FNSS İş Stratejileri Müdürü Bülent Beyoğlu, C4 Defence Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özgür Ekşi’nin Instagram canlı yayınına konuk oldu.
Beyoğlu yayında, FNSS’in iş stratejilerine ilişkin bilgi verdi; COVID-19 sürecinde neler yaptıklarını ve devam eden projelerde son durumu aktardı.
Bülent Beyoğlu, savunma sanayi alanında strateji geliştirmenin başlangıcının “analiz” olduğunu ifade etti.
Hangi sektör olursa olsun analiz ile başlayan sürecin karşılıklı iletişim ile çok daha güçlendiğini söyleyen Beyoğlu, Müşteriyi ve paydaşları doğru anlamanın, çevresel şartları iyi tespit etmenin; iç koşulların, yeteneklerin ve kapasitenin anlaşılmasının gerekli olduğunu vurguladı.
Beyoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Strateji geliştirmek için tüm bunları sağladıktan sonra bir denge kurmak gerekiyor. Kurulan strateji içerisine vizyon, misyon ve hedefler yerleştiriliyor. Bu hedeflere ulaşılması için gereken adımlar belirleniyor ve bunları uygulayıp takip etmeye çalışıyoruz. Gerektiğinde de güncellemeler yapıyoruz. Bakıldığında strateji budur. Gizemli bir tarafı yok.“
Bülent Beyoğlu, firmaların sektörde başarılı olmayı ve iyi bir gelir elde ederek işlerini büyütmeyi hedeflediğini de belirterek stratejilerin buna göre şekillendiğini ifade etti.
“FNSS DÜNYA ÇAPINDA BİR FİRMA”
FNSS’nin zırhlı kara araçları sektöründe global bir oyuncu olduğunu belirten Beyoğlu, firmanın Uzak Doğu’da dahi Çinli ve Rus rakipleri ile rekabet içerisinde olduğunu söyledi.
Beyoğlu, savunma sektörünün diğer sektörlere benzemediğine dikkat çekti.
Savunma sektöründe müşterinin doğrudan devletler, devletlerin orduları ya da tedarik konusunda uzmanlaşmış kurumları olduğunu ve tüketici sektörüne benzemediğini kaydeden Bülent Beyoğlu “Müşterimiz bilinçli ve konusunda uzman. Müşteri, çoğu zaman firmaları yönetiyor ve taleplerini bildirerek firmanın buna göre bir ürün ortaya koymasını istiyor. Burada firmaların da pozisyonu önemli. Direkt devlete ait veya vakıflara bağlı özel sektör özelliği taşıyan ve kamuyla bağlantılı firmalar da var. Her birinin dinamiği farklı . Özel sektör olunca firmamızın şartları daha da zorlaşabiliyor.” dedi.
FNSS’in müşteri taleplerine göre ürün tasarlayıp ürettiğini belirten Beyoğlu, bu konuda kullanıcı ile uzun süreli bir güven ilişkisi kurulmasının önemine dikkat çekti.
Beyoğlu, savunma sektöründe ürünlerin “sattım, bitti” şeklinde satılmadığını ve satılan bir ürününün fonksiyonlarının devamı için 50 yıl ürünün arkasında durulması, kullanıcı ile beraber ürünün performansının temin edilmesi gerektiğini söyledi.
“MÜŞTERİNİN FİRMANIZA GÜVENMESİ GEREKİYOR”
Bülent Beyoğlu, müşterilerin firmanın daha önceki iş performansına ve başarılarına bakarak sipariş verdiğini belirtti.
Müşterinin firmaya güven duymasının önemli olduğunu da aktaran Beyoğlu, ürünün kullanıcı ile birlikte geliştirildiğini ve “biz bunu yaptık, gelin alın” gibi bir pazarlama stratejisinin pek geçerli olmadığını söyledi.
“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN EMRİNE AMADE BİR TÜRK SAVUNMA SANAYİ VAR”
C4 Defence Genel Yayın Yönetmeni Özgür Ekşi, geçmiş yıllarda yabancı firmaların Türkiye’ye “ürünüm bu, ister al ister alma” politikası ile silah sattığını hatırlattı.
Beyoğlu, bugün Türk savunma sanayinin tam da bu konuda milli bir değer oluşturduğunu belirtti.
Beyoğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri ne istiyorsa emine amade, onun stratejik bir değeri olan Türk savunma sanayi var. Türk Silahlı Kuvvetlerinin talebi üzerine çözümler üretebilen, TSK’nın nazının geçtiği bir sektör oluştu. Bununla gerçekten gurur duymalıyız. Eskiden böyle bir şeyden bahsedemiyorduk.” dedi.
FNSS İş Geliştirme Müdürü Bülent Beyoğlu, COVID-19 virüs salgını gibi anlık oluşabilecek durumlara karşı da hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı.
“FNSS BUNLARI BAŞARAN VE RAKİPLERİ İLE MÜCADELE EDEN BİR FİRMA“
FNSS İş Geliştirme Müdürü Bülent Beyoğlu, firmaların strateji geliştirirken rakip firmalar ile mücadele içinde olduğunu da hatırlatarak geliştirilen stratejilerin değişikliğe uğrayabileceğini aktardı.
Stratejinin bir fener olduğunu, fenere giden yolun ise anlık durumlar ile değişebileceğini ve bunun için farklı çözümlerin geliştirilebileceğini söyleyen Beyoğlu, bu duruma FNSS’den örnek verdi.
Endonezya için geliştirilen orta ağırlık sınıfı Kaplan Tankının bu süreci daha anlaşılabilir kılacağını söyleyen Beyoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Endonezya ile ilişkilerimiz 2011 yılına dayanıyor. İlk aşamada ZMA dediğimiz ürünlerin ihracatı için görüşmelerimiz başladı. Rakiplerimiz de oldukça güçlü firmalardı. Rakiplerimiz ürünlerini sürekli dayatma peşindeydi. Endonezya’ya ‘en iyi çözüm budur, bunu alın’ dayatmasını yapıyorlardı. Biz de ‘sizin neye ihtiyacınız var, nasıl bir ürün talep ediyorsunuz’ dedik ve ortak bir ürün geliştirme kararı aldık.”
“O bölgenin coğrafi şartlarına uygun ve çok ağır olmayan ancak vurucu gücü yüksek, daha yumuşak zeminlerde mobilitesi daha yüksek bir araç talep ettiler ve biz bunu kabul ettik. Kendi davamızdan (projemizden) vazgeçerek gelen talebe uygun bir çözüm üretmeye başladık. Bu esnada devletler arası ilişki de önemli oldu. Endonezya ile Türkiye ilişkilerinin pozitif olması sürecimizi kolaylaştırdı. FNSS gibi güven duyulan bir şirket olunca da süreç çok daha lehimize işledi. Proje devletler arası anlaşmaya yöneldi ve sonrasında Endonezya’dan FNSS ile iş birliği gerçekleştirmek isteyen PT Pindad projeye dahil olarak Kaplan ortaya çıktı. Bu, savunma sanayinde bir ilktir. Daha önce ortak geliştirme projesi hiç yapılmadı.”
“FNSS ÖZ KAYNAKLARI İLE 200 BELKİ 400 ADET ÜRETİLEBİLECEK BİR ÜRÜN ORTAYA KOYDU”
Devletler arası anlaşmaya göre bu projenin iki ülkenin savunma bakanlıkları tarafından finanse edildiğini söyleyen Beyoğlu burada farklı bir durum yaşandığını aktardı.
30 milyon dolarlık ortak geliştirme projesi maliyetinin yarısını Türkiye diğer yarısını Endonezya’nın karşılaması planlanmıştı.
O dönem Türkiye’nin bürokratik yapısının bu duruma adapte olamamasından ötürü Savunma Sanayii Müsteşarlığında (şimdiki adı ile Savunma Sanayi Başkanlığı) bu proje kaynaklandırılamadı.
Beyoğlu, bu durumda FNSS’in hemen kendi Ar-Ge proje fonundan bu projeye kaynak aktardıklarını ve projenin yarısını Endonezya Savunma Bakanlığının, diğer yarısını ise FNSS’nin finanse ettiğini söyledi.
Bülent Beyoğlu, 18 adetlik ilk seri üretim partisinin imzalandığını ve ilerleyen dönemlerde 200 belki de 400 adet üretilebilecek bir ürün ortaya koyduklarını belirtti.
“COVID-19 DÖNEMİNDE AKSAKLIK YAŞAMADIK”
COVID-19 virüs salgının başında acil durum ekiplerini kurduklarını ve bu ekibin düzenli olarak toplantı yaptığını söyleyen Beyoğlu, FNSS’nin çalışan sağlığını öncelik aldığını aktardı.
FNSS’nin durma lüksü olmadığını, 2 milyar dolar proje hacmi ile projelerin yurt içi ve yurt dışında teslimat beklediğini söyleyen Beyoğlu, çalışma takvimlerinin yeniden düzenlenerek faaliyetlere devam edildiğini belirtti.
FNSS İş Stratejileri Müdürü Beyoğlu, Türkiye’de silah taşıyıcı araçlar, zırhlı amfibi hücum aracı, Özel Kuvvetler Komutanlığı için üst seviye bir araç, özel maksatlı taktik tekerlekli araç ile Korkut ve ZAHA projelerinin; yurt dışında ise Endonezya için orta ağırlıkta tank ile Malezya ve Umman’daki projelerin devam ettiğini belirtti.
Yükümlülüklerinin fazla olduğunu söyleyen Beyoğlu, hijyen tedbirleri, mesai ve yeniden düzenlenen çalışma takvimi ile COVID-19 sürecini yönettiklerini aktardı.
Bülent Beyoğlu, tedarik kaynaklı sıkıntıların yaşandığını ve alt yüklenicilerin virüs nedeni ile duraksama yaşamasından ötürü gecikmelerin olduğunu ancak projelerin şu anda sorunsuz bir şekilde ilerlediğini söyledi.
“20 ADET KORNET TAŞIYAN STA TESLİM EDİLDİ”
Bülent Beyoğlu, FNSS’in Türk Silahlı Kuvvetlerine 20 adet kornet taşıyan Kaplan STA’nın teslim edildiğini söyledi.
Beyoğlu, yıl sonuna kadar Pars STA’larda da seri üretime geçileceği aktardı.
ZAHA Projesi ile ilgili son durumu da açıklayan Beyoğlu, kritik tasarım aşamasının tamamlandığını ve dökümanların onaylanmasını beklediklerini söyledi.
İlerleyen zamanlarda kalifikasyon faaliyetlerinin başlatılması hedeflenen projede 2020 yılı içerisinde kalifikasyonlarının bitirilmesi ve 2021 yılında ise ilk aracın teslimi hedefleniyor.
Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi üretim ve teslim takvimine paralel olarak da 2022 yılında bütün ZAHA’ların teslimi hedefleniyor.