“Doğu Akdeniz’de Yunanistan-Mısır ve Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında ‘Deniz Yetki Alanlarının Paylaşımı’na dair anlaşmaların imzalanması, ULUSAL HAK VE MENFAATLERİMİZE ZARAR VEREBİLECEK EN KÖTÜ SENARYOYU TEŞKİL ETMEKTEDİR.”
Türk Deniz Kuvvetlerinin önemli bir ismi, Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, kapıdaki tehlikeye “Sorular ve Cevaplar ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Kavramı” isimli kitabında, bu ifadeler ile dikkat çekiyor.
Tümamiral Yaycı, böyle bir durum gerçekleşirse, Türkiye’nin öngördüğü yaklaşık 189 bin kilometrekarelik yetki alanının, 41 bin kilometrekare ile sınırlandırılacağını belirterek,
“Bir başka deyişle, egemenlik haklarımızın bulunduğu 148 bin kilometrekarelik alan kaybedilecektir” diyor.
Yunanistan merkezli Pronews adlı internet haber sitesinde yayınlanan bir haber oldukça dikkat çekici.
Haberde, Hafter güçlerinin Libya’nın büyük bölümünü kontrol etmesine rağmen, Türkiye’nin Libya’yı kaybetmeyi göze alamayacağına vurgu yapılıyor.
Bu kapsamda, Türkiye’nin Suriye’den Libya’ya “cihatçı” olarak nitelendirdiği güçlerin bir bölümünü kaydırdığını iddia eden haber sitesi,
“Çünkü Türklere göre Libya ile mutlaka münhasır ekonomik bölge anlaşması yapılması gerekiyor. Bu sayede Yunanistan’la Mısır’ın denizde sınırlarını birleştirmesi engellenebilir.” görüşüne yer verdi.
Yunan internet sitesi, Türkiye’nin sadece Libya’ da değil Somali’de de etkisinin arttığına dikkat çekti.
Haberde, Somali Ordusu subaylarının Türkçe yazma ve okuma öğrendiği, Türk eğitim sistemine göre yetiştirildiği, her sabah ulusal marşlarından sonra İzmir marşını söyledikleri bilgisi de verilerek, Türkiye’nin Somali’yi kendileri için ikinci kalıcı bir üsse dönüştürmeye çalıştığı öne sürüldü.
Peki, Türkiye Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmeli mi?
Tümamiral Cihat Yaycı, kitabına bu soruya çok net cevap veriyor:
“Evet. Doğu Akdeniz’de Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ikilisinin deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin girişimlerinin akamete uğratılması amacıyla, kıyıdaş yönetim/devletler tarafından yapılan karşılıklı MEB antlaşmalarına daima itiraz eden devlet konumunda bulunmak yerine karşılıklı sınırlandırma antlaşmaları yapmaya hazır olduğumuzu beyan ederek, DOĞU AKDENİZ’DE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE İLAN EDİLMESİ GEREKİR.”