DailySabah’da yayınlanan bir makaleye göre Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu’nun SU-35 için müzakereleri oldukça ilerlettiği iddia edildi. Makalede 2 filo (18+18 toplamda 36 adet SU-35) alınacağı ve alınan filoların Malatya’da konuşlandırılacağı belirtildi.
İddiaların yayılış tarihi oldukça ilgi çekici. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Kasım tarihinde D.Trump ile Amerika Birleşik Devletleri’nde görüşecek ve S-400/F-35/Yaptırımlar dahil Suriye temalı bir konuşma gerçekleştirecekler. Bu görüşme öncesi böyle bir iddianın yayılması Türkiye’nin “farklı seçeneklerini” gösterme konusunda etkin olduğunu gösteriyor. Ayrıca iddiaya göre alınabilecek olan SU-35’lerin, F-35‘lerin konuşlanacağı Malatya’ya konuşlanma iddiası da oldukça ironik.
Türkiye SU-35 Alır mı?
Türkiye Cumhuriyeti özgür ve silah alımlarında isterlerini karşılayan sistemleri almaktan kaçınmayan bir ülke. Türk Hava Kuvvetleri ihtiyacı olan gücü tespit eder ve talep eder, Türkiye Cumhuriyeti’de bunu kuvvete sağlar. Ancak SU-35 meselesi yalnızca uçaktan oluşmuyor. Türk Hava Kuvvetleri bugüne kadar ağırlıklı olarak Boeing ve Airbus menşeli uçakları tercih etmiş, altyapısını ve çeşitli lojistik sistemlerini bu uçaklara göre dizayn etmişti.
Örnek vermek gerekirse bir savaş uçağının ihtiyacını duyacağı en temel özelliklerden biri yakıt ikmali ve diğeri de kendisinin bakımını sürekli olarak sürdürecek bakım personelleri. Türk Hava Kuvvetleri envanterinde Rusya menşeli uçaklar için yakıt ikmali gerçekleştirebilecek bir uçak olmadığı gibi Doğu bloğu tarafından üretilmiş uçakların bakımını yapabilecek personelleri de yok.
Buna ek olarak uçak Batı bloğu tarafından üretilmiş hava-hava, hava-deniz veya hava-kara füzelerini de kullanamadığından ötürü ne kadar operasyonel olacak ve hangi işlevde kullanılacak buda şimdilik bir bilinmezlik. Avcı rolü ile hava sahasında üstünlük kurması istenirse Rusya’dan sadece uçaklar değil belirli bir miktar füze ve personel eğitimi için destek de alınabilir.
Pilot Meselesi Ne Olacak?
Türk Hava Kuvvetleri, özellikle 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra ciddi bir pilot sıkıntısı yaşıyor ve geliştirdiği çözümler ile bu sıkıntıyı aşmaya çalışıyor. Son alınan bir karara göre Türk Hava Kuvvetleri ihtiyat pilotluk dönemine geçiş yaptı. Türk Hava Kuvvetleri’nde görevli pilotlar yılın belirli bir döneminde F-16/F-4 kullanacak, yılın diğer belirli döneminde sivil havacılıkta (THY, Pegasus, vs.) görev alabilecek.
Bunun uygulanmasındaki en büyük neden pilot açığının hala ciddi oranda kendisin hissettirmesi ve operasyonel gücün kaybedilmemesi için pilot sayısını olabildiğince arttırmak. Buna ek olarak geçtiğimiz yıllarda Hava Harp Okulu’na üniversite ara sınıflardan alınan öğrenciler de kuvvetin pilota ne kadar ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor.
Böyle bir durum mevcutken Rus uçaklarını kullanabilecek Türk pilotları yetiştirmek ve tamamen değişik bir formatta tamamen farklı bir uçağı operasyonel tutabilmek ciddi bir güç gerektiriyor.
Mısır, Hindistan Örneği
Dünya üzerinde hem Batı hem de Doğu bloğu tarafından üretilmiş uçakları operasyonel olarak kullanan ülkeler mevcut. En büyük örneklerden birisi Mısır. Mısır Hava Kuvvetleri envanterinde hem helikopter/İHA hem de avcı uçağı olarak Çin/Rusya menşeli uçaklar kullanırken Fransa/ABD ve İspanya menşeli uçaklar da kullanıyor.
Hindistan Hava Kuvvetleri’de Mısır gibi karışık bir yapı içerisinde. Batı ve Doğu bloklarından helikopter-savaş uçağı ve nakliye uçaklarını envanterinde barındıran bu ülkeler bunun ekonomik ve askeri sorunları ile baş edebiliyor.