Defence Turkey dergisince düzenlenen “International Future Soldier Conference” etkinliği, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, SSB ve SaSaD desteği ve ODTÜ Teknokent- TSSK iş birliği ile Ankara Sheraton Otel’de gerçekleştirildi.
Baykar Makina Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar’ın cenaze töreni için İstanbul’a giden Demir, etkinliğin açılış konuşmasını, video kaydı üzerinden yaptı.
Prof. Dr. İsmail Demir, konuşmasına Özdemir Bayraktar’ı anarak başladı.
Demir, “Bugün aslında bulunduğumuz salonda sizlerle birlikte olmayı planladık. Ancak dün kaybettiğimiz sektörümüzün çok kıymetli ismi Özdemir Bayraktar’ın cenaze töreni için İstanbul’dayız. Yerli ve milli İHA’larımızın öncü isimlerinden Özdemir ağabeyimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet, Bayraktar ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum” dedi.
Harbin doğasının değişmediğini ve odağında “insan” unsurunun olduğunu vurgulayan Demir, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bildiğiniz gibi insanlık tarihi kadar eski olan harbin karakteri, çağın şartları, teknolojik değişimler, uygulanan stratejiler ve benzeri nedenlerle sürekli bir değişim içerisinde iken doğası sabittir. Harbin doğası değişmezdir, harbin odağında insan vardır ve temelini insan doğasından alır. Mücadele eden güçlerin özünü insan teşkil eder. En nihayetinde tüm mücadele insanların çıkarlarına göre yapılır. Günümüzde harbi tanımlayan teknoloji ve kavramlar sürekli ve hızlı bir şekilde dönüşürken, savaşın birincil aktörü olan insan büyük ölçüde “insan” olarak değişmeden kalmıştır.”
Bu çağda askerlerin daha eğitimli ve tarihteki emsallerinden daha donanımlı fakat performans yeteneklerinin benzer durumda olduğunun altını çizen Prof. Dr. Demir, “Fark oluşturmak ve geleceğin tekniklerine hazırlık yapmak maksadıyla 20’den fazla ülkenin tek erin fiziksel güvenliği ile kullandığı silah ve sistemleri modernize etmeyi hedefleyen “Geleceğin Askeri Projesi veya Programı” bulunmaktadır. Bu proje ve programların birçoğu yeni haberleşme teknolojileri, yapay zeka, robotik harici iskeletler, arttırılmış gerçeklik, ileri malzemeler, nano teknolojiler gibi gelişen teknolojilerin getireceği avantajları kullanmaya odaklanmıştır” dedi.
Muharebe ortamında düşmana üstünlük sağlamanın, çağın bilgi ve teknolojisinden bağımsız olarak kendi yeteneklerinin farkında olmayı, onları etkin bir şekilde kullanabilmeyi ve her daim düşmandan daha üstün bir yeteneğe sahip olmayı mecbur kıldığını vurgulayan Demir, “Bu yeteneğin çağın teknolojisi ile entegre olması ise düşmana karşı en önemli caydırıcılık faktörlerinin başında gelmektedir. Caydırıcılığın sürekli olması sadece günün şartlarına adapte olmayı değil, savaşın gelecekte nasıl olacağını öngörmeyi ve buna göre stratejiler belirleyerek pro-aktif davranmayı gerektirmektedir. Elektronik iletişim ve malzeme teknolojisindeki gelişmeler askeri alanda da önemli atılımlara vesile olmuştur. Bu gelişmelerin 21. yüzyıla yansımaları savaşın icrasını kökünden değiştirmiştir” ifadelerini kullandı.
Askeri kabiliyetlerin gelişiminin teknoloji ile doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayan Demir, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bilim ve teknolojinin seyri bu anlamda içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarına doğru ilerleyen süreçte savunma alanında birtakım teknoloji, sistem ve çözümleri de ön plana çıkarmaktadır. Askeri kabiliyetlerin, savunma teknolojilerinin ve savaşa dair stratejilerin gelişimi teknoloji ile doğrudan bağlantılıdır. Savaşın yakın ve uzak gelecekte nasıl cereyan edeceği muhtemel çatışma, ortam ve koşulları ile hasımların elde etmeleri muhtemel kabiliyetlerinin önceden kestirilmesi etkin bir savaş gücü bulundurmak için şarttır. Modern, ihtiyaçlara yanıt verebilen bir savunma kapasitesinin inşası, stratejik, ekonomik, siyasi ve teknolojik uzgörü yetisi ile birlikte kullanıldığı vakit mümkün olur.”