapasitesine ulaşmak amacıyla ekosistemin genişletilmesi, devletler arası satışa konu olan platform ihracatının yanı sıra alt sistem ve bileşen ihracatlarının artması önem arz etmektedir.”