Kıbrıs Barış Harekatı’nın efsanevi komutanlarından Emekli Komando Binbaşı Haluk Üstügen son yolculuğuna uğurlandı.
Üstügen için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da taziye mesajı yayınlayarak, “Seni unutmayacağız kahraman komutanım” diye yazdı.
Türk Barış Kuvvetleri Gaziler Derneği de, Emekli Binbaşı Haluk Üstüngen’in vefatı nedeniyle yayınladığı mesajda, “Kıbrıs Barış Harekâtındaki efsane kahramanlığını asla unutmayacağımız, Emekli Binbaşı Haluk Üstügen’in vefatı dolayısıyla, Türk Barış Kuvvetleri Gazileri ve aileleri olarak merhuma Allah’tan rahmet, tüm sevenlerine en derin duygularla sabırlar dileriz” ifadelerine yer verdi.
77 yaşında hayata veda eden Emekli Binbaşı Haluk Üstügen’in istanbul’da Levent Afet Yolal Camii’nde düzenlenen cenaze törenine, eski silah arkadaşları da katıldı.
Beşparmak Dağları’nın Fatihi olarak da bilinen Üstügen, Kıbrıs Barış Harekatı’nın gidişatının değişmesine önemli katkı sağlamıştı.
Bolu Komando Tugayı 1’inci Tabur 2’nci Bölük Komutanı olan Üstügen, Kıbrıs’a ilk inen helikopterde idi.
20 Temmuz’u 21 Temmuz’a bağlayan gece, taarruz yapmaya hazırlandıkları sırada, hemen yanı başlarında bulunan ve 11 yıldır Türk mücahitlerinin kontrolünde bulunan 2 tepenin düşmesi sonucu, çember içinde kalmışlardı.
Tabur Komutanı Cemal Eruç (daha sonra tuğgeneralliğe kadar yükselmiştir) derhal emri değiştirerek, ne pahasına olursa olsun bu iki tepenin alınması ve çemberin yarılması talimatını verdi.
O dönem üsteğmen olan Üstügen ile Oğuz Yener, gözlerini karartıp bu 2 tepeye taarruz başlattı.
Alçakta oldukları için dezavantajlı konumdaydılar.
Üstelik yoğun ateş altında yanan bir ormanın içinden geçmeleri gerekiyordu.
Dahası 2 bölüğün toplamı 280 kişilik kuvvetleri vardı, karşılarında bulunan Rumlar ise 700 kişiydi.
Üsteğmen Yener o gece şehit olunca, Üstügen onun bölüğünün komutasını da üstlendi.
Bütün imkânsızlıklara rağmen tepeleri alan Üstügen ve silah arkadaşları, bu tepelere Türk bayrağını dikmeyi başardı.
Tepeler, Girne-Lefkoşa yoluna da hâkimdi ve Kıbrıs Barış Harekatı’nın ilk bölümünün sadece 2 günde tamamlanmasında en büyük kilometre taşı, bu harekat oldu.
Harekatın ardından bölgedeki tepelere Haluk Üstügen ve Oğuz Yener ve Cemal Eruç’un isimleri verildi.
Haluk Üstügen, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında 4 Rum askerini de esir aldı.
Onlarla ekmek ve suyunu paylaşan Üstügen, savaştan birkaç yıl sonra, Kıbrıs’a tayini çıkınca bu esirlerden birini buldu ve o dönem el konulan fotoğraf, kimlik ve çanta gibi kişisel eşyalarını iade etti.
“Gelinim de bir İstanbul Rum’u” diyen Üstügen, silah arkadaşlarının deyimi ile düşmanının da saygısını kazanmış “asker gibi asker”, “adam gibi adamdı.”
Üstügen’in anılarını yazdığı bir de kitabı bulunuyor.