Yazı dizimize hız kesmeden devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta uydu teknolojisinin tarihçesi ve ülkemizdeki gelişimini incelemiştik. (Yazı dizimizin ilk yazısına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz) Bu haftada Göktürk Ailesi’nin ilk üyesi olan ilk askeri amaçlı uydumuz Göktürk-1’i incelemeye devam edeceğiz. Bu tür yazıların devamı için bize sosyal medyadan yorumlarla ve mesajlarla ulaşabilirsiniz. Ülkemizin bu büyük projesini sıkılmadan okumanız dileğiyle…
GÖKTÜRK-1
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi 2.Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan soğuk savaş gerilimi sonrası, refah seviyesi yüksek ülkelerin arasında silahlanma yarışı başladı. Bu silahlanma yarışı eskisi gibi sadece top yada tüfek dökmekten ibaret değildi. Artık teknolojiyi elinde tutan kişi istihbaratı ve gücüde elinde tutuyordu. Bu teknolojik yarış önceki yazımızda belirttiğimiz gibi yepyeni bir endüstri doğurdu. Milenyum çağı dediğimiz günümüz teknolojilerini bu yarışa borçlu olduğumuzuda unutmamak gerekir.
Peki bu yarış sürerken Türkiye bu yarışın neresindeydi ? Asıl sorunun bu olduğu aşikâr. Coğrafik konumu gereği her dönemde birçok ülkenin gözlerinin üzerinde olduğu ülkemiz yöneticilerininde bu teknoloji yarışından başta ekonomik sebepler olmak üzere bazı sebeplerden dolayı geç kaldıklarını söyleyebiliriz. Ülkemizdeki teknik ve ekonomik eksiklerin biraz olsun aşılmasıyla 2009 yılında bu girişim yapıldı.
Göktürk-1, TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. ve Aselsan’nın teknoloji bilgisi ile İtalyan uzay şirketi Telespazio arasında yapılan anlaşma sonucu ortak iştiraklerle geliştirilmiştir. Yüksek çözünürlüklü olma özelliği dünya üzerinde herhangi bir bölgeden coğrafi kısıtlama olmadan görüntü alabileceği anlamına gelir. Buna ek olarak, haritalama ve planlama, arazi örtüsü araştırması, jeoloji, ekosistem izleme, felaket yönetimi, çevre kontrolü, kıyı bölgesi yönetimi ve su kaynakları konularında çeşitli sivil uygulamalarda kullanılacaktır.
Göktürk-1 Projesi için 13 Temmuz 2009 günü MSB (Millî Savunma Bakanlığı) ve Finmeccanica/Thales Grubu ortak girişimi olan Telespazio şirketi arasında 19 Temmuz 2009 tarihinde bir anlaşma imzalandı. Thales Alenia Space uydu platformunu tedarik etmekle görevlendirildi. Proje çerçevesinde, kritik bir altyapı olarak Türkiye’de en fazla 5.000 kilogram ağırlığa kadar uzay aracının (USET) montaj hattı, entegrasyonu ve tesetleri için bir tesis kurulacaktı. Bu proje için biçilen meblağ 250 milyon avro değerindedir.
Göktürk-1 Uydusu ESA(Avrupa Uzay Ajansı)’ya ait VEGA(Vettore Europeo di Generazione Avanzata) fırlatma sistemi ile Fransız Guyana’sından 05 Aralık 2016 tarihinde TSİ(Türkiye Saati İle) 16.51.44’de gökyüzündeki serüvenine başlamıştır. Yaklaşık 70 dk. sonra TSİ 18.02.11’de uydumuz ile ilk temas başarı ile sağlanmıştır. Uydumuz ile iletişim için Troll (Antarktika), Svalbard (Norveç) ve Fucino (İtalya) yer istasyonlarını kullanıp, ilk 16 saat boyunca toplam 17 adet geçişi başarı ile icra edilmiştir. Şuanki durumda uydu operasyonları Keşif Uydu Komutanlığı(Ahlatlıbel’de) Telespazio Şirketi ve Keşif Uydu Tabur Komutanlığı personeli tarafından birlikte yürütülmektedir.
Göktürk-1 0,50 m (1 ft. 6 inç) çözünürlüklü, coğrafi kısıtlama olmaksızın dünyadaki herhangi bir yerde keşif yapmak için tasarlanmıştır. Aşağıdaki tabloda bilinen teknik özellikleri belirtilmektedir.
MSB ve Talespazio arasında yapılan sözleşme 1 adet uydu,1 adet Ana Yer İstasyonu ve Mobil Yer İstasyonunu kapsamaktadır. Bu temin edilen araçlar halen operasyonel olarak kullanılmaktadır.
İsrail, Telespazio şirketinin hissedarı olan Thales Group adlı Fransız şirketi üzerinde baskı kamuoyu oluşturdu. İsrail, Göktürk-1 uydusunun kendi topraklarından çekeceği yüksek çözünürlüklü görüntülerin yanlış ellere ulaşabileceği korkusunu belirtti. Uydu’nun ileri teknoloji içeren kamera sisteminin kritik elektro-optik bölümlerinden bazılarını Thales Grubu üreten İsrail, Göktürk-1’in İsrail üzerinde olduğu sürece görüntü alma yeteneğine sahip olmaması şartını koştu.
Türkiye, bu bilgileri aldıktan sonra, müteahhit şirket Thales Group’dan uydu görüntüsünün istediği herhangi bir yerden görüntü alabileceğini ispatlamasını istedi. Fransız üretici başlangıçta bu talebi kabul etmemesine rağmen daha sonra Türk tarafından ödemelerin durdurulması tepkilerini çekti.
Türk bürokratları, uydunun deneyimli ve tanıdık bir uzay şirketi tarafından fırlatılmasını istedi. Öte yandan Fransız şirketi, maliyeti düşürmek için çok deneyimli bir uydu fırlatma şirketini devreye alma konusunda ısrar etmişti. Sürecin sonucunda Türkiye istediğini alarak uyduyu geçte olsa yörüngeye göndermiştir.
Göktürk-1 uydusunun fırlatıldığı zamandan buyana geçen süreçte test ve hizmete alınma sürecinde 6 ayda binden fazla kare ve şerit görüntüler göderdiği belirtildi.Bu görüntülerin bir kısmı uydunun kalibrasyonu için bir kısmı HKK(Hava Kuvvetleri Komutanlığı) ihtiyaçları doğrultusunda kullanıldığı bilgisi aktarıldı.
İşte Göktürk-1’in gönderdiği bazı görseller aşağıda sizlerle.Bu gurur bütün Türkiye’nin.
Bu fotoğrafın anlamını anlatmaya gerek bile yok ama en önemlisi bu fotoğraf Türk adını taşıyan bir uyduyla uzaydan çekildi.
Bu haftaki yazımızıda burada noktalıyoruz. Göktürk-1 Uydu platformunu teknolojik, statejik ve siyasi yönden ne kadar önemli olduğunu birlikte inceledik. Yazımı buraya kadar okuduğunuz için siz değerli okurlarımıza teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle.