Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, “Türkiye’nin Milli Savunma Stratejisi ve Bölgedeki Son Gelişmeler” başlıklı panele katıldı.
Washington DC merkezli düşünce kuruluşu Turkish Heritage Organization tarafından internet üzerinden düzenlenen panele katılan Dr. Hulusi Akar, gündemdeki soruları yanıtladı.
Milli Savunma Bakanı, Ermenistan, Doğu Akdeniz ve ABD ile ilişkileri değerlendirirken Türkiye’nin F-35 projesindeki tutumunu da özetledi.
Dr. Hulusi Akar ilk olarak Doğu Akdeniz ile açıklamalarına başladı.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin neredeyse 1800 kilometre sınırının olduğuna dikkati çeken Dr. Hulusi Akar, “Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi enerji denklemin dışında tutan enerji projeleri başarısızlığa mahkumdur. Biz bölgede barış ve istikrarın, diyalog ile başarılabileceğine inanıyoruz.” dedi.
“SURİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYUYORUZ”
Milli Savunma Bakanı, açıklamalarına Suriye ile devam etti.
Türkiye’nin Suriye dahil tüm komşularının toprak bütünlüğüne her zaman saygı duyduğunu vurgulayan Dr. Akar, Türkiye’nin bölgede kimseyle sorunun olmadığını vurguladı.
Dr. Hulusi Akar “Bizim ne Kürtler ile ne de diğer etnisitelerle bir sorunumuz vardır. Biz yüzyıllardır Kürtlerle birlikte yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz. Nasıl ki DEAŞ Müslümanları temsil etmiyorsa, PKK da Kürtlerin temsilcisi değildir. Kürtler bizim kardeşimizdir. Bizim tek mücadelemiz PKK/YPG ve diğer terör örgütleri iledir” dedi.
Dr. Akar, Suriye’de yürütülen operasyonların azami dikkatle icra edildiğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı “Asla bir sivili, bir tarihi ya da dini mekânı ya da ortamı hedef almadık. Biz sivil, demokratik ve siyasi olarak birleşmiş bir Suriye istiyoruz. Aynı zamanda Türkiye, rejim ya da herhangi bir terör örgütünün kendisine yönelik saldırısına meşru müdafaa ile yanıt vermeyi sürdürecektir” dedi.
“İSTEĞİMİZ BAĞIMSIZ VE EGEMEN BİR LİBYA’DIR”
Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, Türkiye olarak isteklerinin bağımsız ve egemen bir Libya olduğunu aktardı.
Dr. Hulusi Akar Libya ve Türkiye’nin 500 yıllık ortak kültür ve tarihe sahip olduğunu belirtti.
Dr. Akar, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim Libya’daki temel hedefimiz, Libyalılar önderliğinde, tüm Libyalıları kucaklayan, toprak bütünlüğü ve ulusal birliğine dokunulmamış bağımsız ve egemen bir Libya’dır. Libya hükümetinin Berlin Konferansı’nın sonuçlarına ve diğer barış çabalarına yanaşmasına rağmen Hafter her defasında bu ortamları terk etti. Suriye’de 2011’den bu yana yaşananların Libya’da tekrar etmemesi gerekiyor“
Türkiye’nin Libya’daki ana amacının, siyasi bir çözüme ulaşılması ve kalıcı bir ateşkes sağlanması olduğunun altını çizen Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, bazı ülkelerin buna engel olduğunu vurguladı.
Dr. Hulusi Akar “Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya, Fransa ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler siyasi çözümü desteklediklerini iddia ediyor ancak ne yazık ki Hafter’e silah ve askeri ekipman sağlamayı sürdürüyor. Bu dış destek, Libya’daki barış ve istikrarın önündeki en büyük engeldir” dedi.
“TÜRKİYE VE ABD’NİN DAHA OLUMLU BİR YOLA GİRECEĞİNE İNANCIMIZ TAM“
Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, açıklamalarının devamında Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi.
Dr. Akar, görüş farklılıklarına ve ilişkilerindeki iniş çıkışlara rağmen iki ülkenin birçok zorluğun üstesinden geldiğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı, “COVID-19 pandemisi, Türkiye-ABD ittifakı ve ortaklığının her zamankinden daha hayatî önemi olduğunu bir kez daha gösterdi” dedi.
Akar, S-400 ve F-35 meselelerine de değindi.
ABD Kongresinin, S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamak istediğine işaret eden Dr. Akar, ABD ile ilişkilerin olumlu bir yola gireceğine inandıklarını aktardı.
Dr. Hulusi Akar şöyle devam etti:
“Tehdit dili ve yaptırımların, müttefikler arasındaki farklılıklara işaret etmek için uygun yollar olmadığına inanıyoruz ancak Türkiye ve ABD’nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi daha olumlu bir yola gireceğine inancımız tamdır. Coğrafya kaderdir derler. Bizim durumumuzda bölgenin kaderi de Türkiye’ye bağlıdır. ABD’nin bunu fark edip küresel sorunlarla başa çıkmada Türkiye’ye başlıca bölgesel ortak olarak öncelik vermesi gerektiğine inanıyorum.” dedi.
“TÜRKİYE F-35 PROGRAMININ SADECE BİR MÜŞTERİSİ DEĞİL AYNI ZAMANDA ORTAĞIDIR“
Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, Türkiye’de savunma sistemlerinin ülke içi dizayn, geliştirme ve üretimine büyük önem yüklediklerini belirterek kendi kendine yetmeye odaklanıldığını ve bugüne kadar çok iyi sonuçlar elde edildiğini söyledi.
ABD savunma endüstrisiyle yapıcı ve karşılıklı yararlı angajmanlara devam etmek istediklerini vurgulayan Akar, Türkiye ve ABD’nin iş birliği alanlarının genişleyeceğine inandığını aktardı.
Dr. Hulusi Akar şöyle devam etti:
“ABD hükümetinin F-35 programına ilişkin raporu gösterdi ki, Türkiye’nin programdan uzaklaştırılması, F-35 uçağının kritik parçaları, üretim takvimi ve maliyetin düşürülmesine ilişkin riskler doğurdu. Türkiye F-35 programının sadece bir müşterisi değil, aynı zamanda ortağıdır. F-35 teknolojisinin güvenliği, ABD için olduğu kadar Türkiye için de önemlidir. ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki herhangi bir kaygısını ele almaya hazırız.”
ABD VE ULUSLARARASI TOPLUM ERMENİSTAN’I UYARMALIDIR
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginliğe de dikkati çeken Milli Savunma Bakanı Dr. Hulusi Akar, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne dikkat çekti.
Milli Savunma Bakanı, Türkiye’nin Ermenistan’ı bu saldırganlığı sebebi ile kınadığını söyledi.
Dr. Hulusi Akar, “Türkiye, Ermenistan’ın saldırganlığını kınamakta ve bu sorunun, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü içerisinde, barışçıl yollarla çözülmesini desteklemektedir. ABD ve uluslararası toplum Ermenistan’ı bu tarz saldırılardan kaçınması ve bu sorunun çözülmesi için yapıcı bir yöntem benimsemesi için uyarmalıdır” dedi.
NATO TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNİN MERKEZİNDEDİR, TÜRKİYE DE NATO’NUN
Milli Savunma Bakanı, Türkiye’nin neredeyse 70 yıldır NATO müttefiki bir ülke olarak Avrupa-Atlantik güvenliğine çok önemli katkılar sunduğunu vurguladı.
Dr. Hulusi Akar, NATO’nun Türkiye’nin güvenliğinin merkezi olduğu gibi Türkiye’nin de NATO’nun güvenlik merkezi olduğunu söyledi.
Dr. Akar şöyle devam etti:
“Türkiye, NATO’nun misyon ve operasyonlarına katkı sunan ilk beş ülke, NATO’ya finansal açıdan katkı sunan ilk sekiz ülke arasında yer alıyor. NATO’ya bağlılığımız sağlamdır ve üzerimize düşen sorumluluğu almaya devam edeceğiz.”
Dr. Hulusi Akar, NATO’nun değişen güvenlik ortamına göre başarıyla gelişim gösterdiğini ancak çok kutuplu bir dönemin de ortaya çıkmaya başladığını aktardı.
Çin gibi aktörlerin ekonomik ve askeri olarak çok öne çıktığını belirten Dr. Hulusi Akar Rusya’nın da önemli bir uluslararası aktör olduğunu söyledi.
Dr. Hulusi Akar son olarak Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri değerlendirdi:
“AB’ye üyelik bizim stratejik bir hedefimiz olmaya devam ediyor. AB ile kapsamlı ekonomik ilişkilerimiz var. Türkiye’nin AB ile ilişkileri kökleşmiş ve çok boyutludur. NATO üyesi olarak, Avrupa ve Transatlantik bölgesini etkileyen birçok sorunun çözümüne yönelik çabalara aktif olarak katkı sunuyoruz.”