Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Türkiye’nin savunma sanayii alanında attığı adımları NTV canlı yayınında Özden Erkuş’a anlattı.
Hava savunma sistemlerinin öneminin Rusya-Ukrayna savaşıyla bir kez daha görüldüğünü belirten Demir, “Hava savunma sistemlerinin önemi ortaya çıktı. İnsansız sistemlerin sahada iletişiminin önemi görüldü. TB2 önemli bir olgunlaşma süreci yaşadı. Bu süreç de tamamen sahada oldu. Elde edilen başarılar sürekli projenin üzerine yeni eklemeleri getirdi. Mükemmele doğru bir yolculuk başladı” dedi.
“SİHA’larımızın kapasitesini görmeye devam ediyoruz. İnsansız sistemlerin neleri başarabileceğini de göstermek istiyoruz” diyen Prof. Dr. İsmail Demir, sözlerine şu şekilde devam etti:
“7 yıl önce piyade tüfeğimiz yoktu. 15 yıl önce çalışmalara başlanmıştı. Tüm çalışmaların meyvelerini görmeye başladık. Katmanlı hava savunma sisteminin önemini daha iyi gördük. 3 yıl önce yeni çalışmalara başladık. KORKUT, HİSAR, SUNGUR ve SİPERLER gelmeye başladı. Katmanda bir üst kademeye çıkacağız. SUNGUR’un 2 versiyonu var ikisinde de imalatlar devam ediyor. GÖKDENİZ’de ise test aşamasında. Ancak bir başka ülke Türkiye’den önce kullanmaya başlayacak.”
Rusya-Ukrayna savaşı sonucunda Türkiye’nin savunma sanayiine karşı tavır değişikliği olduğunu belirten Demir, “Rusya – Ukrayna savaşı atmosferi değiştirdi. Savaş öncesinde TB2’leri karalama yoluna giden ülkeler bugün çok farklı görüşteler. Onların tavır değişikliği bizi yolumuzdan döndürmez biz sadece önümüze bakıyoruz. Bizi engelleme sadece yapacağımız işi biraz geciktirecektir ama mutlaka biz yapılması gerekeni yaparız” dedi.
Milli Savaş Uçağı’nın 2023 yılında hangardan çıkacağını söyleyen Prof. Dr. Demir, “Tecrübelerimizle çok farklı kabiliyetleri kazandıracağız. İlk parça için imalat hattı kuruluyor. 2023 yılında Milli savaş uçağımızın hangardan çıkacağı tarih hem de HÜRJET’imizin uçacağı tarih” ifadelerini kullandı.
Uçak gemisi konusunda satın alma konusunun kapatıldığını aktaran Demir, “Anadolu Amfibi gemi için 2022 yılını ıskalamak istemiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız tüm hızı ile sürüyor. İnsansız hava araçlarının bu gemiden kalkmasına yönelik çalışması ve HÜRJET’in de bu tip bir gemiden kalkmasına yönelik çalışmalarımız var. Bu gemimiz herhangi bir yere çıkartma yapılması söz konusu olacaksa bu gemiden olabilecek her şeyin mümkün olmasına yönelik projelerimiz sürüyor. Uçak gemisi konusunda satın alma konusunu kapattık. İşbirliğine varız. Bugün şunu veririz ama yarın veremeyiz tavırlarından bıktık. Bundan sonra kendimi önümüzü görmeye çalışıyoruz. Uçak gemisi Türkiye’de üretilebilir tezini geride bıraktık. Üretilmesi gerekiyorsa üretilecek. Biz çalışmalarımızı buna göre şekillendiriyoruz” şeklinde konuştu.
Yerli savaş gemileri konusunda da tek bir gemi değil birbirlerini tamamlayan ya da daha da üstüne çıkan projeleri peş peşe sürdürdüklerini dile getiren Demir, şu şekilde devam etti:
“Yerli savaş gemileri konusunda da tek bir gemi değil birbirlerini tamamlayan ya da daha da üstüne çıkan projeleri peş peşe sürdürüyoruz. Yerli denizaltı konusunda da kendi denizaltımızı yapacak noktaya geldik. İkinci denizaltını da hizmete almak için gün sayıyoruz. İç donanım konusunda da yerlilik oranımız da hızla artıyor. Yerli mühimmatlarda ise birçok ürünün test atışlarını yaptık. Bunların arasında ÇAKIR, ATMACA, HİSAR gibi denize uyarlanmış deniz platformlarından karaya denizaltından atış yapacak projelerimiz sürekli sürüyor.”
Türkiye’nin uzay projelerine ilişkin de bilgi aktaran Prof. Dr. Demir, “Roket motorları konusunda 3 alanda da varız. Bununla ilgili geniş kapsamlı çalışmamız var. Seyir füzesi motorları konusu da hedefimizde. Uzaya mini uydular fırlatma çalışmamız da devam ediyor. Uzay yolculuğunda yolun henüz başındayız. Öncelikle ihtiyaçlarımız doğrultusunda gidiyoruz. Vakit bulabilirsek diğer konulara da girebileceğiz. Dost ve kardeş ülkeler bu konuda bizimle temas halindeler. Bu da bize yeni alternatifler sunuyor” dedi.
Motor konusunda önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayan Demir, “Bu konuda önemli adımlar attık, birçok projede yerli motor kullanımı şartı getirdik. 1000 beygir gücündeki motorlarda testlerde önemli aşamaya geldik. 1500 beygir gücündeki motorumuz ALTAY tankı için geliştirdik. Ancak Güney Kore ile ilgili anlaşma çerçevesinde bu ülkeden alınan motorlar prototipler üzerinde entegre edildi ve testleri yapılıyor. 2 yıl içinde testlerde önemli bir noktaya geleceğiz. Bu motorda ilk kez denediğimiz entegrasyonlar söz konusu. Savunma sanayiinde 2022 yılı için 4 milyar doları aşacağımızı öngörüyoruz. Önümüzdeki yıllarda ihracatta patlama beklentisi söz konusu. Ancak firmalar verilecek siparişleri zamanında karşılayabilecek güce erişmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’nin sürdürdüğü harekâtlarda operasyonları kimseye bağımlı olmadan sürdürüyorsa bu ancak yerli imkanlarla söz konusudur. Harekât ortamında yeni şartlar gündeme gelebiliyor. Biz de o durumları yaptığımız çalışmalarla çözme yoluna gidiyoruz” ifadelerini kullandı.