Azerbaycan’da bilgi ve iletişim teknolojileri ve siber güvenlik alanında çalışan uzman kişi ve kuruluşlardan oluşan Azerbaycan Siber Güvenlik Teşkilatları Birliği (AKTA) kuruldu.
AKTA’nın siber güvenlik, bilinçlendirme ve bilgilendirme alanındaki bilimsel ve teknik başarıların bu alanda uygulanmasını desteklemesi, ulusal çıkarları propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinden koruması, bu mücadele ile ilgili önerilerde bulunması ve yapılan çalışmaları koordine etmesi planlanıyor.
Kuruluşun yönetim kurulunda Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen de yer aldı.
Özbilen, AKTA için düzenlenen törende yaptığı konuşmada siber güvenliğin muharebe sahasındaki yeri ve etkisini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Siber güvenliğin bir ülkede kalıcı olarak tesis edilebilmesi için devlet, özel sektör ve kritik altyapı temsilcilerinin kolektif bir şuurla hareket etmesi elzemdir. Adil savaşın, yerini bugünlerde artık hibrit savaşa bıraktığı zamanlarda cephedeki askerlerin yanına APT (Advanced Persistent Threats / Gelişmiş Kalıcı Tehditler) gruplarının da yine siber savaşçıların da süratle eklemlendiğine şahitlik ediyoruz ve önümüzdeki yıllarda bunun daha da hızlanacağını görüyoruz.”
Güvenlik paradigmasının mevcut olanların yanı sıra sosyal, ekonomik, teknolojik ve çevre faktörlerini de içerecek şekilde genişlemeye devam ettiğini vurgulayan Özbilen, “Evvela karada sonrasında denizde ve en son havada şekillenen kuvvetler bu güvenlik kurgusu içerisinde son yıllarda artık siber alanda da siber uzayda da şekillenmiş ve dördüncü bir boyut olarak eklenmiştir. Geçmişte mahalli krizlerin tesiri kendi çevresi ile sınırlı kalırken oluşan bu siber imkânlar, teknolojik imkânlarla beraber ve enformasyonun çok hızlı bir şekilde yayılabilmesi ya da çok uzak mahallerden erişim imkanının ortaya çıkması ile beraber artık mahalli krizler de süratle global boyutlara ulaşabilmektedir.” dedi.
“Bugün siber saldırıların ‘düşük maliyetli’ ve ‘inkâr edilebilir’ vasıflarından ötürü, aslında bir asimetrik savaş unsuru olarak da kullanıldığını müşahede etmekteyiz” diyen Dr. Özbilen, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu durum siber saldırıların geçmişe nazaran çok daha yıkıcı ve hedef odaklı bir hâl almasına da sebebiyet vermektedir. Bununla birlikte gelişen bütün teknolojik imkânlar, sadece toplumların menfaatine değil, bunu toplumların ve devletlerin aleyhine de kullanmaya imkân vermektedir. Bilhassa rakamsallaşma süreci ile beraber aslında birçok varlığımızın ve kıymetimizin daha da fazla risk altına geldiği hepimizin malumudur. Global düzeyde siber saldırıların maliyetleri her geçen gün artmaktadır. Bugün tespit edilen ortalama aylık maliyeti 500 milyar dolar seviyesinde olduğu farklı kaynaklarca teyit edilmiştir. Tespit edilen rakamlardan bahsediyoruz ama ben, tespit edilemeyen rakamlara da dikkatinizi çekmek isterim.”
Güçlü bir siber güvenlik ekosistemi için gerekli olan faktörlerden bahseden Özbilen,
“Yine siber saldırılar bağlamında aslında bilmemiz ve sürekli hatırımızda tutmamız gereken konulardan biri de yaşanan şeylerden ziyade yaşadığının farkında olmadığımız saldırıların, bizler açısından çok daha sıkıntılara sebebiyet verebileceğidir ve bu dikkatle çalışmamız ve konuyu değerlendirmemiz gerektiği hususudur. Güçlü bir siber güvenlik ekosistemini inşa etmenin en kilit noktası kanun ve regülasyonlar ile desteklenen millî bir siber güvenlik politikası ve bu politika üzerine inşa edilen millî siber güvenlik stratejisidir. Azerbaycan’ımız bu noktada rakamsallaşma inşası ile beraber, aslında bir siber tehlikesizlik politikasının ve stratejisinin geliştirilmesi ile ilgili de çok önemli adımlar atmaktadır. Azerbaycan Siber Güvenlik Teşkilatları Birliği ile beraber Azerbaycan’ımız bu sahada ihtiyaç duyacağı önemli bir altyapıya kavuşmuştur. Son derece mühim görevler icra edecek birliğimizin hayırlara vesile olmasını arzu ediyorum.“ ifadelerini kullandı.
Azerbaycan ile siber alanda yapılacak paylaşımlardan bahseden Özbilen, “Kendi imkânımız dahilindeki bütün teknolojileri, tasarımları, üretimleri Azerbaycan’a getirme niyetimiz bulunmaktadır. Çünkü biz güvenliğin, aslında tasarım ve üretim kafasında başladığını; en son noktada bekçi olma değil, daha tasarlarken bunların kendi ihtiyaçlarınıza uygun bir şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada tekrar etmek isterim ki gerek tasarım gerekse üretim özellikle Azerbaycan’da her seviyede verilebilecek birçok talimlerin, eğitimlerin sürecine iştirak edeceğiz. Sahip olduğunuz bilgi ve birikimimizi sonuna kadar paylaşacağız ve inşallah hep beraber Azerbaycan’da ve tehlikesiz ekosisteminin çok süratle inkişafını ve bu sayede global ölçekte de başlarına gelen bir aktör olmasına hizmet edeceğiz” şeklinde konuştu.