TSK Komuta kademesiyle birlikte Mavi Vatan 2021 tatbikatının seçkin gözlemci gününe katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ege Denizi açıklarındaki TCG Oruçreis fırkateyninden tatbikat kapsamında yürütülen faaliyetleri takip etti.
Akar, faaliyetlerin tamamlanmasının ardından tatbikatta görev alan gemilere video konferans yöntemi ile bağlanarak personele hitap etti.
Bölgesel ve küresel hassas ve kritik bir süreçten geçildiğini, terör sorununa ilave olarak mülteci akını ve birçok gelişmelerin yaşandığını söyleyen Akar, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün faaliyetleri, uluslararası, siyasi, diplomatik, güvenlik ve savunma konularını proaktif bir şekilde takip ediyor ve gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz.” dedi:
Akar, “Türkiye, şu anda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ortamda bir özne haline gelmiş bulunuyor ve her geçen gün etki ve ilgi alanı genişliyor” ifadelerini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin birden fazla harekât alanında faaliyetlerine başarıyla devam ettiğini belirten Akar şöyle devam etti:
“Hem karada hem denizde hem de semalarımızda yoğun bir faaliyet var. Bu görevlerimizi şu ana kadar eksiksiz, aksaksız yerine getirdik, bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. Ayrıca dost, kardeş ve müttefiklerimizin de hak, alaka ve menfaatlerine yönelik yapılan mücadeleye de gerekli katkıyı sağlıyor, bölge ve dünya barışına katkılarımızı sürdürüyoruz”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ülkelerin silahlı kuvvetlerini geliştirmek, sistemlerini denemek ve personelin becerisini artırmak için uluslararası hukuk çerçevesinde çeşitli tatbikatlar yaptığına dikkati çekti.
“Bizim Mavi Vatan tatbikatımız da tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde, tecrübemizi, bilgimizi, becerimizi artırmak için yapılan bir tatbikattır.” diyen Akar, “Bu tatbikata Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerimiz, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik unsurları katılmaktadır. Bu tatbikatın beraber çalışabilme yeteneğimizi geliştirmeye çok önemli katkılar sağladığını değerlendiriyorum” saptamasında bulundu.
Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının fiilî planlı tatbikatının jenerik bir senaryoda gerçekleştirildiğini belirterek, şunları söyledi:
“Tatbikat ile aynı anda diğer milli, uluslararası ve NATO görevlerimizi de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Risk, tehdit ve tehlikelerin arttığı bir dönemde NATO dayanışması çok daha önemli hale gelmiştir. Bu konuda NATO bünyesinde gayet yapıcı, planlı, programlı bir ilişkimiz var. Bu ilişkimiz her geçen gün gelişmekte ve ilerlemektedir. Geçtiğimiz günlerde Sayın NATO Genel Sekreteri’nin yaptığı bir açıklama gerçekten çok önemli. Avrupa’nın, NATO’nun korunmasında, Türkiye’nin çok önemli bir rolü olduğunu açık ve seçik bir şekilde ortaya koydu. Ona da buradan teşekkür etmek istiyorum.”
Milli Savunma Bakanı, Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlara dikkati çekti ve “Biz tüm sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde, diyalog yoluyla, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözülmesinden yanayız. Bu konuda müzakerelere açığız. Barışçıl yol ve yöntemlerin tamamının kullanılmasını arzu etmekteyiz” diye konuştu.
Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlıkları arasında Ege istişari görüşmelerinin yapılmaya başlandığı, NATO Karargahı’nda askeri heyetler arasında ayrıştırma toplantılarının gerçekleştirildiğini hatırlatan Akar, “Diğer bir toplantı ise daha önce ikisini Atina’da birini Ankara’da yaptığımız güven artırıcı önlemler çerçevesindeki görüşmeler. Komşumuza bunun dördüncüsünü Ankara’da yapma konusunda hazır olduğumuzu, kendilerini beklediğimizi ifade ettik” diye konuştu.
Akar, şöyle dedi:
“Tüm bu olumlu yaklaşımlara rağmen maalesef komşumuz tarafından provokatif girişimler, eylemler, sorumsuz açıklamalar, tehdit dili ve benzer yaklaşımlar bölgedeki barış ve istikrarı bozmaktadır. Gerilimi artıran ve bunları ortaya atarak istikrarı olumsuz etkileyen sözler ve eylemlerden kaçınmaları gerektiğini kendilerine devamlı söylüyoruz. Komşumuzun yaptığı bu faaliyetlerin temel amacının AB ve uluslararası kamuoyunu olumsuz etkilemek, onları yanıltmak olduğunu biliyoruz. Buna karşı da elimizden gelen her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz. Kullanılan dilin, yapılan tacizlerin iyi komşuluk ilişkilerine yakışmadığını tekrar tekrar söylemeye devam ediyoruz. Bu dilin, provokasyonların, gerilimi artırıcı girişimlerin ve silahlanma gayretlerinin en büyük zararının Yunan halkına olduğunu, Yunan halkının kaynaklarının boşa harcandığını ifade ediyoruz. Aynı zamanda aklıselim sahibi Yunan akademisyen, emekli general ve amiraller ile bazı siyasilerin bu konuları artık ifade etmeye başladığını da memnuniyetle görüyoruz.”
Hulusi Akar, Yunanistan’ın iki ülke arasındaki sorunları Türkiye-Avrupa Birliği veya Türkiye-ABD sorunu gibi yansıtmaya çalıştığını ancak bunların beyhude çabalar olduğunu ifade etti.
“Yapılan bu iş hiçbir şekilde hukuki, ahlaki değil. Bizim kimsenin toprağında, hakkında hukukunda gözümüz yok. Bizim tek derdimiz hukuk çerçevesinde egemenlik haklarımızı ve kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve kollamaktır” diyen Hulusi Akar şöyle devam etti:
“Biz tüm komşularımızın egemenlik haklarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız fakat diğer taraftan da kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi hiçbir şekilde çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Bu konuda bugüne kadar yapılması gereken ne varsa yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.”
Akar, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesini Türkiye’nin daha önce ilan ettiği ve BM’ye bildirdiği sınırlara saygılı olarak yapmasına yönelik de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu çok önemli bir gelişme bunun devam etmesini bekliyoruz. Mısır ile bizim tarihsel, kültürel birçok ortak değerimiz var. Bunların aktive olmasıyla önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir diye değerlendiriyoruz. Zaten Mısır’ın aldığı bu kararın, bizim deniz yetki alanlarımıza saygı duyularak yapılan bu çalışmaların, bizim çalışmalarımıza uygun olduğu kadar Mısır halkının da hak ve menfaatinin yararına olduğunun da bilinmesini istiyorum. BM’ye beyan ettiğimiz deniz yetki alanları sınırlarımızla uyumlu bir şekilde Mısır’la da anlaşma, sözleşme, mutabakat muhtırası gibi çalışmaların önümüzdeki dönemde olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız gerekli çalışmaları ilgili, kurum, kuruluş ve bakanlıklarla koordineli şekilde sürdürüyor. Bu çalışmalar yapılmakta ve bunların da olumlu sonuç vermesini bekliyoruz.”
Hulusi Akar, Kıbrıs’ın Türkiye’nin millî bir meselesi olduğunu vurgulayarak, “Bizim Türkiye olarak 1974’teki bakışımız neyse şu anda da hepimiz aynı noktada, anlayış içindeyiz. Bunu da herkesin bilmesi lazım” dedi.
Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör olduğunu belirten Akar, şöyle devam etti:
“Garantörlük anlaşması çerçevesinde adada bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının varlığını yanlış yerlere çekmenin kabul edilemez olduğunu, bu mevcudiyetin de uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini tüm muhataplarımıza hatırlatmak istiyorum. Yapılan çarpıtmaların, gerçeği yansıtmayan açıklama ve girişimlerin Rum tarafına ve Yunanlılara fayda sağlamadığını da bilmeleri gerek. Rumların bu uzlaşmaz tutumlarından bir an önce vazgeçmeleri ve oradaki Türk varlığını kabul etmeleri lazım. Onların egemen ve eşit unsurlar olduklarını bilmeleri lazım. Bu konuda AB’nin de stratejik körlüğünün sona ermesini temenni ediyoruz. Oradaki gelişmeler maalesef tek gözlükle, Rum gözlüğüyle görülmektedir. Bu da kesinlikle uluslararası hukuka ve gerçeklere uygun değil.”
Hulusi Akar, “Ada’da artık tek çıkış yolunun iki devletli çözüm olduğunu herkesin görmesi lazım” dedi ve bir an önce bunun gerçekleşmesinin önemini vurguladı.
Üçüncü tarafların da bu konuda objektif olmasının önemine dikkat çeken Akar, şu ifadeleri kullandı:
“Dost ve müttefiklerimizin buradaki gelişmeleri, sorunları akıl-mantık çerçevesinde değerlendirmeleri, konulara duygusallıktan, tarafgirlikten uzak, objektif bakmaları lazım. AB’nin bu konuda bir taraf olmaktan çıkıp bir arabulucu rolünde sorunun çözülmesine katkı sağlamasını da bekliyoruz.”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin 500 yıllık tarihi kardeşlik bağları bulunan Libya halkının haklı davasında desteğe ve iş birliğine devam edeceğini belirterek, “Tek millet, iki devlet olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizle de tek yürek olmaya ve tüm imkanlarımızla yanlarında bulunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, Mavi Vatan’da ve onun semalarında faaliyetlerinin yanı sıra BM, NATO, AB, AGİT ve ikili anlaşmalar kapsamındaki görevlerini başarıyla yerine getirdiğini belirtti.
Akar, şöyle devam etti:
“Asil milletimizin bağrından çıkan TSK, akıl ve bilim ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Peygamber ocağı ordumuz asil Türk Milletinin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle, görevini ‘ölürsem şehit kalırsam gazı’ anlayışıyla ciddiyet ve samimiyetle yerine getirmeye devam edecektir.”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar sözlerini, “Barbaros’un torunları! Denizleriniz sakin, pruvanız neta, yolunuz, bahtınız açık olsun” ifadesiyle tamamladı.