Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46’ncı yıl dönümüne günler kala, Kıbrıs’ta unutulmaya başlananları hatta yeni neslin hiç bilmediği hususları hatırlatmaya devam ediyoruz.
İlk olarak EOKA terör örgütü, amacı ve kanlı eylemleri hakkında bilgi vermiştik.
Her saldırı karşısında bir direnişin ortaya çıkması kaçınılmaz; üstelik haksızlığa, zulme uğrayan toplumların direnişi, çok daha efsanevi oluyor.
Kıbrıs adasında 4 Haziran 1878’de, Kıbrıs Konvansiyonu’nun imzalanması ile başlayan İngiliz varlığı, 1.Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Almanya yanında savaşa girmesini gerekçe gösteren İngilizlerin, Kıbrıs’ı 5 Kasım 1914 tarihinde “de facto” (fiili olarak ama hukuki olarak değil) ilhakıyla devam etti.
Bu ilhak, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile “de jure” oldu; yani hukuki statüye dönüştü.
İngiltere, 10 Mart 1925’te adada sömürge yönetimi kurdu.
Kıbrıs Rumları, 1931 yılı Ekim ayında sömürge yönetiminin vergi düzenlemesini bahane ederek ENOSİS (Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama) amacıyla isyan başlattı.
Rumların saldırıları o dönemde ada Türklerine yönelik değildi.
ENOSİS talepleri İngiliz sömürge yönetimince dikkate alınmayan Rumlar, 1954 yılı Aralık ayı başında sorunu Birleşmiş Milletler’e taşıdı ancak orada da istediği sonucu alamadı.
Kıbrıs’ta Rum kaynaklı şiddet olayları 1 Nisan 1955’te İngilizlere yönelik bombalı bisikletle yapılan saldırıyla başladı.
Aynı yılın Haziranında ise artık saldırıların hedefinde Kıbrıs Türkleri de vardı.
Saldırılar üzerine Türkler Kara Yılan, Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği, Volkan, Yıldırım, 9 Eylül Cephesi ve Kara Çete adlarıyla çeşitli direniş örgütleri kursalar da bölgesel kalmaları ve eğitimsiz olmaları nedeniyle askeri eğitimli EOKA terör örgütü karşısında Türklerin savunmasını yapamadı.
Bu direniş örgütleri arasında en etkilisi Volkan’dı denilebilir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Raif Rauf Denktaş o dönemde Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Başkanıydı.
Denktaş, Kıbrıs Türk Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Türkiye Konsolosluğunda görevli Kemal Tanrısevdi bu dağınık teşkilatları bir çatı altında toplamak amacıyla 28 Kasım 1957 tarihinde (resmi kuruluş tarihi 1 Ağustos 1958) Türk Mukavemet Teşkilatının (TMT) kurulduğunu bir bildiriyle ilan etti.
TMT’NİN AMAÇLARI
1-Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak,
2-ENOSİS’e ve bu hedef doğrultusunda yapılan girişimlere, estirilen teröre karşı durmak,
3-Türklere yapılacak saldırıları geri püskürtmek,
4-Türk toplumunun birliğini ve bütünlüğünü sağlamak, ENOSİS’i savunan komünist AKEL partisinin (Anorthotikó Kómma Ergazómenou Laoú / Emekçi Halkın İlerici Partisi) Türk toplumu içinde ideolojik etkinlik kurmasını ve iç cepheyi bölmesini önlemek,
5-Rumlara ve İngilizlere karşı ada Türklerinin haklarını savunmak,
6-Anavatan Türkiye ile sıcak ilişkileri ve Türk halkının Anavatan’a bağlılığını sürdürmek.
TMT, bu tarihten itibaren 1958-1960 ve 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk’ünün direnişini örgütledi.
Kıbrıs Türkleri, TMT sayesinde pek çok katliamdan kurtuldu.
ENOSİS yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması önünde en büyük engel oldu ve bunu başardı.