Ok ve yay, eski Mısırlılardan 15. yüzyıla kadar savaş alanlarında en önemli piyade ve süvari silahıydı.
Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınıyor.
Çanakkale 19 Mayıs Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alptekin Yavaş, Türk Pusatları Araştırmaları tarafından Cumartesi günü online düzenlenen etkinliğe katılarak, okçuluğun ve ok uçlarının (temren) Türkler için önemini anlattı.
Devletlerin olağanüstü çıkış dönemlerine bakıldığında, savaş teknolojisinde devrimlerin olduğunu belirten Yavaş, “Bunlar hem malzeme, hem üretim hem de savaş taktikleri. Bir paket olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Hiçbiri tesadüf değil” ifadesini kullandı.
Okçuluktaki maharetlerinin, Selçukluların başarısında önemli rol oynadığını kaydeden Yavaş, demirin Orta Çağ döneminde en önemli hazine olduğunu anımsattı.
Orta Çağda savaşlarda en önemli ganimetin mücevher değil, demir temrenler olduğunu kaydeden Yavaş, her savaşta askerlere sınırlı sayıda temren verildiğini, cephanesi biten askerlerin temren ararken vurulduklarını, savaş sonrası da galip tarafın savaş alanındaki temrenlerinin topladığını anlattı.
Temrenlerin eritilip yeniden değerlendirildiğini, o yüzden o dönemden kalma temren bulmanın, altın sikke bulmaktan daha zor olduğunun altını çizen Yavaş, temren yapmanın özel maharet gerektirdiğini, Selçuklular döneminde bunları yapan binlerce atölye bulunduğunu belirtti.
Alptekin Yavaş, temrenin ucunun gövdesinden daha sert olması için karbürleme işleminden geçirildiğini, fazla ateşte bırakılan ya da arzu edilen kıvama ulaşmayan temrenlerin bir kenara bırakıldığını anlattı.
Temrenlerin şekillerine göre de farklılıklar gösterdiğini kaydeden Yavaş, yassı temrenlerin daha yavaş oldukları için yakın dövüşte kullanıldığını, insan vücudunda daha derine gidip daha fazla hasar verdiğini belirtti.
Dörtgen şeklindeki temrenlerin ise daha hızlı gittikleri için uzak mesafe atışlarda kullanıldığını ancak karşı tarafın askerlerine daha az zarar verdiğini belirten Yavaş, ancak zırhlar geliştikçe, zırhları delmek için bu temrenlere keski eklendiğini anlattı.
Savaşlarda kimlere hangi temrenlerin verileceğinin nasıl belirlendiği yolundaki bir soru üzerine Yavaş, iyi okçulara, karşı tarafın sultanı ya da önde gelen kişileri öldürebilmeler için, spesifik görevlerine göre temren dağıtıldığı bilgisini verdi.