Azerbaycan’a destek için bugün (08.08.20) Ankara’dan güçlü ve net bir mesaj verildi.
“SENİNLEYİZ AZERBAYCAN SENİNLEYİZ KARABAĞ” konulu basın açıklaması ile Azerbaycan’a olan destek bir kez daha vurgulandı.
Basın açıklamasının mekanı özellikle seçildi ve açıklama Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün heykelinin bulunduğu Ulus Meydanı’nda, “ATATÜRK’ün yanı başında” yapıldı.
Basın açıklamasında ayrıca çok kritik bir konuya daha değinildi.
Bölgenin sahip olduğu enerji zenginliğine dikkat çekilerek güvenli bir enerji için Azerbaycan topraklarının işgalinin son bulması gerektiğinin altı çizildi.
“BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN EVLATLARI OLARAK BUGÜN BURADAYIZ”
“Büyük Türk Milleti her şatta ve koşulda Azerbaycan’ın yanında olacaktır” vurgusu yapılan açıklamada şu görüşler ifade edildi:
“Eğer Kafkaslarda huzur istiyorsak eğer barış ve güven ortamında yaşamak istiyorsak bir an evvel Ermenilerin bu alçakça saldırılarına son verdirmeli ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları geri alınmalıdır.“
BASIN AÇIKLAMASININ TAMAMI
“Azerbaycan Türklerine destek olmak amacıyla bugün burada Ankara’da, Türk’ün başkentinde ve Ulus Meydanında yani Ulu Önder Atatürk’ün yanı başında toplanmış bulunuyoruz. Seslerimizle, yüreklerimizle Azerbaycan Türklerinin yalnız olmadığını dün olduğu gibi bugün de dost düşman herkese gösteriyoruz.
En son söyleyeceğimizi başta haykırıyoruz: HER ŞARTTA, HER YERDE, HER ZAMAN SENİNLEYİZ AZERBAYCAN.
Tüm dünya biliyor ve onaylıyor ki, son 200 yıldır Azerbaycan toprakları, birkaç kez yabancı devletlerin de desteği sayesinde Ermeni saldırısına ve işgaline maruz kalmış ve de kalmaya devam etmektedir.
Hiçbir zaman tek başına bir başarısı olmayan, yüzyıllarca Türk’ün adaleti altında huzur ve refah içinde yaşayan bu az sayılı toplum, I. Dünya Savaşı sonrasında da Sovyet desteği ile Azerbaycan’ın İrevan Hanlığı ve Zengezur bölgesini ele geçirdi. O tarihlerde İstanbul’dan herhangi bir ulaşım vasıtayla doğrudan Azerbaycan’a gidilebiliyorken, İrevan’ın, Zengezur’un Azerbaycan’ın elinden alınmasıyla bugün Türkiye ile Azerbaycan arasında var olacak bu ulaşım imkânı kesilmiştir.
Dünyada hiçbir örneği olmayacak şekilde bağımsız bir devletin toprakları ikiye bölünmüş ve araya saldırgan bir devlet dahil edilmiştir. Bugün Azerbaycan’ın toprağı olan Nahçıvan’da yaşayan Türkler kendi ülkelerine, başkentlerine gitmek için İran’dan, Türkiye’den veya Gürcistan’dan geçmek zorunda. O tarihlerde Sovyetler Birliği, Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bu bölgelere Ermenileri göç ettirmiş ve bölgedeki baskın Türk nüfusunu ve nüfuzunu yok etmek istemiştir.
1991’e gelindiğinde Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası ortaya çıkan siyasi istikrarsızlıklardan yararlanan Ermeniler, Karabağ’da saldırgan ve işgalci askerî harekâtlara yeniden başladı. Ermeniler, bu saldırgan silahlı faaliyetleri sonucunda, Azerbaycan’ın Karabağ topraklarının büyük bir kısmını yani Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarının beşte birini işgal etti. O kanlı saldırılar sonucunda:
1991’de Hankendi’ni, 1992’de Hocalı ve Şuşa’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere’yi de ele geçiren Ermeniler, 1993’te Ağdam’a girdi. Ağdam’ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerini işgal etti.
Bir milyon Azerbaycan Türk’ü zorunlu göçmen haline geldi. 20.000’den fazla insan öldü, 50.000 kişi yaralandı veya engelli olarak hayatlarını sürdürmeye mecbur bırakıldı. 4.000’den fazla Azerbaycan vatandaşı kayboldu. Hocalı başlı başına bir soykırım alanı olduğu gibi çok sayıda Azerbaycan Türk’ü soykırıma maruz kaldı.
O gün yani 25-26 Şubat 1992’de Azerbaycan Cumhuriyeti’nin siyasi sınırları içinde bulunan Hocalı Kasabası ayrılıkçı Ermeni çeteleri tarafından basılarak 106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’i yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk’ü hunharca katledilmişti. Bu yüzden bugün buradan hep bir ağızdan haykırıyoruz:
Hankendi: Bizimdir. Hocalı: Bizimdir. Şuşa: Bizimdir. Laçın: Bizimdir.Hocavend: Bizimdir. Kelbecer: Bizimdir. Ağdere: Bizimdir. Ağdam: Bizimdir. Cebrayil: Bizimdir. Fuzuli: Bizimdir. Gubadlı: Bizimdir. Zengilan: Bizimdir.
Büyük Türk Milletinin evlatları olarak bugün buradayız. Ermeni çetelerinin, Azerbaycan toprağı Karabağ’ın 12 ilini haksız, hukuksuz işgalinin üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen kanlı eylemleri ve saldırıları durmuyor. Uluslararası kuruluşların bağlayıcı kararlarına rağmen, tecavüz ve işgali ise devam ediyor. Bugün buradan bir daha bir daha Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Ermenistan’ın işgallerini sona erdirmesini isteyen 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlarının uygulanmasını, sorunun uluslararası hukukun temel ilkelerine ve özellikle Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ilkesine uygun bir biçimde çözüme kavuşturulmasını istiyoruz.
Geçen ay Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi Kurallar Komitesi, yaptığı 296 sayılı değişiklik ile Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından haksız bir şekilde işgal edildiğini kabul etti.
Ermenistan, saldırgan/işgalci tutumuyla Kafkasya’da kalıcı bir barış ortamının en büyük engelidir. Eğer Kafkaslarda huzur istiyorsak eğer barış ve güven ortamında yaşamak istiyorsak bir an evvel Ermenilerin bu alçakça saldırılarına son verdirmeli ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları geri alınmalıdır. Ermeniler son olarak 12 Temmuz 2020’de Azerbaycan’a bir kez daha saldırdı.
Azerbaycan’ın Tovuz Bölgesinde Kolordu Komutanı Tuğgeneral Polat Haşimov, Albay İlgar Mirzaev, iki binbaşı, iki astsubay ve bir er şehit olmuş ve devam eden alçak saldırılar sonucunda ise toplamda 11 Azerbaycan askeri ile bir de sivil vatandaş hayatını kaybetmiştir.
Olayın meydana geldiği yer, Gürcistan–Kars–Azerbaycan demir yolu hattının geçtiği, Türkiye’ye gelen enerji hatlarının bulunduğu yerdir. Yani, olayın geçtiği bölge Karabağ’dan ayrı bir bölgededir. Ermeniler ve onun ardındaki asıl güçler Azerbaycan’da çatışma alanlarını genişleterek farklı büyük ideallerini gerçekleştirmek ve farklı cepheler açmak istemekteler.
Azerbaycanlı “şehit ailelerine, kardeş Azerbaycan halkına taziyelerimizi iletiyor, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Emenistan silahlı güçleri tarafından 12 Temmuz 2020 tarihinde başlayarak, Azerbaycan’ın Karabağ ve Tovuz Bölgeleri’nde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri mevzilerine gerçekleştirdiği hain ve menfur saldırıları Türkiye Türkleri olarak şiddetle kınıyoruz.
“Ermenistan’ın yaptığı kabul edilemez. Aklını başına toplasın. Azerbaycan yalnız değildir. Biz Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olarak tüm imkânlarımızla Azerbaycan’ın yanındayız diyoruz. Dünya eğer enerji güvenliğini istiyorsa, doğu batı arasında güvenli bir birlikteliği arzuluyorsa bunun yolu KARABAĞ’ın işgalden kurtarılmasından geçiyor.
Buradan şunu tüm dünyaya açıklıyoruz:
Dünyada son Türk kalsa da Azerbaycan ve Azerbaycan davası yaşatılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti var olduğu müddetçe ve bugün burada olan Türk Kurtuluş Savaşı’nı verenlerin evlatları oldukça Nahçıvan, Karabağ ve Azerbaycan ilelebet yaşayacaktır. Bu acı sahnelerin yaşanmasını istemiyorsak artık Ermenilere dur deme zamanının geldiğini Türk’ün düşmanlarına haykırmalıyız.“