Savunma Sanayii Akademi ve ASELSAN iş birliğiyle düzenlenen “Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları – II Savunma Sanayiinde Çevik Dönüşüm” etkinliği Ankara’da yapıldı.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, etkinliğin açılışındaki konuşmasında, savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu kritik teknolojilere yönelik yetkinlik havuzu oluşturulması ve desteklenmesi konusunda bir dizi programa başladıklarını belirtti.
“Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları” adını verdikleri bu etkinliklerden ilkinin Şubat ayında, malzeme teknolojileri konusunda düzenlendiğini hatırlatan Prof. Dr. Görgün, bugün de savunma sanayiinde özellikle Çevik Dönüşüm başlığıyla programa devam edildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Haluk Görgün, şöyle devam etti:
“Milli sanayinin, savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını en etkin bir şekilde karşılayabilecek kapasiteye ulaşmasını sağlayabilecek reorganizasyon sürecine liderlik ve hamilik yapma vazifesi ve sorumluluğu üzerinde olan Savunma Sanayi Başkanlığı, bu savunma teknolojilerinde özellikle dönüşüm ve yetkinliklerin yönetilmesi konusunda ciddi bir vakit harcıyor, ciddi bir efor sarf ediyor. Bunları daha çevik hâle getirebilmeyi aslında kendine bir görev addediyor. Bu doğrultuda savunma sanayi ekosistemi içerisinde bir sistematik yapı oluşturmayı ve teknolojik analizleri, teknoloji yol haritalarını, insan kaynağı için yetkinlik mimarilerinin oluşturulmasını önemsiyor ve bunun için çözümler arıyoruz. İhtiyaç duyulan özellikle savunma sanayi teknolojilerini ve bu teknolojileri geliştirecek olan insan kıymetini savunma sanayimizin sürdürülebilirliği açısından da çok önemli görüyoruz.”
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, bugün sistemlere, platformlara bakıldığında çok farklı tanımlamalarla güncellendiğini kaydetti.
Bunların yeni nesil platformlar olduğunu vurgulayan Görgün, şunları ifade etti:
“Beşinci nesil platformlar, 6’ncı nesil uygulamalar, çok farklı tanımlamalarla önümüzde. Çok komplike, sistemler sistemlerinin daha önce yapılan yöntemlerin ötesinde veya daha önce kullanılan teknolojilerin üstüne katılarak geliştirildiğini ve uygulamaya konulduğunu gözlemlemekteyiz. Bunun için özellikle bu tip hava savunma, deniz sistemleri, denizaltı sistemleri, gemiler vs. aklınıza ne gelecek olursa olsun, bunların aslında sistemler gibi kompleks bir proje yönetimi yaklaşımıyla yönetilmesi gerektiğinin de ve bunun çok önemli bir ihtiyaç olduğunun da hepimiz farkındayız. İşte bu kompleksite gerek sistemlerin kompleksitesi, karmaşıklığı gerek yönetimin bunları yönetmesinin ortaya koyduğu karmaşıklık, dolayısıyla projelerin maliyetlerini de doğrudan etkiliyor. Bizim maliyet etkin ve ihtiyaç duyulan anda, zamanında bu ürünleri, platformları teslim edebilmemiz için proje yönetiminde ve insan kıymeti yönetiminde de bu çevik yönetim anlayışını mutlaka benimseme ve uygulama durumundayız. Bu çevik yaklaşımın da sistem mühendisliğinden tasarım mühendisliğine, test kalite mühendisliğinden veya uygulamalarından tedarike varana kadar bütün, bir arada çalışan ve farklı roller üstlenen birimlerin ve insan kıymetinin özellikle bu tüm yetkinlikleri harmonik bir şekilde daha çevik çalışmasını ortaya koyabilecek yeni yaklaşımları ortaya koymasının zorunluluğunu aslında ifade etmeye çalışıyoruz. Tabi burada en önemli desteğin üst yöneticilerden gelmesi gerekiyor. Çevik yönetimin benimsenmesi ve desteklenmesi gerekiyor ki sonuca, istenilen sonuca erişilebilsin.”
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol da Türk savunma sanayiinin son yıllarda tüm milleti gururlandıran, herkese kıvanç veren, aynı zamanda dünyada da ses getiren başarılı projelere bir bir imza attığını söyledi.
Platform, sistem ve bileşen düzeyinde Türkiye’nin dışa bağımlılığının azaldığına ve ciddi bir ihracat başarısının adım adım gerçekleştiğine dikkat çeken Akyol, sektörün çok büyük, geniş, dinamik bir ekosistemden oluştuğunu ve Savunma Sanayi Başkanlığının, bu ekosistemin daha büyük başarılara ulaşması yolunda her zaman ciddi bir liderlik gösterdiğini belirtti.
Akyol, şunları ifade etti:
“ASELSAN olarak o dönem (Prof. Dr. Haluk Görgün’ün ASELSAN Genel Müdürü olduğu dönem) Haluk Hocamızın da liderliğinde içeride bir Çevik Dönüşüm Projesini başlatmıştık. Bu kapsamda hava savunmadan komuta kontrole birçok projeyi, Çevik Dönüşümle yürütüyoruz. Bugün itibariyle ASELSAN‘da Çevik Dönüşümle yürütülen proje sayısı 20’yi aşmış durumda. Roketsan ve TÜBİTAK SAGE paydaşlarımızla yürüttüğümüz siper projesi de aslında bu Çevik Dönüşümle yürütülmüş, gerçekten dünyadaki muadillerine göre önemli ölçüde erken tamamlanmış bir projedir. Bu anlayışla yürüttüğümüz projelerde müşteri memnuniyetinden çalışan motivasyonuna kadar birçok verimlik arttırıcı sonucu da aldığımızı ifade etmek isterim. Bir örneği daha sizle paylaşarak Çevik Dönüşümün, Çevik Anlayışın önemini vurgulamak istiyorum. Elektrooptik alanında da yıllardır çalışıyoruz. Önemli bir yetkinliğimiz var ama biz ASELPOD projesine 2005’te başladık ve 15 yıl sürdü bunu teslim etmek. CATS projesine 7 yıl uğraştık; ASELFLIR400 6 yıl sürdü. Bugün işte dünyanın en iyi kamerası dediğimiz ASELFLIR500 2020’de başladı 2023’de bitti. Burada birikim, kültür, kapasite önemli olmakla beraber projeye gösterdiğimiz aslında Çevik Yaklaşımın da çıktısını almış olduk.”