Dünya Ekonomik Forumu toplantıları Covid19 nedeniyle bu yıl 25-29 Ocak’ta online, Mayıs ayında da yüz yüze yapılacak.
Toplantılara sunulmak üzere Zürih Sigorta Grubu Risk Yönetimi Başkanı Peter Giger’in kaleme aldığı bir yazıda, denizlerin 30 metreye kadar yükselebileceği belirtilerek, buzulların erimesiyle altlarındaki metan gazının açığa çıkmasının, Dünya’da dramatik sonuçlara yol açacağı uyarısında bulunuldu.
Yazıya göre, karbon türevi gazların yıllar içinde iklim üzerinde yaptığı olumsuz etki, metan gazının devreye girmesiyle katlanarak artabilir.
Okyanuslardaki akıntıların 1950’lerden buyana %15 azaldığına dikkat çekilen yazıda, bu durumun Yağmur Ormanları’nı kurutacağı gibi, İngiltere’de tarımı sona erdirebileceği kaydediliyor.
Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş STM’nin düşünce kuruluşu olan STM Think-Tech’in geçen Haziran ayında yayınladığı raporda da şu noktalara dikkat çekiliyor:
Rapora göre, küresel ısınma aslında tam da bir güvenlik sorunu.
“İçme suyunun temini hızla zorlaşırken yangınlardan ve kasırgalardan hasar alan şehirlerin yeniden inşası oldukça güçleşmektedir.” denilen raporda, Avustralya’da geçen yıl yaşanan orman yangınlarında ordunun devreye girdiği, bu da yeterli olmayınca müttefiklerinden yardım istediği anımsatılıyor.
Raporda, “Askeri liderler politik konulara karışmamak için kamusal açıklamalarda iklim krizleriyle ilgili fazla açıklama yapmazken dünyadaki orduların üst düzey yetkilileri küresel ısınmanın zararlı ve stratejik etkileriyle ilgili detaylı araştırmalar yapmaktadır” ifadesine yer veriliyor.
İklim değişikliğinin sosyal kaosa, parçalanmalara yol açacağı endişesine işaret edilen raporda, “Askeri liderlerin görüşleri böyle kaotik bir ortamda organize suç örgütleri ve terör gruplarının güçleneceği ve her yerde düşmanlığın artacağı yönündedir. Bütün yaşananların yaratacağı dengesiz ortam, salgın hastalıklar, savaşlar ve orduların sürekli olarak insani yardımlara destek vermek zorunda kalmasıyla sonuçlanabilir. deniliyor.
Suriye’de yaşananların gerisinde, bu ülkede 10 yıl süren kuraklığın yattığı görüşüne yer verilen raporda, Nijerya’daki karışıklığın gerisinde de kuraklık yüzünden köylülerin güneye göç etmek durumunda kalması ve buradaki yerlilerle çatışmasının yattığı savunuluyor.
Kuraklık ve gıda güvensizliğinin Mısır, Etiyopya, Irak ve Ürdün’de ciddi çatışmalar yaşanması riskini artırdığı kaydedilen raporda, kutup bölgelerinde açılan yeni deniz yollarının rekabet alanlarını buralara genişlettiğine dikkat çekiliyor.
Raporda, Türkiye’nin iklim değişikliği meselesine geç eğilmeye başladığı belirtilerek, “İklim Değişikliği ile Mücadele Performansı indeksine göre, Türkiye iklim değişikliği ile mücadelede attığı adımlar açısından 58 ülke içinde 47’nci durumdadır.” deniliyor.
Türkiye’nin iklim değişikliği meselesini çoğunlukla ulusal güvenlik boyutunda ele almadığı kaydedilen raporda, “Türkiye’de iklim değişikliği ve ulusal güvenlik arasındaki bağı vurgulanmaktansa iklim değişikliği ile gıda, su ve/veya enerji arzı güvenliği arasındaki ilişkiye vurgu yapmak tercih edilmektedir” ifadesine yer veriliyor.
STM Think Tech’in Raporu için tıklayınız: