2014 yılında yapılan ilk Ateş Serbest Faaliyetini yine basın mensubu olarak izlemiştim.
Ateş Serbest, Ankara’nın Polatlı ilçesi yakınlarında, General Nahit Şenoğul Kışlası’nda o tarihten beri, 2016 yılı hariç her yıl gerçekleştirildi ve her faaliyet, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) boğucu, ezici, yüksek isabetli atışlarına sahne oldu.
Öncelikle Kışlaya adını veren Orgeneral Nahit Şenoğul komutanımızla ilgili bir şeyler yazmak istedim.
Komutanımızı ilk olarak o tarihe kadar (Nisan 1998) gerçekleştirilen en geniş kapsamlı iç güvenlik harekâtı olan Murat Operasyonu sırasında tanımıştım.
TRT’nin efsane programı Anadolu’dan Görünüm’ün efsane yapımcı ve sunucusu merhum Güntaç Aktan ağabeyimle birlikte katılmıştık operasyonun basın turuna.
Orgeneral Nahit Şenoğul, harekâtı yürüten 3’üncü Ordunun komutanıydı.
Daha sonra Harp Akademileri Komutanlığına atanan ve 2002 yılında rahmetli olan komutanımızı da bu vesileyle andıktan sonra faaliyetlere ilişkin izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
2014 yılında ilk yapılan Ateş Serbest’te en çok ilgimizi çeken unsur, Türk Kara Kuvvetleri envanterine o dönemde yeni katılan Atak taarruz, taktik keşif helikopterleriydi.
Atakların atışlarını ilk kez izlemiştik ve atış görüntülerini de ilk kez paylaşmıştık.
Kendisi de bir kara pilot olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak komutanımız o dönemde Tümgeneral rütbesiyle Kara Havacılık Komutanıydı ve etkinliğe davet edilen gazilerimize helikopterler hakkında bilgi verilirken oradaydı.
Atak helikopterler, bu yılki faaliyetin de görsellik ve etkileyicilik anlamında en çok dikkat çeken unsurları oldu.
Atış faaliyetinin hemen öncesine gelirsek…
General Nahit Şenoğul Kışlası’na ulaştığımız andan itibaren son derece profesyonel bir basın ekibi tarafından karşılandık.
Milli Savunma Bakanlığına bu konuda da gerçekten çok teşekkür ediyorum zira askeri ve sivil personelden oluşan basın ekibi, gerek görüntü alma, gerek bilgilendirme gerekse yeme içme dahil hemen her konuda işimizi çok kolaylaştırdı.
Atış faaliyeti başlamadan önce silah sergisini gezdik.
2014 yılındaki ilk faaliyetten bu yana sistemlerdeki millileşme dikkatlerden kaçmadı.
Korkut ve Hisar-A/O hava savunma sistemleri ise özellikle basın mensubu arkadaşlarımın en fazla ilgisini çeken unsurlar oldu gibi geldi bana.
Serginin ardından atış sahasına geçtik.
Faaliyete Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu da katıldı.
Güler ve komutanlar faaliyeti Üçüncü Selim Gözetleme Yeri’nden izledi.
Faaliyet pek çok televizyon kanalından canlı olarak yayınlandı; hemen hemen tüm basın yayın organları haberini yaptı o nedenle çok fazla ayrıntısına girmek istemiyorum ancak ilk ve ardından yapılan tatbikatlarla bu tatbikat arasında küçük bir fark vardı.
Önceki tatbikat ve atış faaliyetlerinde TSK’nın son derece yoğun, boğucu, isabetli ve etkili atışlarına tanık olmuştuk.
Bu faaliyet de öyleydi ancak faaliyette görev yapan yerli/milli silah sistemlerinin sayısında önemli bir artış olduğu gözlendi ki haberin girişinde bu hususu ifade etmiştim zaten.
Bu faaliyette benim en fazla dikkatimi çeken, kilometrelerce uzaktan veya daha yakından yapılan atışlarda hedeflerin inanılmaz bir şekilde (neredeyse) sıfır sapmayla vurulmasıydı.
Geçen yıllarda birçok tatbikatı izledim; atışlar hep hedef bölgesindeydi ama bu faaliyetteki vuruşların dikkatten kaçması mümkün değildi.
Bu durum, son dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerince özellikle sınır ötesinde gerçekleştirilen operasyonlarda da gözlemleniyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri son derece hassas vuruş yeteneğini tam anlamıyla kazanmış görünüyor.
Bu yetenek, meskûn mahalde çok büyük bir avantaj anlamına geliyor.