Türkiye’nin ilk milli fırkateyni olacak olan İstif sınıfı İstanbul, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle denize indirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende, Kıbrıs Barış Harekâtı dolayısıyla Türkiye’nin maruz kaldığı ambargoları daha dün gibi hatırladıklarını ifade etti.
“Bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakları teslim almayı, periyodik bakım için gönderdiğimiz uçaklarımızı dahi bu dönemde geri alamadık. Hatta yıllarca bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık.” diyen Cumhurbaşkanı, Suriye’deki ve Irak’taki meşru terörle mücadele harekâtlarından, Doğu Akdeniz ve Ege’deki çıkarları savunma mücadelesine kadar Türkiye’nin, milli güvenliğini korumak amacıyla attığı her adımda baskıyla karşılaştığını hatırlattı.
Erdoğan şöyle devam etti:
“İddia sahibi olmak, bununla mütenasip imkân sahibi olmayı, o da çok çalışmayı gerektirir. Biz iddiaları, hedefleri dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz. Biz, 83 milyon vatandaşımızla beraber milyonlarca kardeşimizin de sorumluluğunu taşıyan bir ülkeyiz. Öyleyse askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. Bu anlayışla 2002 yılından itibaren savunma sanayinde millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkartılması için her türlü imkânı seferber ettik. Hamdolsun bu gayretlerimizin neticesini de almayı başardık.“
“Biliyorsunuz ilk milli gemi savar füzemiz Atmaca’yı gemilerimize entegre etmeye başladık. Bu gemimizde de Atmaca göreve hazır olacak. İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük projeyle donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz. Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk’u, yine bu yıl içinde üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA’larla hava operasyonu yapabileceğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu’yu önümüzdeki yıl yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Piri Reis’i, 2023’te İstanbul Firkateynimizi, 2024’te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi DİMDEG’i inşallah Deniz Kuvvetleri’mize kazandıracağız. Ayrıca, denizaltı teknolojisinde önemli kabiliyetler edindiğimiz yeni tip 6 denizaltımızı 2022 yılında Piri Reis’ten başlayarak, her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacağız. Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının ileri teknolojiye sahip yerli ve milli silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirilmesini ve bunların ihracatını sağlamayı hedefliyoruz. MİLGEM istif sınıfında 6, 7 ve 8. firkateynlerin inşasıyla ilgili bu süreci de yakın zamanda başlatıyoruz. Ayrıca, Anadolu gemimizden sonra yerli ve milli olarak planlayacağımız uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır, bunun da görüşmelerini yapıyoruz ve süratle onun da adımını inşallah atacağız.“
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” sözünü de hatırlattı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop da İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası paradigmanın 20. yüzyıl sonlarında çöktüğünü belirtti.
“21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünyanın, başta bölgemiz olmak üzere yeni paradigmalarla şekilleneceği bir tabloyla karşı karşıyayız” diyen Şentop, şöyle devam etti:
“Bu tabloda Türkiye, müstakil ve güçlü; başta dostlarını himaye eden, onlara sahip çıkan bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindedir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 20 yıldır Türkiye’nin büyük bir uyanış içinde olduğunu görüyoruz. Artık bugün Türkiye’nin savunma sanayii alanında da önce kendisini yerli ve milli teknolojilerle ve üretimle geliştirerek, daha sonra da dostlarına da bu anlamda lojistik destek verebilecek noktaya geldiğini görüyoruz.“
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da törende, “Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, artık milli piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA’larımızı, SİHA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, çok namlulu roketatarlarımızı, ATAK helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz.” dedi.
Akar, konuşmasında Türkiye ile Pakistan arasındaki derin dostluk ve kardeşlik ilişkilerine de değinerek, Karabağ sorununda Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye’nin tek yürek olduğunu anımsattı.
Akar, Pakistan’a MİLGEM Projesi çerçevesinde korvet yapımı hakkında da, “Savunma ve güvenlik alanında iş birliği karşılıklı olarak istifade edilmesi, ülkelerin orta ve uzun vadeli kazanımları açısından önemli hale gelmiştir. Bu kapsamda tasarımdan üretime MİLGEM projesinde elde edilen tecrübenin Pakistanlı kardeşlerimizle paylaşılması büyük ve önemli bir kazanım olacaktır.” dedi.
Milli Savunma Bakanı bu tecrübe paylaşımının ileride pek çok alanda görülebileceğini kaydetti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de, “Milli teknoloji hamlemizin en önemli projesi olan İstanbul fırkateyninin denize inişi, TSK’nın etkin, caydırıcı ve saygın yapısını pekiştirmesi için çok önemlidir” diye konuştu.
Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de savunma sanayinde yerlileşme çabalarında Türkiye’nin önemli bir yere geldiğine işaret etti, İstanbul fırkateyninde yerlilik oranının %75’in üzerine çıktığını vurguladı.
Demir, “Deniz projelerinde de geçmişte ithal edilen birçok kritik teknolojinin yerli imkânlarla geliştirildiğinin müjdesini vermek istiyorum. Yakın hava savunma sistemimiz Gökdeniz, İlk milli gemisavar füzemiz Atmaca, Milli Dikey Atım Sistemimiz MDAS, çeşitli radar sistemleri ve elektrooptik sensörler, kızıl ötesi arama takip sistemi, lazer ikaz sistemi, sonar sistemi, torpido karıştırma ve aldatma sistemi, elektronik harp sistemi, savaş yönetim sistemi gibi sistemler bu kapsamda geliştirilmiş ve bir kısmının da ihracı gerçekleştirilmiştir.” dedi.
İsmail Demir, “Gizliden ya da açıktan uygulanan ambargo ya da yaptırımın bizi daha da güçlendireceğine, yerlilik oranlarımızın daha da üst seviyelere taşınacağına olan inancımız sonsuzdur.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından İstanbul fırkateyni, silah sistemi ve ekipman entegrasyonlarına devam edilmek üzere, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın eşi Şule Akar tarafından denize indirildi.
İstanbul İ sınıfı fırkateyn, STM’nin ana yükleniciliğinde inşa ediliyor.
Sözleşmesi 2019’da imzalanan ve 2 yılda denize indirilen İstanbul, yine MİLGEM Projesinde inşa edilen korvetlerden 13 metre daha uzun ve hava savunma sistemleri daha güçlü.
Daha verimli ve çevreci ana tahrik sistemleri sayesinde kesintisiz 5700 mil yol katedebilecek İ sınıfı fırkateynler, Türkiye’den Yemen’e herhangi bir limana uğramadan ulaşabilecek kapasitede.
29 adet bloğun özenle birleştirilmesiyle inşa edilen İstanbul, 4 gemiden oluşacak İ sınıfı fırkateyn filosunun sancak gemisi olacak.
Geminin inşasında ASELSAN ile HAVELSAN ana iş ortakları olarak yer alırken, 80 alt yüklenici dahil 220’den fazla şirket, İstanbul fırkateyni için çalışıyor.
İstanbul’un taş havuzda donatımına müteakip 2022 yılının Mayıs ayında liman kabul testleri ve deniz kabul testlerine başlanması, 2023 yılında da Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi planlanıyor.
İstanbul’un yanı sıra İzmir, İçel ve İzmit fırkateynlerinin de 2030’a kadar hizmete girmesi bekleniyor.
İstanbul fırkateyninde ilk defa kullanılacak yüksek teknoloji içeren yerli ve milli ürünler de şöyle:
İstanbul Tersanesi’ndeki törende Pakistan için inşa edilecek korvetlerden üçüncüsünün ilk kaynağı da bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapıldı.
MİLGEM çerçevesinde Pakistan’a da 2’si İstanbul Tersanesinde, 2’si Karaçi Tersanesi’nde olmak üzere 4 korvet inşa ediliyor.
37 bloktan oluşan ilk korvetin 6 bloğu kızağa alındı, 18 bloğun imalatına devam ediliyor.
İlk korvet için denize indiriliş tarihi Temmuz olarak öngörülüyor.
İkinci korvet ise geçen Ekim ayında Karaçi Tersanesi’nde kızağa alınmıştı.
3. korvetin ilk kaynağı bugün (23 Ocak 2021) yapıldı.
4. korvetin inşasına ise Haziran ayında Karaçi Tersanesi’nde başlanacak.
Pakistan’ın 4 korvetinin de Şubat 2025’te tamamlanması planlanıyor.
İstanbul Tersanesi’nde şimdiye kadar 47 Pakistanlı askere görev başı eğitimi verildiği bildiriliyor.