Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda yurt dışı bağımlılığın azaltılmasına; özgün, yerli ve milli çözümlerin hayata geçirilmesine, Ar-Ge ve teknoloji yetkinliğinin artırılmasına katkı sunacak 6 proje için imzalar atıldı.
Anadolu Ajansının haberine göre, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir törende, bugüne kadar tamamlanmış ve devam eden toplam 104 Ar-Ge projesinde 3,5 milyar liralık harcama yapıldığını; bu projeleri üniversiteler, firmalar, araştırma kurumları ve enstitülerle birlikte yürüttüklerini söyledi.
Prof. Dr. Demir, “Türkiye’nin küresel güç olma vizyonu doğrultusunda Ar-Ge teknoloji konularındaki çalışmalardan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Bunun da tam bağımsızlığımızın anahtarı ve olmazsa olmazı olduğunu bilerek çalışmalarımızı azimle sürdüreceğiz.” dedi.
İsmail Demir, Ar-Ge çalışmaları konusunda koordinasyonun önemini şu sözlerle vurguladı:
“Savunma Sanayisi Özel Bir Alandır. Her Kurum Bu Alanda Ar-Ge Yapmamalı”
“Ülkemizde Savunma Sanayii Başkanlığı adıyla bir kurum var. Ülkemizde çeşitli bakanlıklarımız da var. Mesela Ulaştırma, Enerji, Tarım ve Orman bakanlıklarımız var ama Ulaştırma Sanayi Başkanlığı, Enerji Sanayi Başkanlığı, Tıp Sanayi Başkanlığı yok. Bu şu anlama geliyor, ülkeyi yöneten irade diyor ki ‘Savunma sanayisi özel bir alandır, bu alana ben bir kurum kurdum ve bu kurum bu işlerin yürütücüsü bir kurumdur. Savunma sanayisi söz konusu olduğunda teknoloji, ürün, Ar-Ge konularının adresini belirledim.’ Bugün bu konunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Çünkü eğer böyle bir kurum varken her bakanlık kalkıp ‘Ben kendi Ar-Ge’mi yapacağım’ derse o zaman işler karmakarışık olur. Sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin değil, güvenlik güçlerimizin tamamının, istihbarat teşkilatımızın ihtiyaçları hatta artık siber güvenlik, enerji ve benzer alanlarda ortaya çıkan teknolojik ihtiyaçlar Türkiye’nin savunması anlamına gelmektedir. Bu konularda adres karmaşası olması, ülkemizde çok başlılığa ve meselenin yanlış anlaşılmasına yol açacaktır. Bu kurum yanlış mı? Aslında doğru veya yanlış olmasının tek bir kriteri var. Bugün Türkiye’de bir teknoloji konusu konuşulduğunda çeşitli kademelerde ‘Savunma sanayisi alanında yakalanan başarı’ diye bir cümle başlıyor, demek ki bu model bir başarının ispatıdır. O açıdan tekrar yanlışlara düşmemek için bu konuyu tekrar gündeme getirmek istedim. Ülkemizde araştırma deyince vazgeçemeyeceğimiz, asla onsuz olmayacak kurum TÜBİTAK. Araştırmanın her türlüsünde savunma sanayi teknolojileri başta olmak üzere, vazgeçilmez ortağımız TÜBİTAK ve onunla ilgili kuruluşlardır. Geçmişteki destekleri için teşekkür ediyoruz, gelecekte de beraber yol yürüyeceğimizi, onlarla beraber Türkiye’nin Ar-Ge ekosisteminin yanımızda olacağını görüyoruz.“
CEVHER Projesi kapsamında, mevcut durumda yurt dışından temin edilen havacılık gaz türbin motor malzemelerinin geliştirilmesi ve toz metalürjisi ile türbin diski üretimine yönelik olarak kapsülleme sistemi geliştirilmesi sağlanacak. TUSAŞ Motor Sanayii AŞ ana yükleniciliğinde yürütülecek projede, TÜBİTAK-MAM ve Meta Nikel Kobalt Madencilik firması alt yüklenici olarak yer alacak.
KEHRİBAR Projesi ile savunma sanayisine yönelik kara platformlarındaki zırhlı araçlar başta olmak üzere, hava ve deniz platformlarında da kullanılabilecek, personelin yaşamını ve savunma ekipmanlarının güvenliğini tehlikeye atmayan, aracın hız ve hareket kabiliyetini ve görme açısını etkilemeyen, yüksek balistik dayanımlı güçlendirilmiş ince ve hafif lamine cam sisteminin yerli ve milli geliştirilmesi hedefleniyor. Proje TÜBİTAK-MAM ana yükleniciliği ve ŞİŞECAM alt yükleniciliğinde hayata geçirilecek.
GRAKOR Projesi ile grafen katkılanmış nanokompozitler, fiber kumaşlarla birleştirilerek grafenle güçlendirilmiş fiber takviyeli, personel korumaya yönelik polimer kompozit zırh malzemesi geliştirilmesi sağlanacak. Proje NANOGRAFİ Nanoteknoloji firması tarafından yürütülecek.
KEŞİF Projesi ile bilgi işlem altyapılarında siber zafiyetlerin önceden tespitinin yapay zeka desteğiyle gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda internete bağlı cihazlara yönelik bir arama motorunun geliştirilmesi sağlanacak. Proje kapsamında Türkiye’nin milli siber güvenliğine katkı sağlayacak istihbarat verisinin toplanması ve karar alıcılar için etkin çıktılar üretilmesi hedefleniyor. Proje İntelprobe Bilgi Teknolojileri firması tarafından yürütülecek.
MİLAS Projesi kapsamında ise kritik iletişim altyapılarına otonom bir siber güvenlik katmanı oluşturarak tüm şebekede uçtan uca servis sürekliliği ve veri gizliliğinin sağlanması amacıyla yapay zeka temelli zafiyet tespiti ve engelleme sistemi geliştirilmesi amaçlanıyor. Proje ULAK AŞ ana yükleniciliği ve STM alt yükleniciliğinde hayata geçirilecek.
Yenilikçi Yazılımlar Yarışıyor (Y3) ve Veri Kovanı Platformu Çerçeve Sözleşmesi ile Y3 isimli yarışma programı altında yürütülen yarışmalar ile yapay zeka çalışmalarında ihtiyaç duyulan verilerin etiketlenmesi amacıyla kurulan Veri Kovanı Platformu‘nun sürdürülebilir bir program yönetimine dönüştürülmesi hedefleniyor. Proje SSTEK Savunma Sanayi Teknolojileri AŞ tarafından yürütülecek.
Devam eden ve imzalanan yeni Ar-Ge projeleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasında yurt dışı bağımlılığın azaltılması, özgün, yerli ve milli çözümlerin hayata geçirilmesi ve ülke Ar-Ge ve teknoloji yetkinliğinin artırılmasına önemli katkılar sunulacak.
SSB’de düzenlenen tören, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ile Milli Savunma Bakanlığı ve projelerde yer alan firmaların temsilcilerinin yer aldığı sınırlı sayıda katılımcıyla gerçekleştirildi.