HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, Balıkesir Üniversitesi Milli Savunma ve Teknoloji Topluluğunun Instagram canlı yayınına konuk oldu.
Canlı yayında firmasının çalışmalarına ilişkin bilgi veren Atalay, yeni mezun mühendislerin savunma sanayi firmalarında çalışabilmeleri için alanlarında en iyi olmaları gerektiğini söyledi.
Mühendislerin kendini iyi yetiştirmesinin gerekliliğini vurgulayan Atalay, “Fark yaratmanız lazım, En önemli fark sahip olduğunuz bilgi ve yetenekle yaratılır. Bilgi ve yetenek açısından arkadaşlarınızdan ve rakiplerinizden kendinizi farklılaştırmanız, öne çıkarmanız lazım” dedi.
Yapay zekâya ilişkin de konuşan Atalay, yapay zekâ ile ilgili 1940-1950’li yıllarda bile teoriler geliştirildiğini hatırlattı.
Yapay zekâyı, insanın makinelere veya sistemlere yüklediği görevleri bu makine ve sistemlerin kendi başına yapabilmesi olarak tanımlayan Atalay, “Yapay zekâ ya sizin verdiğiniz ya da yönlendirmeniz üzerine bir takım işleri kendisi yapabiliyor. Bunu yaparken de biraz ilerleyen aşamalarda kendisi de öğrenebilen bir sistem. Ama burada tırnak içindeki şey onu yöneten, geliştiren insanın ona tanıdığı imkân ve kendi yetenekleriyle sınırladığı bir şey” dedi.
“DİJİTAL DÖNÜŞÜM TEKNOLOJİ İLE ÇÖZEBİLECEĞİNİZ PROBLEM DEĞİLDİR”
HAVELSAN Genel Müdürü Atalay, konuşmasında dijital dönüşümün kaçınılmaz bir durum olduğunu ifade etti.
Atalay, dijital dönüşüm sürecinin kullanılan teknolojilerden daha önemli olduğunu vurgulayarak, “Dijital dönüşüm bir şeyin elektronikleşmesi gibi veya teknolojik bir olay değil. Dönüşümün teknoloji boyutu, süreç boyutu ve kültür boyutu var. Bu üç boyutunu birlikte düşünmek lazım. Genelde kurumlar sadece teknolojik boyutuna odaklanıyor. Mevcut işlemleri elektronik hale getirmekle dijital dönüşümü gerçekleştirdiklerini sanıyorlar ve çok yanılıyorlar. Süreçlerinizi, sistemlerinizi, iş modellerinizi ona uygun hale getirmezseniz ve çalışanlarınızın kültürünü, iş yapış tarzını ona uygun hale getirmezseniz, teknoloji ile çözebileceğiniz problem değildir” ifadelerini kullandı.
“H-ARF İLE KENDİ FRAMEWORKÜMÜZ ÜZERİNDE ÜRÜN GELİŞTİREBİLECEĞİZ”
Artırılmış sanal gerçeklik platformlarına ilişkin de konuşan Atalay “Artırılmış sanal gerçeklik konusu gelecek eğitim sistemlerinin içine girecek teknolojilerin en başında geliyor. Şu anda bazı teknolojik gelişmeler var. Bu eğitim alanında özellikle giden bir trend var. Eğitim, oyun, eğlence alanında arttırılmış sanal gerçeklik teknolojileri hızla gelişiyor. HAVELSAN olarak biz de bu teknolojileri kullanıp geliştiriyoruz” dedi.
Dünyada birkaç firma tarafından geliştirilen frameworklerin olduğunu söyleyen Atalay, kendilerinin de milli framework geliştirmek adına H-ARF’i ortaya çıkardıklarını belirtti.
Atalay konuya ilişkin olarak şu bilgileri verdi:
“İstiyoruz ki yerli ve milli bir frameworkümüz olsun, inşallah bunu üniversitelere ücretsiz olarak vereceğiz. Siz gençlerimiz bunun üzerinde geliştirme yapın. Microsoft ya da x firmasının frameworkü üzerinde geliştirmeyin. Çünkü onların genel stratejileri şudur: ‘Özellikle okullara biz bunları verelim bedava, okulda bunun üzerinde eğitim alsınlar’. İşe başlayınca alışkanlık olduğu için sanki işin doğası ondan başka olamazmış gibi oluyor. Bunu kırmak için yerli ve milli framework oluşturalım, hem kendi uygulamalarımızı onun üzerinde geliştirelim hem de üniversitedeki eğitimler onun üzerinde yapılsın.”
“DIŞA BAĞIMLIĞILI ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Yazılım ve savunma sistemlerinde yurt dışına olan bağımlılığın kaldırılmasının Türkiye’ye nasıl bir kazanç sağlayacağı yönünde sorulan soruya HAVELSAN Genel Müdürü Atalay, “Bizim en önemli misyonumuz Türkiye’nin yurt dışına olan bağımlılığını kaldırmak, yerli ve milli çözümlerle devletimizin ve ordumuzun ihtiyaçlarını gidermek. Biz de bunu bugüne kadar çok iyi bir şekilde yaptığımızı söyleyebiliriz” ifadeleriyle yanıtladı.
Atalay, bazı ürünlerde küresel pazardaki sistemleri kullanmak zorunda olduklarını ve bilgisayarlardaki Microsoft işletim sisteminin de bunların içinde olduğunu belirterek, “Ama ne yapıyoruz şimdi, Pardus diye açık kaynaktan dönüştürülerek yerlileştirilmiş bir sistem var. Şimdi Pardus işletim sistemini yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Oradaki dışa bağımlılığı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Database dediğimiz veri bankaları yakın zamana kadar dışa bağımlıydı. Şimdi bunların açık kaynakları var, onları yaygınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.