Deniz ve strateji üzerine yazı ve kitaplarıyla tanınan Emekli Deniz Albay Alp Kırıkkanat, Ngazete’de yayınlanan yazısında, Akdeniz’de 22 Kasım’da Türk yük gemisi Rosaline-A’ya düzenlenen operasyonu irdeledi.
Kırıkkanat, bu operasyonun Doğu Akdeniz’de bundan sonra yaşanacaklar için dönüm noktası olduğunu belirtti.
Alp Kırıkkanat, şu verilere dikkat çekti:
Kırıkkanat yazısında ortada makul bir şüphe yokken, personelin itilip kakıldığını vurguladı :
“(Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreterine bildirim) Bu bir zorunluluk değil denilse bile arama esnasında geminin köprüüstü görüntülerine ne diyeceğiz? Gemi personelini itme kakmalar, ellerini başlarının üzerinde tutmalar… Gemi personeline karşı güç kullanımının ve kaba tutumun gerekçeleri nelerdir?“
Kırıkkanat, olayın açık denizde yaşandığının ve AB’nin gemileri denetleme yetkisi bulunmadığının da altını çizdi.
Kırıkkanat, “Türk bayraklı konteyner gemisi Libya sahillerinden 125 mil açıktayken, IRINI harekâtında sergilenen bu düşmanca hareket; açık denizdeki seyrüsefer serbestisi ile bir devletin kendi bayrağını taşıyan gemi üzerindeki yönetim ve yargı yetkilerini içeren bayrak yasasının alenen çiğnenmesine neden olmuştur.” ifadesini kullandı.
“Yaratılmaya çalışılan bir mizansenle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.” diyen Alp Kırıkkanat, Rosaline-A gemisinin rasgele seçildiği, AB’nin 10 Aralık zirvesi öncesi Türkiye’ye yaptırım kararı çıkarmak için bu olayın tezgahlandığı kanısında.
“Bir şey çıkarsa şansına, çıkmaz ise geminin 16 saatlik alıkonulma periyodunda, Türkiye’nin askeri bir reaksiyonu beklenmiş olabilir. Böylelikle, gemide bir şey çıkmasa dahi istenen marazanın çıkarılmasıyla Türkiye’nin sözde saldırganlığı olarak lanse edilebilecek bir mizansen arzu edilmiş olabilir.” diyor.
Kırıkkanat, olayın tekrarlanması halinde ortaya çıkacak tehlikeye de işaret ediyor:
“Barış anlamına geldiği belirtilen irini, yanlı ve yanlış tavırlarla bir irin haline dönüştü. Bu yapının ikinci bir ifrazatı, başımızı daha büyük belalara sokabilir. İrin-1’de soğuk kanlılığımızı kısmen koruduk. Olası bir İrin-2 vakası daha farklı vuku bulabilir. Dikkat!“