Deniz Savunma ve Güvenlik Danışmanı Emekli Deniz Albay Alp Kırıkkanat, NGazete’de Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yorumladı.
Alp Kırıkkanat, Yunanistan’ın Mısır ile imzaladığı anlaşmaya ve Yunanistan’ın Akdeniz’deki adaları kullanarak gerçekleştirmeye çalıştığı hamleleri değerlendirdi.
Emekli Deniz Albay Kırkkanat bunların “beyhude” çabalar olduğunu söyledi ve çözümün “Türkiye’nin hata yapmamasından” geçtiğini belirtti.
Alp Kırıkanat şöyle devam etti:
“Yunanistan’ın çabalarının beyhude çabalar olduğunu görmek için uzman olmaya gerek yok derim. Yeter ki biz hata yapmayalım. Kendi ana karasıyla ilgili bir hakkın kullanımını, adaları öne sürerek istismar etmesi ve bu şekliyle bir durum üstünlüğü elde etmeye çalışması gerçeklerle uyuşmuyor. Nasıl bir ruh halidir ve ne bekliyorlar bu yaptıklarından, anlamak mümkün değil.“
Alp Kırıkkanat, yazısında Temmuz ayında basına pek yansıyamayan bir gelişmeye de dikkat çekti.
Temmuz ayı sonunda Amerikan enerji şirketi Chevron’un, Noble Energy’e ait Ekvator Ginesi’ndeki gaz projesi ile Mısır sahillerindeki iki büyük keşif bölgesini ve İsrail açıklarındaki Tamar ve Leviathan açık deniz gaz projelerini satın aldığı ilan edildi.
Anlaşma, açık kaynaklarda, petrol sektörünü sarsacak bir satın alma olarak duyuruldu.
Alp Kırıkkanat bu gelişme ile ilgili şunları söyledi:
“Oysa hesaba kitaba girildiğinde, Chevron’un buralardan elde edeceği çok fazla bir gelir olmadığını söyleyenler de var. Diğer yandan, Mısır Petrol Bakanı Tarık El Molla’nın, Chevron-Mısır’ın eski başkanı olduğunu da unutmayalım.“
Emekli Deniz Albay Kırıkkanat, Temmuz ayında yaşanan başka bir gelişmeye dikkat çekerek bu olay ile bağlantısını yorumladı.
Yine temmuz ayı sonunda, NAVTEX olayının hemen ardından, ABD’deki JINSA (The Jewish Institute for National Security of America) isimli bir Yahudi düşünce kuruluşu ilginç bir rapor yayımladı.
Alp Kırıkkanat rapor ile ilgili şöyle yorum yaptı:
‘‘Reshaped After the Pandemic: Turkish Aggression in the Eastern Mediterranean-Pandemi Sonrası Yeni Şekillenme: Doğu Akdeniz’deki Türk Saldırganlığı’’ başlıklı raporda, korona salgını nedeniyle; Kıbrıs adası çevresindeki yabancı ülke şirketlerinin faaliyetlerini 2022’ye erteledikleri ve sermaye harcamalarını da düşürdükleri belirtiliyor. İsrail’in ise, enerji sektöründe salgın nedeniyle yeni zorluklarla karşı karşıya olduğu, iç tüketim ve ihracat için doğal gaz geliştirmeyi taahhüt etmesine rağmen, ekonomisinin darda bulunduğu ifade ediliyor.“
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın.