Kahramankazan’daki Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ Tesisleri’nde “Milli Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar Toplu Açılış ve Tanıtım Töreni” gerçekleştirildi.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende, Türk Milleti için yeni bir kavram olmayan harp endüstrisinin kökünün tarih öncesine kadar dayandığına işaret etti.
Milattan önce 3. yüzyılda Hunların menzil ve darbe gücü yüksek çift kavisli yayları imal ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, Gaznelilerin savaş fillerine zırh giydirmesinden Selçukluların donanma inşasına kadar birçok alanda tarihte kendi döneminin ilki mahiyetinde çalışmalar gerçekleştirildiğini anlattı.
Erdoğan, ihracına başlanan ATAK taarruz helikopterinin bir üst versiyonu Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri projesinin devam ettiğini belirterek, “Tamamen kendi mühendis ve teknisyenlerimizin alın teri ve akıl teri bu ürünlerle, ilk özgün helikopterimiz Gökbey’i bu sene teslim etmeye başlıyoruz. Anka’nın daha üst modeli Aksungur silahlı insansız hava araçlarımız göklerdeki yerini aldı. Bayraktar TB2 ve Akıncı TİHA’larla beraber silahlı insansız hava araçları alanında hem ürün zenginliğimiz artıyor hem de dünyadaki yerimiz güçleniyor. TUSAŞ’tan en büyük beklentimiz ise uçak teknolojisinde bizi dünyayla rekabet edebilir bir seviyeye çıkarmasıdır.” dedi.
Eğitim uçağı Hürkuş’un teslimatlarının sürdüğünü, Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı Hürjet eğitim uçağının üretiminin de devam ettiğini dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi sıra ülkemizin en önemli savunma sanayisi projelerinden biri olan Millî Muharip Uçağımızda. Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz mühendislik merkezi Millî Muharip Uçak Projemizin inşallah kalbi olacaktır. Projede görev alacak 2 bin 300 mühendisimiz çalışmalarını son teknolojik sistemlerle donatılan bu merkezde yürütecek. Millî Muharip Uçağımızı inşallah 2023 yılında hangardan çıkarıp bütün dünyaya göstereceğiz. Özellikle ilk uçuşunu fazla geciktirmeden en kısa zamanda gerçekleştirmeyi planladığımız bu adım hızla devam ediyor ve 2025’te ilk uçuşu gerçekleştirilecek olan Millî Muharip Uçağımız test ve kalifikasyon süreçlerinin ardından Hava Kuvvetlerimizin vurucu gücü olarak 2029’da göklerdeki yerini alacaktır.”
Erdoğan, uçağı geliştirirken onun alt sistemlerini, bileşenlerini ve malzemelerini yerli ve millî üretmeyi sağlayacak hazırlıkları da ihmal etmediklerini belirtti.
Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti:
“Havacılık sektörü için çok önemli olan kompozit malzemelerinin imalatının yapılacağı ve yaklaşık bin kişinin görev alacağı kompozit imalat tesisimizi de bugün ülkemize kazandırıyoruz. Türkiye’nin en büyük, dünyanın da tek çatı altında dördüncü büyük kompozit tesisi olan bu merkez, küresel hava yapıları kompozit pazarının yüzde 2’sini karşılayacak kapasiteye sahiptir. Hava araçlarımızın parçalarının bakım, onarım ve yenilemelerinin yapılacağı bakım ve onarım merkezimizi de yine bugün burada hizmete alıyoruz. Burası da bünyesinde görev yapacak 500’den fazla mühendisimizle sektörün önemli bir ihtiyacını giderecektir.”
“Uzay Çalışmalarının Kalbi Niteliğindeki TUSAŞ’ın Bu Alandaki Yatırımlarını Arttırıyoruz”
Erdoğan, hâlihazırda uzayda dördü haberleşme, üçü de gözlem olmak üzere yedi uydularının görev yaptığını belirterek, “İlk defa yerli ve millî unsurların katkısıyla yapılan TÜRKSAT 5B uydumuzun uzaydaki yolculuğu devam ediyor. Tamamı yerli ve millî uydumuz TÜRKSAT 6A ile farklı ihtiyaçlara cevap verecek birçok uydu projesinin yürütüldüğü ülkemiz uzay çalışmalarının kalbi niteliğindeki TUSAŞ’ın bu alandaki yatırımlarını artırıyoruz. Hâlen faaliyet gösteren uzay sistemleri entegrasyon ve test merkezine destek güç olacak yeni bir merkezi de devreye sokuyoruz. Bugün açılışını yapacağımız ve 700’den fazla mühendisimizin görev yapacağı Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezimiz ülkemizin uzay yolculuğuna çok önemli katkı sunacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise savunma, havacılık ve uzay alanında önemli katkılar sağlayacağını belirttiği yeni tesislerin açılışından duyduğu heyecan ve gururu ifade ederek sözlerine başladı.
Bu tesislerin teknoloji, savunma ve güvenlik alanındaki yerlilik ve millîlik hamlesini daha da güçlendireceğini, Türkiye’yi yüksek teknoloji alanında bir üst sınıfa taşıyacağını belirten Akar dijitalleşme, yapay zekâ ve siber uygulamaların günümüz ve geleceğin dünyasını büyük bir hızla şekillendirdiğine dikkat çekti.
Geçmişte piyade tüfeğinin dahi dışarıdan tedarik edildiğini anımsatan Akar, şunları söyledi:
“Millî Piyade Tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı, Millî Deniz Topumuzu, ÇNRA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Yurt içi ve sınır ötesinde başarıyla icra edilen harekâtlarda; Ege, Akdeniz ve Kıbrıs’ta hak, alaka ve menfaatlerimizin kararlılıkla korunmasında, başta Azerbaycan ve Libya olmak üzere TSK’nın birçok coğrafyada üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve millî imkânlarla üretilen bu silah sistemlerimizin katkısı açıkça görülmektedir. NATO standartlarında üretilen ve operasyonlarda denenmiş olan silah sistemlerimizin sahadaki etkinliği, tüm dünyanın da dikkatini çekmiş, yerli, millî savunma sanayi ürünlerimize olan talep her geçen gün artmış, “Made in Türkiye” markası uluslararası pazarda hak ettiği konuma yükselmiştir. Bunun en somut örneği, ülkemizin 2021 yılında savunma ve havacılık alanında yaklaşık 3.3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek rekor kırmasıdır.”
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de konuşmasına “Cumhurbaşkanımızın başlattığı Milli Teknoloji Hamlemize önemli katkılar sunacak yeni merkez ve tesislerimizin açılışını şereflendirdiğiniz için teşekkür ediyorum.” sözleriyle başladı.
“Türk savunma sanayisinin birçok alanda bugün belirli başarılar elde ettiği bir gerçek.” diyen Prof. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak, şunu her zaman söylüyoruz ki Türkiye küresel güç olma hedefinde zatıalinizin önümüze koyduğu hedeflerde daha çok mesafeler kat etmesi, büyük başarılara imza atması gerekiyor.”
Prof. Dr. İsmail Demir, bundan 40 yıl önce uçak mühendisi olarak mezun olduklarında, Türkiye’de çalışabilecekleri çok fazla alan olmadığını, az sayıda arkadaşlarının ise TUSAŞ’a girebildiğini söyledi.
Bu nedenle pek çok uçak mühendisinin yurt dışına gitmek zorunda kaldığını ifade eden Prof. Dr. İsmail Demir, pek çok kişinin farklı alanlarda çalışmak zorunda kaldığını hatırlattı.
Prof. Dr. İsmail Demir şöyle devam etti:
“Ama bunun sebebi neydi? Bir irade, bir vizyon, bir proje olmamasıydı. Hatta F-16 montajları bittiğinde ‘Bu TUSAŞ’ı ne yapacağız acaba’ diye tartışmalar oldu. Ama bugün çok şükür ki şunu görüyoruz, uçak mühendislerimizin iş bulma diye bir sorunu yok. Biz yıllar önce bir mühendis olarak mezun olduğumuzda, bir uçak tasarlama, uçak yapma projemiz olsaydı da çalışsaydık dediğimiz günlerden şimdi bütün arkadaşlarımızın uçak mühendisi olarak, başka mühendisler olarak çalışacağı birçok alan var ve bu arkadaşlarımıza biz şunu söylüyoruz: Eğer bir şey insan yapısı ise biz daha iyisini yaparız, buna inanalım. Çok şükür ki gençlerimizde bu iradeyi, bu azmi görüyoruz.”
TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil ise Türk Hava Kuvvetleri için HÜRKUŞ üretimlerinin tamamladığını ve şubat ayı içerisinde 6 adet HÜRKUŞ teslim edileceğini açıkladı.
Kotil, “Tüm paydaşlarımızla birlikte 3 bin kişi MMU’yu yapmak için çalışacak. Son 5 yılda 700 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Malezya’dan Pakistan’a, Almanya’dan Fransa’ya kadar pek çok ülkedeyiz. Şirketimiz üzerinde şu anda güneş batmıyor” dedi.
Milli Muharip Uçak Projesi’nin Mühendislik Merkezi’nde 2.300 kişi çalışacak.
Mühendislerin ihtiyaçlarına göre inşa edilen bina, 65 bin metre kare alana sahip ve içerisinde spor merkezi, yemekhane ve otonom kütüphane yer alıyor.
Açılışı gerçekleştirilen Türkiye’nin en büyük Kompozit Üretim Binası ve Yardımcı Tesisler ana üretim, boyahane ve yardımcı binalar olmak üzere 19 bloktan oluşuyor.
Tesiste 150 mühendis ve 850 teknisyen görev yapacak.
Uzay alanındaki tasarım faaliyetleri ve donanım üretimleri için kurulan ve toplam 718 kişinin görev alacağı Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezi’nde, klas 10 bin ve klas 100 bin temiz odaları, donanım ve yazılım laboratuvarları ve konferans salonu ile diğer tesisler yer alıyor.
Fabrika Seviyesi Komponent Bakım Onarım Merkezi’nde, hava araçlarının işletiminde kullanılacak her türlü araç ve donanımının milliliğini sağlayacak tasarım ve üretim süreçleri yürütülecek.