Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (BAUDEGS) Başkanı Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk’e açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Cihat Yaycı, Meis Adası’nın civarındaki ada ve adacıklarla ilgili çok önemli bir konuyu gündeme getirdi.
Yaycı, Fener Adası ve Kara Adasının Yunanistan’a ait olmadığını söyledi.
“ADALARIN EGEMENLİK HAKLARI TÜRKİYE’YE GEÇMELİ“
Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Meis Adası etrafındaki iki adanın egemenlik haklarının Türkiye’ye ait olması gerektiğini aktardı.
Doç. Dr. Cihat Yaycı “Bu durumda, 4 Ocak 1932 Sözleşmesine atıfta bulunulmadan bitişik adacıkların hangilerinin olduğu belli olamaz ve bu durumda geçerli olan anlaşma Lozan Barış Anlaşması ve ilgili 15’nci maddesi olacaktır. 15’nci maddeye göre ise sadece Meis adası İtalya’ya devredilmiştir. Dolayısıyla, Lozan Anlaşmasına göre İtalya’nın sahip olduğundan fazlasını 1947 Paris Barış Anlaşması ile Yunanistan’a Türkiye’nin onayı olmadan devretmek hukuken mümkün değildir. Uluslararası Hukuka göre hiçbir devlet sahip olduğu haklardan fazlasını bir başkasına devredemez. Eğer Meis Adası dışındaki adalar üzerindeki İtalyan egemenliği 1947 Paris Barış Adlaşması ile sona erdirilmiş ise o zaman orijinal sahibi Osmanlı Devleti’nin halefi Türkiye Cumhuriyetine geçmiş olması gerekir. Bu durumda, Meis Adası hariç bölgedeki diğer ada, adacık ve kayalıklar üzerinde Türkiye’nin egemenliği devam ediyor.” dedi.
“BU DURUM YUNANİSTAN’IN MEB İDDİASINI ORTADAN KALDIRIR”
Doç. Dr. Yaycı, Adaların Türkiye egemenliğine girmesinin bölgedeki dengeleri değiştirebileceğini vurguladı.
Yunanistan’ın MEB iddiasının adaların Türkiye egemenliğine girmesi ile ortadan kalkabileceğini söyleyen Yaycı, “Bu gerçeklik Yunanistan’ın Meis adasının münhasır ekonomik bölgesi olduğuna dair iddiasını da ortadan kaldırır çünkü Fener Adası ve Kara Ada, Meis adasının bu bakımdan batı, güney ve doğusunu kapatmaktadır ve bu adalar Yunanistan’a ait değildir.” dedi.