Yunanistan’ın İzmir’in hemen karşısındaki Midilli ve Sisam adalarına ABD hibesi toplam 41 adet taktik tekerlekli zırhlı araç sevk etmesine bir yorum da Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, ASAM Uzmanı ve Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer’den geldi.
Dr. Eray Güçlüer, bu araçların gelecekte Türkiye için sıkıntı yaratabileceğine dikkat çekti.
Araçların zırhlı ve zırhsız olmak üzere iki çeşit olduğunu belirten Güçlüer, zırhsız olanların genellikle cephe gerisinde yük ve malzeme taşıma amaçlı olarak idari faaliyetlerde kullanıldığını, zırhlı olanların ise üzerlerine silah sistemleri de monte edilerek muharebe araçlarına dönüştürülebildiğini ve kuvvet çarpanı olarak askeri birliklerin savaştaki çatışmalarda ana silah sistemlerinden biri haline geldiğini vurguladı.
Dr. Eray Güçlüer, Yunanistan’ın Türkiye’ye çok yakın iki adaya çıkardığı taktik tekerlekli zırhlı araçların da üzerlerinde silah sistemlerinin monte edilebileceği kaideleri bulunan araçlar olduğuna işaret etti.
“Bunların adalardaki Yunan askeri birliklerini takviye etmek için oralara gönderildikleri çok açık” değerlendirmesini yapan Dr. Eray Güçlüer, “Silahların monte edileceği kaideler üzerine muhtemelen gönderildikleri adalarda uygun silah sistemleri monte edilmiştir. Bunlar muhtemelen uçaksavar makineli tüfekler, ağır makineli tüfekler, kısa menzilli çok namlulu roketatar sistemleri ile alçak irtifa hava savunma füze sistemleri olabilir. Bu nedenle bu silah ve teçhizatın adalardaki kolluk kuvvetlerinin kullanımı için olduğunu kimse iddia edemez. Bunlar Yunanistan’ın askeri kuvvetleri içindir.” öngörüsünde bulundu.
Dr. Eray Güçlüer, bu 41 adet taktik tekerlekli zırhlı aracın normal şartlarda Türkiye’ye doğrudan tehdit oluşturmayacağını ancak Ege’deki büyük taktik resme bakıldığında durumun faklı olduğunu ifade etti.
Yunan ana karasında Dedeağaç’tan Girit adasına kadar olan bölgede, kuzeyden güneye ABD silahlı kuvvetlerinin ana muharip güçlerinin konuşlanmış olduğunu hatırlatan Güçlüer, buna karşın ABD’nin Yunanistan Silahlı Kuvvetlerini Türkiye’ye yakın Doğu Ege adalarına adeta ileri karakollar halinde mevzilendirdiğinin altını çizdi.
Dr. Güçlüer, bu haliyle Yunan askeri kuvvetlerinin, ABD askeri kuvvetlerinin ileri karakolları şeklinde görev yaptığını belirterek, “Dolayısıyla olası bir provokasyonda ABD-Yunan ikilisini birlikte düşünmek gerekir. Doğu Ege adalarının silahlandırılması ve buralardaki askeri yığınağın arttırılması bir şeylere hazırlandıklarını gösteriyor. Bu hazırlıklar, Yunan hükûmetini iç kamuoyuna yönelik siyasi içerikli askeri manevraların ötesine taşıyor, daha stratejik hedefleri içeriyor.” yorumunu yaptı.