Yer, Erzincan’ın Keşiş Dağı…
Ressam Mustafa Aydemir’in deyişiyle dünyanın en büyük portresi, dünyanın en büyük adamına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait…
Ressam Aydemir, portreyi 1982 yılında Erzincan’da vatani görevini yaptığı sırada, komutanlarının izniyle ve 3000 gönüllü silah arkadaşıyla 30 günde dağa kazıdı.
Doğal taşlarla, dağın yamacına “Dağdan Bakan Gözler” adını verdiği 7565 metrekarelik dev Atatürk portresi yaptı.
ABD’de Smithsonian Müzesi, portreyi 2009 yılında en sıradışı 100 sanat eseri kategorisine aldı.
Ancak kimliği bilinmeyen kişiler, Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden kazıyamayınca, portreyi hedef aldı.
Portre taş taş söküldü, otlarla çevrelendi.
Ressam Aydemir, eserinin korunması için yaptığı girişimlerden henüz bir sonuç alamadı.
Mustafa Aydemir, Erzincan Valiliğini, 3’üncü Ordu Komutanlığını ve diğer yetkililer ile Türk halkını, Atatürk’ün en büyük portresini korumaya çağırıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bazı çevrelerin her türlü karalama kampanyasına rağmen kalplerden silinmiyor, aksine her geçen gün büyüyor.
10 Kasım 1938’de henüz 57 yaşında vefat ettiğinde, geride genç bir cumhuriyet, bilimle beslenen bir gençlik, pilotluk dahil pek çok mesleği icra eden kadınlar, 4000 km’den fazla ilave demiryolu ağı, fabrikalar bıraktı.
Memleketi “mekteplerle” donattı, çağdaş bilgiyi Türkiye’ye kazandırmak için yurt dışına öğrenciler gönderdi.
Bunlar arasında Türkiye Şişe Cam Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü yapan Şahap Kocatopçu, ünlü arkeologlar Ekrem Akurgal ve Jale İnan, Afif Erzen, Suat Yakup Baydur, İsveç’te atletizm okuyan Vildan Aşir Savaşır, bir ara başbakanlık da yapan bilimadamı Ordinaryüs Prof. Dr. Sadi Irmak da vardı.
Atatürk, yurt dışına gönderdiği gençlere, “sizleri bir kıvılcım olarak gönderiyorum, alev olarak döneceksiniz” telgrafı çekmeyi de ihmal etmemişti.
Sağlık alanında da 1928 yılında Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü kurdurdu.
Aşı ve serumda dışa bağımlılığa son verdi.
Bütün bunlar, derin bilgi birikimiyle gerçekleştirildi.
Cepheden cepheye koşmasına rağmen, 57 yıllık yaşamında -altlarını çizerek- 3937 kitap okudu, “Geometri” dahil 9 kitap yazdı.
Savaştan bitkin çıkmış, Osmanlı Devleti’nin borçlarını sırtlanmış Türkiye’yi, küllerinden yeniden canlandırdı, Türkiye’nin ilk uçak fabrikası da 1926 yılında onun döneminde Kayseri’de açıldı.
Yaşamı boyunca Türk halkının “Ulu Önder”i oldu ama çok da düşman edindi.
Kurtuluş Savaşı sırasında yabancı güçlerle iş birliği yaparak ayaklanan kesimler, yeniliklerden de haz etmedi ve bunları bahane ederek zaman zaman devlete karşı ayaklandı.
Ancak halkın içindeki Atatürk sevgisi yok edilemedi.
Anadolu’da yaşlıların evlerinde hala Atatürk köşeleri, salonları süslemeye devam ediyor.
(Benim sevgili babamın salonunda da Atatürk köşesi hep oldu, tozları itinayla alındı.)
Pek çok ülkenin kurucu liderleri var: Washington, Mao, Lenin, Gandhi…
Ama hiçbiri, kalplerde onun kadar derin iz bırakmadı.