18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106’ncı Yıl Dönümü dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında da bir tören düzenlendi.
Törene Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile birlikte şehit aileleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi ve askeri personel katıldı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar törendeki konuşmasına, “Şehitlerimize selam duruyoruz.” sözleriyle başladı.
“Devletin bekası, ülkenin güvenliği, asil Türk Milletinin egemenlik ve bağımsızlığı için mücadele ederken şehit olan personeli rahmet ve minnetle yad ediyorum ve gazilere işe şükranlarımı sunuyorum” diyen Akar, Çanakkale Ruhu’nun, Türk Milletinin varoluş şartı olduğunu ifade etti.
Akar, şöyle dedi:
“Asil milletimizin bağrında, Çanakkale ruhunun hâlâ yaşadığını da tüm dünya alem bilmelidir. Bu nedenle Çanakkale ruhunu anlamak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin boynunun borcudur. Çünkü bir insanı ayakta tutan hafızası, bir milleti ayakta tutan da tarih bilgisi ve bilincidir. Tarihini bilen millet, kökü sağlam çınar gibidir.“
Hulusi Akar, 1071 Malazgirt Zaferi’nden bu yana Türk milletine ebedi vatan olan Anadolu topraklarının bedelinin, şehit ve gazilerin kanlarıyla ödendiğini söyledi.
“Bizler aynı zamanda yedi iklim üç kıtaya barışı, huzuru, asaleti ve istikrarı götüren atalarımızdan aldığımız ilhamla başta Azerbaycan ve Libya olmak üzere gönül coğrafyamızdaki dost, müttefik, kardeş, mazlum ve mağdur milletler ile ayaklar altına alınan tüm insani değerler için de mücadele ediyoruz.” diyen Akar, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede 500 yıllık kardeşlik bağlarımız olan Libya’da eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Haklı davalarında Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Amacımız, ‘Libya Libyalılarındır’ anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasal birliğini sağlamış, barış ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Aynı şekilde ‘iki devlet, tek millet’ anlayışı ile kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz, ‘can gardaşımız’ olan Azerbaycan’ın dün olduğu gibi bugün de haklı davalarında yanlarında olacağımızı, olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu vesileyle, tüm Türk dünyasının da Nevruz Bayramı’nı kutluyorum.”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yakın coğrafyada siyasi ve askeri açıdan önemli ve kritik gelişmeler olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde uluslararası ilişkilerde özne haline geldiğini, etki ve ilgi alanının her geçen gün genişlediğini ve gelişmelerin yakından takip edildiğini belirten Akar, ülke inisiyatiflerinin hayata geçirilmesi suretiyle gerekli tüm tedbirlerin alındığını kaydetti.
Akar, Kore Harbi ve Kıbrıs Barış Harekâtı da dahil olmak üzere Cumhuriyet tarihindeki en kapsamlı ve yoğun mücadelenin verildiğini söyledi.
Türkiye’nin, komşularının egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygılı olduğunun altını çizen Hulusi Akar, bu kapsamda Suriye ve Irak’ın kuzeyinde başarılı harekâtlar icra edildiğini ifade etti.
Akar şöyle devam etti:
“Teröristlerin yurt içinde, yurt dışında kaçacak, hareket edecek yeri kalmamıştır.
En güvenli olarak gördükleri yerlerde bile inlerini başlarına yıktık, bundan sonra da yıkmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımız, en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda, taarruzi bir anlayışıyla devam edecektir. Tüm dost ve müttefiklerimizden, insani değerleri savunan herkesten teröre karşı, güçlü bir duruş ve ortak bir irade sergilemelerini bekliyoruz. ABD’nin DEAŞ’la mücadele bahanesiyle YPG’ye destek vermesini doğru bulmuyoruz. Çünkü PKK=YPG’dir. Bunların birbirlerinden hiçbir farkı yoktur. Adları değişse de bunların hepsi teröristtir. DEAŞ’la gerçek anlamda mücadeleyi, göğüs göğüse çarpışan TSK yapmış ve 3.700 DEAŞ’lıyı Suriye’nin kuzeyinde etkisiz hâle getirmiştir. Dolayısıyla ABD’nin bir terör örgütü olan YPG ile iş birliği yapmak yerine yaklaşık 70 yıldır NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye ile iş birliği yapması gerekir. Biz buna hazırız. Doğru olan da budur.“
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inandıklarını ve bunun için yoğun çaba sarf ettiklerini de belirtti.
Tüm sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inandıklarını ifade eden Akar, Türkiye’nin tüm yapıcı yaklaşımlarına rağmen birtakım olumsuz açıklama, eylem ve tahriklerle karşı karşıya kaldığına işaret etti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar şöyle devam etti:
“Yunanistan’ın tahrik maksadıyla yaptığı tatbikatlar, anlaşmalara aykırı şekilde gayri askerî statüdeki adaları silahlandırması, bu adaları yabancı savaş gemilerine açması, uluslararası hukuka aykırı kıta sahanlığı iddiası, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de akla mantığa sığmayan talepleri tabii olarak gerginliği artırmaktadır. Bu tahrik edici eylemler ve tehdit dili asla kabul edilemez. Böyle bir üslup, sorunların çözümüne hiçbir şekilde katkı sağlayamaz. Bunlarla bir yere varılmasının mümkün olmadığını herkes bilmelidir. 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarının açık hükümlerine rağmen gayri askerî statüdeki adalar kime karşı ve niçin silahlandırılmaktadır? Her iki antlaşmanın hükümleri açıkça ortadadır. Muhataplarımız da bu hükümleri gayet iyi bilmektedir. Yunanistan, 6 deniz mili karasularına karşın 10 millik hava sahası iddiasında bulunmaktadır. Bunun tarihte ve günümüzde örneği yoktur. Aynı şekilde Türk kıyılarına 1.950 metre mesafede, Yunan ana karasına uzaklığı ise 580 kilometre olan sadece 10 kilometrekarelik Meis Adası nedeniyle 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanı talep edilmektedir. Tüm bu iddialar, uluslararası hukuka aykırıdır, akla ve mantığa da zarardır, ziyandır.”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’a şu sözlerle tavsiyede bulundu:
“Ege’de ‘İstişari Görüşmeler’ ve ‘NATO Ayrıştırma Usulleri Toplantıları’nın başlatıldığı bu dönemde Yunan muhataplarımızı, ‘Güven Artırıcı Önlemler’ çerçevesinde 4’üncü toplantı için Türkiye’ye beklediğimizi her fırsatta söylemeye devam ediyoruz. Uluslararası hukuk, ikili hukuk ve tarihî süreç bakımından haklı olduğumuzun bilincindeyiz ve dolayısıyla çok rahatız. Gücümüz de bu haklılığımızdan kaynaklanmaktadır. Özellikle son zamanlarda aklıselim sahibi bazı Yunan akademisyenlerin, siyasilerin, emekli sivil ve asker bürokratların bu konudaki objektif açıklamaları da bizim haklılığımızı göstermekte ve Yunan halkı için de aydınlatıcı olmaktadır. Sonuç olarak, barış için, istikrar için Yunan komşularımızın yayılmacı anlayışından bir an önce vazgeçmesi, uzlaşmaz, kışkırtıcı açıklama ve eylemlerine son vermesi en doğru yoldur.“
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın yanı sıra Mısır dâhil tüm bölge ülkeleriyle iyi komşuluk ilişkisi içerisinde olmak istediklerini, barış ve istikrar için de tüm komşulardan aynı yaklaşımı beklediklerini kaydetti.
Akar şöyle dedi:
“Açıkça ifade ediyoruz ki bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur ancak Kıbrıs dâhil, ‘Mavi Vatan’ımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz. Şehit oluruz, gazi oluruz ama haklarımızdan asla vazgeçmeyiz. Hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyiz.“
Hulusi Akar, savunma sanayisindeki gelişmelere ilişkin olarak da, Türkiye’nin bu alandaki hedeflerine azim ve kararlılıkla ilerlediğinin altını çizdi.
Akar, savunma sanayisindeki yerlilik ve millilik oranının %70 seviyesine ulaştığını; yerli ve milli imkânlarla üretilen araç, silah ve mühimmatın yurt içi ve sınır ötesi harekâtlarda önemli katkı sağladığını belirtti.
Hulusi Akar’ın konuşmasının ardından tören Azerin, Esat kabaklı, Kıraç, Zafer Albayrak ve Gökçe Nur Semerci konser verdi.