Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 37’nci yıl dönümü etkinlikleri kapsamında gittiği ülkede, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorunun çözümüne ilişkin Türkiye’nin görüşlerini ifade etti.
“Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması önceliğimizdir” diyen Cumhurbaşkanı, Türk tarafı olarak en başından beri bu doğrultuda çok güçlü irade ortaya koyduklarını, yapıcı fikirler sunduklarını ve iyi niyetle çaba gösterdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi:
“Ancak sadece bir tarafın çabası, çözümün kilidini açmaya yetmiyor. Kıbrıs Türk’ü 2004 yılında çözüm için barış ve demokrasi uğruna, dünyayla bütünleşmek adına Annan Planı’na evet dedi. Rum tarafı ise masada planı kabul eden liderlerinin bizzat yürüttüğü “hayır” kampanyası sonucunda Kıbrıs Türk’ü ile ortak bir gelecek kurmayı reddetti, “hayır” dedi. 2017’de İsviçre’de Rum tarafı Kıbrıs Türk’ü ile bırakın siyasi gücü, refahı; ‘hastaneleri bile paylaşmam’ diyerek yine masadan kaçtı.“
Cumhurbaşkanı Erdoğan, atılan bu adımlara rağmen Avrupa Birliği’nin (AB) Türk tarafına verdiği sözleri tutmadığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı, “İdari ve mali noktada vermeleri gereken destekleri Kuzey Kıbrıs’a vermediler. O gün nasıl yalan söyledilerse maalesef bugün de yalan söylüyorlar. Özellikle, son 50 yıldır süren görüşmelerin neticesinde şu gerçeği artık çok iyi biliyoruz: Kıbrıs’ta 1963’te silah zoruyla bozulan; 1974’te ise Yunan cuntasının düzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mümkün değildir. Eskilerin dediği gibi: Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın da belirttiği üzere, egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor. Esasen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının iradesi de son seçimlerde bu yönde tecelli etmiştir. Rumlar iktidarı ve refahı, adanın ortak sahibi Kıbrıs Türkleriyle eşit olarak paylaşmak istemiyor. Bunu da açıkça söylüyorum. Hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Türkleriyle masaya oturmaktan sürekli kaçmalarının sebebi de budur. Garantör ülke olarak bizim de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de bu diplomasi oyunlarına artık tahammülümüz kalmamıştır.“
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir de uyarıda bulundu:
“Şunu da çok açık, net söylemem gerekiyor: Kuzey Kıbrıs’ta yaşayıp da kendi cumhurbaşkanını Güney Kıbrıs’ın başındaki sözde yöneticilere şikayet edenlerle Güney Kıbrıs güç devşireceğini zannediyorsa aldandığını ve aldanacağını bilmelidir. Evet, bu sözde paçavralar maalesef kendi cumhurbaşkanını kalkıp da Güney Kıbrıs’ın sözde cumhurbaşkanına şikayet ederse bunun akıbeti nereye varır; benim sevgili kardeşlerim bunu gayet iyi biliyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükûmetini 46 yıldır kapalı olan Maraş’ın kullanıma açılması yönünde aldıkları cesur karardan dolayı bir kez daha şahsım, milletim adına tebrik ediyorum” dedi.
Maraş’ın kısa sürede yeniden hayat bulmasını ve çözümsüzlüğün sembolü olmaktan kurtulmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülecek çalışmalar sonucunda Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönem başlayacaktır. İnşallah bu hedefe hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’daki gelişmeleri de şu sözlerle değerlendirdi:
“Anavatan ve garantör Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk’ünün yanında olacaktır. Kendi canımızdan bir parça olarak gördüğümüz Kıbrıs Türkleriyle güçlü ve müreffeh bir ortak gelecek kurmak için çok çalışacağız. İşte Azerbaycan’daki gelişmeleri gördünüz. Takip ettiniz. Ve sonunda Azerbaycan, hamdolsun, Can Azerbaycan, 28 yıldır Ermenistan’ın işgalinde olan topraklarını 44 günde onların işgalinden kurtardı ve şimdi de topraklarına yavaş yavaş dönmeye başlıyorlar. Ve buradan Azerbaycanlı kardeşlerime, kardeş Kuzey Kıbrıs’tan selam gönderiyoruz. Ve inşallah en yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız buradan Azerbaycan’a bir ziyaret yapmak suretiyle inşallah bu adımı çok daha farklı bir duruma getirecektir. Bizler tek yürek, tek bilek olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk, aşamayacağımız engel yoktur.“
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Kıbrıs Türk tarafı olarak masaya dönmeye hazır olduklarını ancak artık masada yeni çözüm modelleri olması gerektiğini söyledi.
“Ankara ziyaretim sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vurguladığı gibi, bugüne kadar Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlayamayan Birleşmiş Milletler parametreleri artık değişmelidir” diyen Tatar şöyle devam etti:
“Rum tutumu nedeniyle Kıbrıs’ta federal biz çözümün mümkün olmadığı, son 43 yıldır yaşananlarla ortaya çıkmıştır. Artık egemen eşitliğe dayalı çözüm yani iki devletli çözüm masaya gelmelidir. Kıbrıs’ta var olan iki halk ve iki devlet, var olan gerçeklik temelinde iş birliği yapmalıdır. Kıbrıs’ın bölgemize ve dünyaya örnek bir barış adası olması için haklarımızdan ve egemenliğimizden ödün vermeden gerekli adımları atmaya hazırız ancak kimse bizden Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden vazgeçmemizi, Türkiye ile bağlarımızı koparmamızı beklememelidir.“
Törenin ardından iki Cumhurbaşkanı yakın zaman önce plajları halka açılan Maraş bölgesini ziyaret etti.