Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Z. Burak Mercan, CNBC-E televizyonunda yayınlanan “İhracat Rotası” programında Şafak Tükle’nin sorularını cevapladı.
Tükle’nin sorusu üzerine Türkiye’nin son dönemdeki savunma ihracatını değerlendiren Mercan, sektörün ihracat cirosunun geçen yıl 5.5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, bu yıl için ise yaklaşık 6.5 milyar dolarlık bir hedef olduğunu ifade etti.
Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Z. Burak Mercan, Ağustos 2024 itibariyla (yılbaşından itibaren) geçen yılın aynı dönemine göre %10’a yakın bir artış olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti:
“Olumlu bir çizgide devam ediyor. Tabii ki burada bazı ihracat kalemlerinin artmasına yönelik kritik bazı faktörler var. Bunlardan en önemlisi, savunma havacılık teknolojilerine konu birçok ürün veya bu ürünü oluşturan alt bileşenler çeşitli ithalat veya ihracat kısıtlarına tabi. Örneğin, ülkemiz savunma sanayindeki gelişim modelini ortaya koyarken 90’lı yıllara kadar aslında sadece bir alıcı rolündeydi. Yani ihtiyacımız olan savunma sanayi ürünlerini yurt dışından ithal ediyorduk. 90’lı yıllardan sonra 2000’li yıllara kadar bir ortak üretim modeli geliştirildi. Yani sadece almak değil, yüksek adette alınan bu sistemlerin Türkiye’de belirli alt bileşenlerin montajını yapmak şeklinde bir iş modeliyle gelişimini sürdürdü. Daha sonrasında 2000’li yıllardan sonra kritik bileşenleri yurt dışındaki ortaklıklar yoluyla bizim de tasarım ve mühendislik katkımızı birleştirmek suretiyle ortak platform geliştirme projelerine çevirdik. 2010 yılından sonra da artık 2010-2020 yıllarıyla birlikte de tamamen yerli ve millî platform geliştirme ki buna yılbaşında ilk uçuşunu tamamlayan biliyorsunuz Milli Muharip Uçağımız var. HÜRJET’imiz var, GÖKBEY helikopterimiz var. Bunları örnek verebiliriz. 2020 yılından öteye de yani 2030 yılıyla birlikte de hassas ileri teknolojilere geçiş yapmayla ilgili çok geniş bir plan var. Şimdi bu plan çerçevesinde bizim geçmişte ithalat kısıtlarından dolayı, ithal edip kendi ürünlerimize takamadığımız veya taksak bile bu ithalatı gerçekleştirdiğimiz ülkeler tarafından ihraç edilmesi yasaklandığı için yurt dışı sözleşmeler imzalayamadığımız yani ihraç edemediğimiz ürünleri zaman içerisinde millileştirerek, bu ihraç kısıtlarını ortadan kaldırarak; aslında şu son 5-6 yıllık ihracat artışındaki bu grafiğe oldukça büyük katkılarda bulundu sektör. Burada hep yerliliği, millîliği konuşuyoruz. Çok halk diline inmiş olsa da aslında ihracat kaleminin önünün açılması için bundan sonraki süreçte en önemli kavramlardan biri olacak.”
Mercan, Millîleşme arttıkça savunma sanayi ihracatının önünün açılacağına işaret etti.
Türkiye’nin, savunma havacılık sanayisinin gelişmesine yönelik olarak ortaya koyduğu iş modelinin başta Orta Doğu olmak üzere Uzak Doğu Asya’da, Türk Cumhuriyetlerinde ve Afrika’da birçok ülkeye rol model olduğunun altını çizen Burak Mercan, “Yalnızca ürün almak üzerine değil. Türk şirketleri ile ortaklıklar kurmak, o coğrafyalarda o ülkelerde Türk ürünlerini üretiyor olmak ve gelecekte de kendi katma değerlerini o ürünlere katmak suretiyle çeşitli varyantlar oluşturmak yönünde modeller var. Bu da yine ihracatın önünü gelecek dönemde açacak bir diğer faktör olacak ki bugün de bunun etkilerini görüyoruz.” dedi.
Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Z. Burak Mercan, sunucu Şafak Tükle’nin, “Altınay savunma şu anda yılın özellikle sekiz ayına baktığımızda nasıl bir performans sergiledi? Mayısta zaten halka arız oldunuz. Halka arz gelirinden gelirini nasıl değerlendirdiniz, ne gibi hedefleriniz var?” sorusu üzerine şunları ifade etti:
“Evet, şimdi biz henüz ikinci çeyrek raporlarını resmi olarak açıklamadığımız için finansal performans kısmına çok değinmemeyi tercih ederim… Kısaca da bahsetmem gerekirse, şu anda Kocaeli Dilovası’nda, Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 12.500 m² kapalı alana sahip bir üretim mükemmeliyet merkezini devreye aldık nisan ayı sonunda. Bu merkez, ekim ayı itibariyle tam kapasite çalışıyor durumunda olacak. Burası, savunma ve havacılık sanayinin ihtiyaç duyduğu, talaşlı talaşsız hassas mekanik parça imalatları yapabilen, kompozit parça üretebilen, elektronik kart üretebilen, havacılık sanayine yönelik çeşitli test altyapılarını ortada bünyesinde bulunduran, gerek milli projelerimize, gerek paydaşlarımıza, ülkemize katkıda bulunacak yüksek teknolojik altyapıya sahip bir merkez. Bunun dışında Ankara’da Uzay Havacılık Organize Sanayi Bölgesi’nde -HUB diye geçiyor- 16.500 m²’lik bir yer başvurumuz oldu. Bununla ilgili resmi tüm süreçleri tamamladık. Yer tahsisi yapılmasını bekliyoruz. Burada da Uzay ve Havacılık Mükemmeliyet Merkezi oluşturacağız. Dolayısıyla Ankara’daki yapılanmamızı da büyütüyor olacağız. Bunun dışında yine İstanbul’da mühendislik ekiplerimizi bir araya getireceğimiz, toplayacağımız bir uzay ve havacılık mühendislik mükemmeliyet merkezi oluşturulması ile ilgili de bir takım çalışmalarımız var diyelim. Bunlarla birlikte elde edeceğimiz yeni teknolojiler, yeni ürünler, sektöre yapacağımız katkılar bizim de ihracat potansiyelimizi arttıracaktır. Altınay savunmanın ihracata olan katkısını direkt mali tablolarından okumak biraz zor olabilir çünkü bizim şirketimiz zırhlı araçlar, denizaltı, gemi, fırkateyn, uçak, helikopter gibi ana platform üreticileri ile mühimmat üreticilerine kritik alt bileşen sağlayan, bunların yatırım ürünlerine yönelik çeşitli altyapıları sağlayan, Ar-Ge mühendislik, bakım idame hizmetleri veren bir konumda. Dolayısıyla biz sektördeki bütün ihracatçılarımızı bu parametrelerimizle bu yeteneklerimize destekliyoruz. Doğrudan ihracat yapan iştirak şirketlerimiz var. Aslında Altınay Savunma Teknolojilerinin iki tane büyük iştirak şirketi var. Bunlardan bir tanesi 2019 yılında kurduğumuz TUSAŞ Havacılık ile TAAC şirketi bir diğeri de Aselsan’ın 2020 yılında ortak olduğu DASAL şirketimiz. TAAC şirketimizde helikopter ve uçak platformlarının kritik alt sistemlerini geliştiriyoruz. DASAL şirketimizde de bir pist ihtiyacı olmadan dike iniş kalkış yapabilecek rotorlu tip insansız hava araçları geliştiriyoruz. Bunlar mikro ve Ağır sınıfta olabiliyor. Aynı zamanda bu hava araçları mevcut savunma altyapısıyla müşterek görevler yerine getirebilecek şekilde de özelleştiriyor diyelim bu teknolojiler üzerine çalışıyoruz. Özellikle DASAL tarafında Türk cumhuriyetlerinde, Orta Doğu’da, Afrika’da ve Uzak Doğu Asya’da doğrudan hava aracı ihracatına yönelik çalışmalarımız geçmişte oldu. Devam eden kontratlarımız var. TAAC tarafında da özellikle KAAN platformunun Türkiye’de ilk uçuşunu gerçekleştirmesiyle beraber orada iniş takımı sistemlerini geliştiren firmamız, TAAC firmamız. Bu teknolojinin, bu ürünün kendini kanıtlamasıyla Orta Doğu bölgesinden benzer ürünlerin geliştirilmesine yönelik bir mühendislik ve üretim desteği yönünde sözleşmeler imzaladığımızı kamuoyuyla paylaştık zaten dolayısıyla o tarafta da doğrudan ihracata katkı yapacağız.”