Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma muhabirleri ve savunma basını temsilcileriyle bir araya gelerek geçen yılın değerlendirmesini yaptı; yeni yıla ilişkin beklentileri aktardı.
Prof. Dr. Demir ilk olarak Başkanlığın tarihçesi, organizasyon yapısı ve görevleri hakkında bilgi verdi.
Türkiye’nin savunma sanayisi alanında iyi bir gidişi olduğunu ifade eden Demir, ancak bunun yeterli olmayacağını her fırsatta vurguladıklarını kaydetti.
Prof. Dr. İsmail Demir’in açıklamalarından ve sorulara verdiği cevaplardan önemli bölümler şöyle:
GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN, GÜÇLÜ SAVUNMA SANAYİ
“Özellikle şu anda dünyanın gidişine baktığımızda, çok daha güçlü bir Türkiye’nin güçlü bir savunma sanayi ile olacağını net olarak görüyoruz. Güçlü bir savunma sanayi, bir anlamda silahlı kuvvetleriniz, insan gücünüz iken diğer alanda da teknolojiniz, silah gücünüz demektir. Malumunuz, ‘alet işler, el övünür’ derler. Savunma konusunda da, evet, cephedeki kahraman güvenlik güçlerimiz, askerlerimiz her zaman için göz bebeğimiz ancak onların da en modern teknolojilerle desteklenmesi ve bu sayede de sahada başarılarının artırılması gerektiğini çok net olarak görüyoruz. Tabii bu destekleme konusunda uzun zaman dışarıdan tedarik ettiğimiz ürünlerle bunu yapmaya çalışırken, çeşitli vesilelerle gördük ki bu işlemler zaman zaman ülkemizin bazı tehditlere, şantajlara maruz kalmasına, kendi harekat ihtiyaçlarıyla ilgili kısıtlamalara maruz kalmasına ve daha da önemlisi, kendi stratejik çıkarlarımız doğrultusunda adım atarken, birilerinin engellemesine maruz kalmamıza sebep oluyor.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR SAVUNMA SANAYİ İÇİN İHRACAT ŞART
“Yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle kendi güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken içe yönelik bir üretimin de bir yere kadar olabileceğini ancak sürekli olmak için ihracatın da mutlaka devrede olması gerektiği malumunuzdur. Bu konuda başkanlığımız onlarca ülke ile savunma sanayi iş birliği anlaşmaları imzalamakta, çeşitli fuarlara katılım sağlamakta, firmalarımızın bu fuarlara katılımına ön ayak olmakta ve gerektiğinde devletten devlete yapılan ihracat anlaşmalarında taraf olarak yer almakta ve gerekirse de kredi verme, bulma, krediye imza atma gibi konularda da devreye girmektedir.”
YERLİLİK VE MİLLİLİK İÇE KAPANMA ANLAMINA GELMEZ
“Yerlilik ve millilik derken içine kapanık bir Türkiye’den bahsetmiyoruz. Malumunuz, global dünyada özellikle savunma sanayi gibi pahalı olan, oldukça büyük kaynaklar gerektiren alanda da çeşitli iş birliklerine açık olduk, olmaya devam edeceğiz.”
Prof. Dr. İsmail Demir, toplantının ikinci kısmında basın mensuplarının sorularını cevapladı.
ALTAY TANKINDA SON DURUM
“Sözleşmesel olarak T0+18 gibi bir sözleşmemiz var yani şu anlama geliyor: Ön şartlar sağlanıp da üretime hazır hale gelindikten sonraki aşama. Bu da şunu içeriyor: Şu anda motor ve transmisyon yani güç paketi konusunda, firma elinde güç paketi olmadığı zaman T0’ı başlatamıyor yani güç paketi konusunda, yapılan başvurunun sonuçlanmadığı durumda, biz de 0’ı başlatamadığımızdan bu 18 aylık süre başlayamıyor. Kamuoyuna deklare edilmiş bir 18 ayımız vardı daha önce. O zaman da çok daha önceden yapılmış başvurunun sonuçlanmasını bekliyorduk. Bu başvuru şu anda olumlu veya olumsuz bir cevapla karşılaşmadı, beklemede ancak motor yani güç paketi dedik genel anlamda, alternatif aramaları sürüyor. Bu konunun da çok yakında sonuçlanacağını ümit ediyoruz. Motor arayışı sonuçlandıktan sonra, üretim hattının da kalifikasyonu olduktan sonra test run başlayacak ve ondan sonra 18 ayı koyacağız. Burada test run’ın başlaması konusunda birkaç belirsizlik var; o konuda biz yanıltıcı olmak istemiyoruz. 18 ay, bu şekilde söylenmiş bir 18 aydır.”
İKİNCİ PARTİ S-400’LER NE ZAMAN GELECEK?
“Söylediğimiz şey şu: Birinci sistem Nisan ayında kurulumu, eğitimleri bitip, her şeyiyle hazır hale gelecek. İkinci sistemin geliş süresiyle ilgili, önümüzdeki dönem alınacak dedik, bir tarih verme konusunda özellikle bu yan şart olan ortak üretim vb. konularla ilgili bazı detaylar çalışıldığı için şu tarih demek istemiyoruz ama o da önümüzdeki dönemde gelecek.”
EUROSAM İLE SAMP-T PROJESİNDE SON DURUM
“SAMP-T ile ilgili somut bir anlaşma imzaladık. Bir tanımlama çalışması yapacaktık ki o bitti hemen hemen ama onun sonrasında somut bir çalışma başlayacaktı üç ülkenin de ihtiyacını karşılayacak şekilde. Uzun vadeli ortak bir çalışma başlayacaktı. Malumunuz Fransa’nın son zamanlarda açıkladığı bazı tavırlar var. O tavırlar, bu projeyi de etkiledi. Bu tavır devam ederse belki o cenahta diğer ortakla devam edebiliriz (İtalya).
F-35’LERİN VE UÇAĞA PARÇA ÜRETEN TÜRK FİRMALARIN DURUMU
“Biz F-35’in ortağı olarak attığımız imzanın arkasındayız ve tek taraflı kararların gayrı hukuki olduğu konusunda da ısrarcıyız. ‘Ben yaptım oldu’ denilen bir yaklaşım var; bu yaklaşımda da sürekli olarak biz bu programla ilgili ‘bütün yükümlülükleri yerine getiren bir ortağız ve programda kalmak istiyoruz’ tezini öne sürdük ve bunu destekledik. O kadar ki, aylar önce bu kararı aldıklarını bildirenler, ‘Türkiye’deki üretimleri şu tarihte keseceğiz’ diyenlerin bile söylediklerini duymamış farz ederek firmalarımız üretimlerine devam ettiler. Bu duyumun alındığı tarihte biz firmalarımıza üretimi durdurmalarını söyleseydik, programın tümü çok zor durumda kalabilirdi. Türkiye’nin bu anlamdaki olumlu yaklaşımını, iyi niyetini göstermek adına üretimle ilgili hiçbir negatif adım atılmadı ve bu üretim devam ediyor, edecek. Mart’ta üretimi durdurma kendi kararlarıdır; bunun da bizim açımızdan belirli sonuçları olacaktır diye düşünüyoruz. F-35 konusunda maalesef karşı tarafla ciddi bir görüşme zemini yok. Şunun dahi biz açıklamasını alabilmiş değiliz; F-35 üretimi ile S-400’ün teknik açıdan Türkiye’de olmasının ne tür bir alakası var?”
ANADOLU ÇOK MAKSATLI AMFİBİ HÜCUM GEMİSİNE KONUŞLANDIRILMASI DÜŞÜNÜLEN STOVL (DİKEY KALKIŞ İNİŞ YAPABİLEN) F-35’LERE ALTERNATİF VAR MI?
“O konu zaten hiçbir zaman bir somut proje olarak karşımıza gelmedi. Bir fikir jimnastiği bazında tartışılan konulardı, Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay bünyesinde belki onun fikri konuşuldu, tartışıldı ama kuruluşumuza bir proje veya talep olarak somut bir şekilde gelmedi ve Anadolu gemisinin ilk başındaki tasarımda da zaten böyle bir karar düşünülmedi. Evet, o platforma koyabileceğiniz çok çeşitli hava sistemleri olabilir. Şu anda gidişata baktığımızda, çeşitli kabiliyette İHA’ların o platformda konuşlanmasında hiçbir sorun olmayabilir. O kadar çok alternatif var ki F-35B gibi pahalı bir alternatife gitmektense onun foksiyonunu belli ölçüde icra edebilecek belirli, özellikle insansız sistemlerin bu platformda kullanılması mümkün. Bu konuda da zamanı geldiğinde gelişmeler olacaktır.”
ABD S-400’Ü BAHANE EDEREK TÜRKİYE’NİN UZUN MENZİLLİ FÜZE TEKNOLOJİSİ KAZANMASINI ENGELLEMEK İSTİYOR OLABİLİR Mİ?
“Sanmıyorum ki gerek Türkiye’nin hava savunması olsun gerek diğer sistemler olsun, geliştirme faaliyetlerinden dolayı Türkiye’nin bir yaptırıma maruz kalması… Benim baktığım noktadan öyle bir görüntü yok.”
SİPER PROJESİ
“Özellikle bu adımların birbirini destekleyen ve tamamlayan nitelikte olduğunu, birisinde geliştirilen teknolojinin ve erişilen seviyenin diğerine bir basamak oluşturacağını belirtmek istiyorum. Siper de diğer iki projemiz gibi devam ediyor ama diğer projemiz daha hızlı yol aldı. Daha önce başlamıştı. Siper daha önce başlamıştı ama bu Hisar-A ve Hisar-O birer basamak taşı olacaklar Siper için. Orada geliştirilen teknolojiler burada da kullanılmaya devam edecek. Proje, takviminde ilerliyor. İnşallah Siper’i ve Siper sonrasını da hatta göreceksiniz.”
PAKİSTAN’A ATAK HELİKOPTER İHRACATI
“Motorla ilgili ihracat izni başvurusu şu anda devam ediyor. Süre olarak da Pakistan tarafı bu konuda 1 yıl daha ek süre vermeye razı olmuş durumda. Beklemedeyiz. Alternatif motor için de hem kendi sistemlerimiz için hem ihracat imkânları için öncelikle yerli motor geliştirme işlemleri devam ediyor. Arada başka motor olabilir mi? Biz daha çok bunun yerli motorla karşılanabileceği iddiasıyla hızla çalışmaları devam ettiriyoruz. Başka bir ara çözüm, daha hızlı bir çözüm gelebilir mi, bu konuda da TUSAŞ belirli temaslarda bulunuyor ama biz bu konuyu yerli motorla çözmek üzere bütün gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”