Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölcük Tersanesi Komutanlığında düzenlenen Denizaltı Havuza Alma ve İlk Kaynak Töreninde konuştu.
Konuşmasının önemli bir bölümünü müttefik ülkelerin Türkiye’ye karşı takındığı tavra ayıran Cumhurbaşkanı, “DEAŞ’la sahada göğüs göğüse mücadele ettiğimiz dönemlerde bile akla hayale girmeyecek ithamların, iftiraların muhatabı olduk.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
“Öyle ki DEAŞ’ın sınır illerimizi hedef alan roket saldırıları ve terör eylemleriyle boğuştuğumuz günlerde, adeta yangından mal kaçırırcasına, ülkemizdeki hava savunma sistemleri sökülüp götürüldü. Bize parasıyla verilmeyen silahlar, DEAŞ’la mücadele kılıfı altında eli kanlı terör örgütlerine bedelsiz olarak on binlerce TIR’la aktarıldı. Terörizmle ve düzensiz göçle mücadelenin en ön safında yer alan Türkiye, güney sınırı boyunca, bir terör koridoru marifetiyle kuşatılmak istendi. 15 Temmuz gecesi, demokrasimize kast eden ve 251 evladımızı şehit eden FETÖ’cü alçaklar, komşularımızdan başlayarak, birçok Avrupa ülkesi tarafından korundu, kollandı, himaye edildi. Vatandaşlarımıza vize konusunda olmadık engeller çıkaran bu devletler, demokrasi ve halk düşmanlarını sorgusuz, sualsiz bağırlarına bastı. Suriye’de binlerce masumu katleden terör elebaşıları, kırmızı halılar serilerek karşılandı. Batılı liderler tarafından başkanlık saraylarında ağırlandı. Bizimle görüşmelerinde sürekli hukuktan, adaletten, demokratik değerlerden dem vuranlar, eli kanlı katilleri baş tacı etmekten utanmadılar. Bugün Ukrayna’daki başarılarıyla adına şarkılar bestelenen silahlı insansız hava araçlarımız Karabağ Savaşı’nda masumları katleden ölüm makineleri olarak yaftalandı.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Türkiye’nin NATO’nun güvenliğine yaptığı katkılardan övgüyle bahsedenler, daha düne kadar Libya’da ve Suriye’de attığımız adımlar dolayısıyla ülkemizi acımasızca eleştiriyorlar.” dedi.
Türkiye’nin, savunma ihtiyaçlarının giderilmesinde, meşru sınır ötesi harekâtlarda ve kırk yıllık terörle mücadelesinde müttefiklerinden beklediği desteği görmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı, “Destek ve katkı bir yana, ülkemiz çoğu zaman gizli-açık yaptırımlara, ambargolara; tehdit, baskı ve şantajlara maruz bırakılmıştır. Çifte standart, bu süreçte çok iyi bildiğimiz, sık sık tecrübe ettiğimiz, iliklerimize kadar yaşadığımız, muhataplarımızın da her fırsatta yüzüne vurduğumuz bir vakıa olmuştur.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgesinde meydana gelen kritik hadiselere rağmen özellikle güvenlik ve savunma konularında Türkiye’ye karşı aynı tutumun ısrarla sürdürüldüğüne dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“NATO’da ve diğer üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlarda oynadığımız hayati rol apaçık ortadayken kimi müttefiklerimizle hâlâ yaptırımların kaldırılmasını konuşuyoruz. Özellikle de İsveç’in şu anda bize karşı yaptırım uygulamasını hiçbir şekilde bir kenara koyamayız. Bunların makul bir izahı da yoktur. İttifak dayanışmasının en üst düzeyde tutulması gereken bir dönemde ipe un serme politikasından vazgeçilmeli, terörle mücadelede destek ve yaptırımlar başta olmak üzere Türkiye’nin haklı beklentileri karşılanmalıdır. NATO için bedel ödeyen özellikte bir ülke olarak milli güvenliğimize dair hususlarda ucu açık diplomatik ifadelerden ziyade somut adımlar görmek istiyoruz. Temel güvenlik hassasiyetlerinin gözetilmediği bir genişleme politikasının ne bize ne de NATO’ya hiçbir hayrının dokunmayacağına inanıyoruz.”