Kanada’nın, Türkiye’nin Azerbaycan’a sattığı Bayraktar TB2 SİHA’ların, Karabağ’da kullanıldığı gerekçesiyle, WESCAM lazer işaretleyici kameraların ihracat izinlerini askıya almasına karşılık Türk savunma sanayi hazır çözümünü hemen devreye soktu.
ASELSAN, üzerinde yılardır çalıştığı CATS (Common Aperture Targeting System) yüksek performanslı elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sisteminin seri üretimine başlıyor.
CATS, İnsansız Hava Araçları (İHA), helikopterler ve uçaklar dahil sabit kanatlı veya döner kanatlı hava platformları için geliştirildi.
CATS, sağladığı daha büyük optik açıklık sayesinde daha fazla ışık aldığı için çok daha uzak mesafeden çok daha iyi görüntü alınmasını sağlıyor.
Sistemin Bayraktar TB2 bazında bakıldığında dezavantajı ağırlığı gibi görünüyor.
Bayraktar TB2’de Wescam MX-15D modelinin kullanıldığı belirtiliyor.
Wescam’in taretinin ağırlığı (tüm sensörler ve kameralar vb. dahil) 48.7 kg.
ASELSAN’ın resmi web sitesinde CATS’in taretinin ağırlığı (tüm sensörler, kameralar vb. dahil) 61 kg olarak belirtiliyor.
Aradaki 12.3 kg ağırlık farkının, 150 kg faydalı yük taşıma kapasitesine sahip olan Bayraktar TB2’yi ne kadar etkileyeceği uzmanların bileceği bir konu.
CATS’in ağırlığının biraz daha düşürüldüğü fısıltısı dolaşırken Savunma Sanayii Başkanlığının açıklamasında yer alan “ASELSAN’da bir üst modeli geliştirme çabalarımızı da hızlanarak devam ettiriyoruz” açıklaması, CATS’in daha hafifleyeceği izlenimi oluşturdu.
CATS’ler halen TUSAŞ’ın ürettiği ANKA-S’lerde kullanılıyor.
Yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında Kanada’nın bu sistemler için Türkiye’ye satış kısıtlaması getirmesini, stratejik bir hata olarak değerlendirmek mümkün.
En başta Türkiye önemli bir müşteri olduğu için firma hem gelir hem de iyi bir müşterisini kaybetti.
Türkiye, bu alandaki çalışmalarına ağırlık vereceği için çok yakında uluslararası pazarlarda Wescam’in karşısına çok ciddi bir rakip olarak çıkacak.
Tabii bu kısıtlamanın Wescam açısından bir başka zararı, “güven kaybı” olacak.
Wescam’den sistem satın almak isteyen bir müşteri, böylesine siyasi kararlarla, sattığı ürünlere sık sık kısıtlama getirilen bir firmaya ne kadar güvenip de onunla yola çıkacak?
Böyle bir durumda elbette “uluslararası pazarlara çıkması durumunda” Türkiye tercih edilecek.
Türkiye bu sistemleri sahada en etkin kullanan ülke olduğu için, sahip olduğu tecrübeyi Wescam’e değil, kendi ürünlerine yansıtacak ve bu da müşterinin en çok ilgisini çeken husus olacak.
Uzmanlar, Türkiye’nin pek çok ithal parçayı kendisinin üretme kapasitesinin bulunduğuna ve hatta kısıtlı olarak ürettiğine ancak bazı sistemlerde, daha ucuz olduğu için dışarıdan alıma gittiğine dikkat çekiyor ve ambargo gibi durumlarda hemen üretime geçebilecek kapasitede olduğunun altını çiziyor.
ASELSAN ise kritik parçaların (tek kaynağa bağlı) millileştirilmesi çalışmalarına aralıksız devam ediyor.