Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, CNN TÜRK televizyonun canlı yayınında gazeteci Hakan Çelik’in konuğu oldu.
Prof. Dr. Demir çeşitli konularda Hakan Çelik’in sorularını cevaplandırdı.
Konu başlıkları ve Prof. Dr. İsmail Demir’in cevapları şu şekilde:
Türk Savunma Sanayii Ürünlerinin Deprem Bölgesinde Kullanılması
“Tabii öncelikle afet çok büyük. Milletimizin başı sağ olsun. Sevdiklerini kaybedenlerimize sabırlar diliyoruz. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Tabii bu yaraların sarılmasıyla ilgili çalışmalar devam ederken afetin hemen sonrasında, daha önce bazen gündeme gelip de ortak teknoloji kullanımıyla ilgili konuştuğumuz meselelerin bir kısmını hemen hızlıca sahaya vermek durumunda kaldık. Aslında bunlar savunma amaçlı geliştirdiğimiz teknolojilerdi. Mesela çubuk kameralar, yılan kameralar, duvar arkası radar, termal kameralar; işte belli harekât ortamında iletişim sağlayak, GSM network oluşturacak teknolojiler gibi konular çalışılırken, bunların hemen elimizde olanlarının bazılarını hatta prototip safhasında olanları bile biz hızla deprem sahasına göndermeyi seçtik. Tabii ki onlardan, çok geniş adet, kullanımla ilgili sayılar yoktu ama belirli sayılar yine orada kullanıldı ve en azından kendilerini gösterdiler. Bu teknolojilerle enkaz altında, arkasında canlı tespitiyle ilgili faaliyetler oluşturulabildi. Önemli sayıda canın kurtarılmasına vesile oldular. İletişim olarak da tabii iletişim anının çöktüğü durumda elimize pozitif de olsa bir ürünümüzü hızla sahaya verip belirli şekilde havadan bir İHA üzerinden (ANKA İHA) GSM’le ilgili bir servis sunma imkânımız oldu. Şu anda AKSUNGUR İHA üzerinde de çalışmalar sürüyor. Aslında bizim amacımız harekât sahasında kesintisiz iletişimi sağlayabilecek bir teknoloji oluşturmak idi bunu yaparken. Prototip safhasında çalışmalar oldu ve bunların kapasiteleri genişletilerek çok sayıda ürünün belirli zamanda havada olması ile üzerinde oluşturulacak kapasitelerle bu iletişim sağlanabilir. Burada tabii uyguladığımız teknoloji ULAK A Ş ki yine Savunma Sanayi Başkanlığının bir iştiraki ve ASELSAN ve HAVELSAN‘la beraber bir şirketimiz. Turkcell, Türk Telekom ve TÜRKSATuydularını da kullanarak böyle bir teknolojiyle giriş yapıldı. Ayrıca burada NETAŞ, NETA gibi şirketler de bu teknolojiye katkıda bulundular. Bu geniş bant anlamında bir haberleşme servisi sahaya veriyor olacak. Burada tabii geleceğe yönelik İHA üzerinde bir denemeyken çok ileri vadede düşük, alçak yörüngedeki uydularla sağlanacak bir iletişimin de ipuçlarını taşıyor.”
Savunma Sanayi Kuruluşları Deprem Bölgesinde Ekonomik Faaliyetlerin Normale Dönmesi ve İstihdam İçin Hangi Adımları Atıyor?
“Detaylarını ileride daha da fazla açıklayacağız. Biz sekiz on tane alan seçtik. Bu firmalarımız tarafından seçildi ve deprem bölgesinde afetten zarara uğrayan bölgelerde belirli yerlerde teknoloji üsleri oluşturmak yani belli bir yatırımı orada yapıp ve civarında da yerleşik yer oluşturarak hem orada iskân hem de istihdamı sağlayacak projeleri hayata geçirmek üzere kolları sıvadık. Buraya belli bir kaynak da ayırdı şirketlerimiz. Bunun uygulamalarını şimdi arkadaşlarımız civarda bölgede sanayicilerle temas içindeler. Çok yakında hızla faaliyete başlayarak belirli üretimleri araştırmaları ve teknolojiyi geliştirme faaliyetlerini bölgenin çeşitli noktalarında hayata geçiriyor olacağız. Bunu yaparken tabii sadece tesis veya sadece barınma yeri değil ikisinin bir arada olduğu, model olacak, pilot teşkil edecek. bir projeyi hayata geçirmiş olacağız. Zaten bu bizim önceden de düşündüğümüz savunma sanayi ve teknolojilerinin Anadolu’nun çeşitli yerlerine yayılması gerektiği gibi bir strateji üzerindeyiz. Zaten çeşitli illere bu anlamda ziyaretlerimiz vardı. Bunun belki belirli adımlarını teşkil etmiş olacak. Bu Türkiye için bence vazgeçilmez bir politika olarak hayata da geçebilmeli. Hem etkin olarak insan kaynağının kullanılması bir açıdan da büyük şehirlerde olan yığılmanın dağıtılması da bir gereklilik çünkü o yığılmayla beraber kaliteli teknolojiyi geliştirecek personelin oradaki hayat şartlarının getirdiği stresle beraber performanslarının da düşebileceğini ben düşünüyorum. O açıdan daha sakin ortamlarda, Anadolu’yla bütünleşmiş, hemoradaki insan kaynağını kullanacak bir yöntem Türkiye’nin uzun vadeli teknoloji yolculuğunda çok faydalı olacaktır.”
F-16 Modernizasyon Projesi (Özgür)
“Zaten yapısal sistemler malum TUSAŞ’ın büyük yetkinliği olan ve çok kolay uygulayabildiği bir modernizasyon süreci idi. Ona ilaveten bizim için çok önemli olan aviyonik sistemler ve -bilgisayarın yerleştirilmesi diyelim biz ona- bu çok önemli bir adım. Uçuş değil görev bilgisayarından bahsediyorum çünkü görev bilgisayarı demek kendi silahlarınızla entegre olmuş, kendinizin hâkim olduğu bir sistem anlamına geliyor görev ifa etmesi açısından. Bu proje ilk olarak F16 Blok-30’larda uygulanmaya başlandı. Tabii uzun yıllar bir çalışma sürdürüldü. Ve nihayet burada başarılı iki tane prototip çıkartıldı Şu anda hızla Blok-30’lar ve daha sonra da 40 ve 50’lere uygulanacak bir süreci başlatmış durumdayız. Yani bu süreçte bu modernizasyonla beraber koyacağımız AESA radar ve diğer sistemlerin de modernize edilmesiyle beraber uçağımız şu anda bahsedilen işte Viper konfigürasyonu dediğimiz Blok-70’ler ayarında; hatta bazı unsurlarıyla onlardan da daha iyi, daha fazla işimize yarayacak bir özellik taşıyacak Bu şu anlama geliyor. Kendi silahlarımızı sorgusuz sualsiz ve çok rahat kullanabilmek açısından bu konfigürasyon belki bu Viper konfigürasyonun üzerine çıkacak. Biraz süre lazım. 30’lara başladık. 40’lar ve 50’ler de akabinde gelecekler. Şimdi bu projenin şu anda startını vermiş durumdayız. Yetenek Kadar uygulama açısından kendi milli sistemlerimizin üzerinde rahatça kullanılabilir olması bir adım daha öteye geçiriyor olacak. Yani hazır aldığınız bir blok yetmişle ilgili kendi sitemlerinizle ilgili belli kısıtlar, belli uygulama zorlukları taşıyabilirsiniz ama tamamen kendi geliştirdiğiniz bir modernizasyonda da çok daha serbest ve özgür olabilirsiniz. Zaten projemizin adı da ‘Özgür.’ Dediğim gibi, 30’larda bu başarıldı. Kırk ve ellilerde iyi devam edecek bir süreç. Bu 2029’u bulacak bir takvim var önümüzde.
Eurofighter Alımı veya İngiltere’nin Tempest Projesine Katılım Bir Seçenek mi?
“Bizim gündemimiz teknoloji geliştirmek ve kendi uçaklarımızla ilgili çalışmalarda bulunmak. Belki Türkiye’nin alternatifsiz olmadığı da bir gerçek olarak masaya konmalı. O açıdan bütün denklemler bence düşünülmeli. Tempest’a gelince şöyle bir şey: Şu anda gündemimizde yok. Çünkü kendi yolumuza giderken o kendi içinde bayağı bir proje ama şunu belirtmek isterim çünkü her zaman aslında muhataplarıma bunu dillendirdiğim için; biz Milli Muharip Uçak projesine ilk başladığımız günlerde İngiltere’yle iş birliği konularını görüşür iken daha böyle bir proje de masada yokken, Tempest gibi bir proje yokken aslında Avrupa’da yeni nesil bir savaş uçağı projesi olmadığını aslında bu projenin belki eğer ciddi olurlarsa ortak bir ortak bir proje olabileceğini, bunun da çok verimli olabileceğini söyledik. İlgi duymadıklarını söylediler. Ama bir sene sonra kendileri bir proje açıkladılar. Yani bu da bizim açımızdan bir samimiyet testiydi, bu testten kaldılar.
Milli Muharip Uçak Projesinde İngiliz Mühendisler de Çalışıyor. Oradaki Samimiyette Bir Sorun Var mı?
“Belki samimiyet testi firma bazında kalmış olabilir ama aslında yani genel çerçeve olarak bayağı bir güçlü irade var İngiltere tarafında yani Türkiye’yle havacılık alanında gerek motorlar olsun gerek Milli Muharip Uçak’ın devam eden safhalarında olsun bir iş birliği yapma iradesi hâlâ mevcut. Bu irade çok samimi bir şekilde gösteriliyor. Biz de bunun kendi çerçevesinde detaylarını konuşuyoruz Bizim kendi parametrelerimize millilik ve yerlilik planlarımıza uygun şekilde bir formül olduğu müddetçe de biz iş birliğinden her zaman için yanayız. Orada problemimiz yok. Karşı tarafta da böyle bir irade beyanı sürekli gündemde. O açıdan bunlar, bizim masadan kalkmadığımız, kapıyı kapatmadığımız ve sürekli konuşulmasından da rahatsızlık duymadığımız ve doğru formül ortaya konulursa da üzerine çalışılabilecek konular.”
Savunma Sanayii Başkanlığının Bir Bakanlığa Dönüştürülmesi Söz Konusu mu?
“Şu anda bizim çalışmalarımız malum; Cumhurbaşkanlığına bağlı bir birim olarak devam ettiriyoruz. Daha çok teknik bir birim gibi düşünün; proje yönetimi yapan bir birim gibi düşünebiliriz. Bu yapı uzun yıllardır kendi fonksiyonunu görüyor. Bence bu fonksiyon şu anda devam edebilir ama daha ilerideki kararlar daha başka çerçeveler oluşursa devlet büyüklerimizin kendi kararlarıdır ama şu andaki yapıda gerçekten bu kendi fonksiyonunu görecek bir boyutta.”
SAMP-T Konusunda İş Birliği İmkânı Doğacak mı?
“Üst düzeyde estirilen olumlu havanın diğer firmalar bazında bir harekete dönüşmesini beklersiniz normalde, bu pek olmadı. Geçmişteki görüşmelerimizde yani Euro SAM ortaklığı yani SAMP-T’yi üreten ortaklık tarafından kapımız sık sık çalınırdı, bu konuları konuşurduk. Hatta belli bir çerçeve projesi yaptık, o belli bir yere geldi ama ondan sonra bir hareket yok. Hani onlar biraz teknolojide daha üst birim olarak bize ne katkıda bulunabilirler gibi bir kavramda idiler. Biz kendi yolculuğumuza da devam ediyoruz bu anlamda. O açıdan biz de belli bir yerlere geldik. Onlardan böyle bir yaklaşım olması durumunda biz meseleyi görüşürüz. Bizim konsantrasyonumuz daha çok kendi ürünlerimizi geliştirmek yönünde şu anda ve teknolojilerimizi üstüne koya koya gidiyoruz. Bu bir yolculuk. Ama hani gidip bize şunu verin, bunu yapın diye bir bizim teşebbüsümüz yok. Öyle bir projemiz de yok ama olursa bizim devam eden projelerimizin hızlandırılması veya ortak bir ürün çıkartılmasıyla ilgili, kapımız açık görüşebiliriz. Şu anda bir hareket olduğunu söylememiz zor.”
Türkiye’nin Hava Savunma Sistemi Alanında Sistem ve İş Birliği İhtiyacı Azaldı mı?
“Şöyle iş birlikleri konusunda kapımız her zaman açık. Çünkü bizim sürecimizi hızlandırır diye düşünüyoruz. İyi niyetli bir iş birliği çerçevesi ve bizim beklentilerimiz doğrultusunda oluşacak bir iş birliği ama tabii bahsettim, bu bir yolculuk. Katman katman giden bir hava savunma sistemi kurguluyoruz ama o yüksek irtifa balistik füze önleme kabiliyetine sahip bir tam sistemi oluşturmak için daha vaktimiz var çünkü dediğim gibi katman katman giden; bu bir yolculuk. Yolculukta henüz menzile varmadık. Gerçi burada bir menzilden söz edebilir misiniz bilmiyorum ama şu andaki dünyada bilinen teknolojilerin seviyesine gelmek için işte bir altı yıl daha, beş altı yıl daha yolculuğumuz devam edecek.”
Zırhlı Amfibi Hücum Aracı FNSS ZAHA
“Aslen bu hem kara hem deniz aracı gibiyani amfibi diyelim ona. Deniz piyadelerimizin özellikle güç aktarma sistemleri, onların kullanacakları ürünler. Bir deniz aracından çıkıp yüzerek kıyıya kadar gidip orada görev ifa edecek bir aracımız. Bunun bir benzerini geçen komşumuz, bir ülkeden 260 milyon dolar vererek bir paket alma durumuna gitti.Eski bir ürün ama biz bunları kendimiz yapıyoruz, gördüğünüz gibi yani kimseye ihtiyacımız yok. Birilerinin gidip alma durumunda olduğu şeyleri biz kendimiz çok rahatlıkla yapıp hatta çok üstün kabiliyetlerle de donatabiliyoruz. Yani tabii bu sade bir platform değil, platformun üzerine koyduğumuz silah sistemleri onu bir yere getiriyor. Hem elektronik sistemleri, hem atış kontrol sistemleri onu bir yere getiriyor. Hem elektronik hem atış kontrol sistemleri gibi şeyler. Mesela gördüğünüz ürünlerdeki kabiliyetler kendinizin teker teker üzerine bir LEGO gibi koyduğunuz kabiliyetler oluyor ki bunları zamanla değiştirebiliyorsunuz, çeşitlendirebiliyorsunuz. Bu da önemli bir güç çarpanı olarak hem yüzen, hem karada giden bir araç olarak envanterimize giriyor olacak.Yani yabancı bir sistemde kendiniz değişiklikler yapamaz istediğiniz platformları entegre edemez durumda olabiliyorsunuz. Burada tamamen kendinizin her türlü silah sistemini, görüntü sistemini veya elektronik sistemleri üzerine çok rahat koyabileceğiniz bir platform. Ayrıca onun geliştirdiği yan sanayi de önemli.Bu önemli bir konu. Savunma sanayinde yapılan işler, o platformda kullanılan bir dizi alt sistemle ilgili yan sanayi geliştiriyor, teknoloji de geliştiriyor. Bir anlamda çıtayı bir bir kademe daha üste çıkartarak gidiyoruz. Diyelim bir şirketimiz bir işi yapıyor ama bizim burada kullanacağımız bir teknolojiye yakın ama orada değil. Çıtayı bir kademe kaldırarak o teknolojiyi de edinmesini sağlıyoruz. Bu bütün projelerimiz için söz konusu.”
Bayraktar TB3 SİHA Ne Zaman Hazır Olacak?
“TB3’ün çalışmaları hızla devam ediyor. Yani üretimde yapılacak bazı değişiklikler var TB2’ye nazaran; onların yapıldığını söyleyebilirim. Ondan sonra da entegrasyon ve uçuş testleri başlayacak. Süre olarak bir şey demeyeyim ama bu yıl içinde biz TB3’ü göreceğiz.”
KIZILELMA’ya Mühimmat Entegrasyonu Ne Zaman Yapılacak?
“Şimdi takvim şöyle: Kendi içinde adım adım gidiyor. Yani uçuşu yapıyorsunuz, uçuştansonra tabii uçağınızdan çok sayıda veri almaya başlıyorsunuz. Bu verileri değerlendiriyorsunuz. Tekrar tekrar test uçuşları yapıyorsunuz. Ondan sonra o uçuşlar sırasında platformunuza çeşitli unsurlar entegre etmeye başlıyorsunuz. Oradan veriler alıyorsunuz. Burada amacın şu olduğunu unutmayalım: O platformu en olgun seviyeye getirmek için çalışmalar yapmaya devam ediyorsunuz. Bu da her belki silah entegrasyonu için, her mühimmat için ve her uçuş, zarfın her bölgesi için belirli uçuşlar gerektiriyor. Bu uçuş uzun sürede devam edecek. Yani uçuş testlerinin bir bacağı da sürekli olarak mühimmat entegresi veya mühimmatı simüle eden diyelim, üzerine bazı unsurların konması olacak. Bu kendi içinde yürüyen bir süreç. Gelecek test sonuçları ve oradan alınacak verilerle beraber adım adım gidecek. Şöyle diyelim ona: Silah entegrasyonunu modelleyen veya simule eden çalışmalar da devam ediyor olacak. Bu kendi içinde bir bütün. Bu bütünlük uçuş testlerinde adım adım hayata geçirilecek.”
GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri
“Gökbey’inJandarma teslimatları olacak. İlk teslimatla ilgili küçük bir gecikme oldu ama üç tanesi bu yıl verilecek. Şu anda onun planlaması yapıldı. Yerli motor entegrasyonunu TEI söz verdi. Sözün tutulmasını bekliyoruz. ilk defa Gökbey’e yerli bir motorumuzu helikopter motorumuzu, malum uzun zamandır geliştirmesine devam edilen motorumuzu (TEI TS-1400) entegre edeceğiz, onunla uçacak. Bu yıl uçacak.”
Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi
“Şu an teslim edildi. Şu an Deniz Kuvvetlerimizin elinde gemimiz ve personel eğitimleri devam ediyor. Tabii devasa bir gemi, inşaat sırasında yine kuvvetlerimizden elemanlarımız refakat ediyorlardı ama şimdi tamamlanmış bir geminin üzerinde yapılan çeşitli çalışmalar ve eğitimler olması gerekiyor. Önemli ölçüde personel içinde. Onlar şu anda devam ediyor. Aslında gemimiz o anlamda hizmete hazır.”
Anadolu Gemisi TSK’nın Harekât Yeteneğine Ne Kazandıracak?
“Birkaç kademede söyleyeyim. Bir güç aktarma gemisi bu. Barış zamanındaki fonksiyonu, işte çeşitli kriz bölgelerinde ihtiyaç olan yerlerde gidip belirli insani hizmetleri görmek, hastane hizmeti görmek gibi bir fonksiyon görebilir veya personelin bir yere taşınması, oradaki, onların bir üssü olması açısından bir hizmet görebilir ama asıl mesele bir güç aktarımı yani üzerindeki hava platformları ve kara platformlarıyla beraber gidip bir yerde operasyon yapmak istiyorsanız hem kara unsurlarınızı hem de hava unsurlarınızı kullanarak operasyon yapabileceğiniz bir kabiliyete sahip. O açıdan işte Türkiye’nin biraz uzak mesafelerde, güç aktarımı gerektiren operasyonlarında çok rahat bunların kullanabileceğini söyleyebilirim. Tabii gemimizin seyahat mesafesi gayet uzun.”
Anadolu Gemisi Üzerinde Ne Kadar S/İHA Taşıyabilir?
“İHA, SİHA konusunda bu biraz yapacağınız konfigürasyona bağlı. Yani gemimiz şu konfürasyonda otuzun üzerinde SİHA taşıyabilecek durumda ama çeşitli modellerini ve tasarımlarını çalıştığımızda bunun elli, yetmiş hatta yüze kadar çıkan modelleri yapılabilecek durumda. İçinde bir havuz var. Havuzlu Çıkarma Gemisi başka bir adı. Havuz olursa sayı düşüyor, havuz olmazsa başka sayılarda. Yani şu anda otuzun üzerinde SİHA üzerinde olabilecek bir kabiliyete sahip bir gemimiz. Tabii personel şeyi çok geniş, kendi personeli yanındayani yaklaşık eğer bir afet durumunda içine üç bin kişiye kadar personel alabilirsiniz. Afet durumlarında vesaire.”
Sorun Çözülür de Türkiye F-35B Alırsa Bu Gemiye Entegre Edilebilir mi?
“Entegre etmek sorun değil. Zaten pist hazır. Yani hangar hazır. O konuda sorun yok ama döner miyiz? O bizim için ayrı bir hikaye. Projeye geri döner miyiz, o bizim için ayrı bir hikâye? Ben kendi şahsi görüşüm olarak söyleyeyim. Özellikle bu B modelinin gerek operasyonel masrafları, gerek performans açısından bazı konular gündeme geldiğinde, fiyatı da gündeme geldiğinde ben iki kere düşünmek gerektiğini söylerim.”
HÜRJET’te Son Durum
“HÜRJET, adı üstünde bir jet eğitim uçağı. Hava Kuvvetlerimizin malum, eğitimleri çeşitli safhalarda olabiliyor. Bir ilk eğitim safhası, başlangıç eğitim safhası, pervaneli uçaklarda başlayan safhadan sonra bir jet eğitim uçağı da gerekiyor. Şu anda T38’ler vardı envanterde. Malum bizim F5’lerimiz şu anda elimizde. Ama tabii bu süreçte bir jet eğitim uçağı ihtiyacı var ve sadece bizim değil dünyanın da buna ihtiyacı var. Geniş bir pazar olduğunu belirtmek isterim. Hava kuvvetleri olan her ülkenin bir jet eğitim uçağına ihtiyacı olur. Aslında orijinal düşünce şuydu: Buna ihtiyaç var madem, Milli Muharip Uçak’a giden yolculukta aslında tecrübe bizim en önemli eksiğimiz. Yani uçak mühendislerini mezun ediyorsunuz, onların çalışacağı, kendilerini gösterecekleri, tasarım yapacakları, bu uçağı biz yaptık diyecekleri bir ortamımız olmadı. İşte ilk uçağımız HÜRKUŞ oldu. Ondan sonra işte İHA’larımız, SİHA’larımız devreye girdi. İlk defa bir jet uçağına kolları sıvadık. Buradan buraya geçiş yani HÜRJET‘ten minimal bir geçiş gibi bir süreç olsun istiyorduk ama ikisi biraz paralel gittiler. İkisi birbiriyle paslaştılar belli ölçüde ama iki sistem birden devreye girme potansiyeli taşıdı. Bunun bir özelliği, sadece eğitim uçağı olarak kalmayacak olması. Demin belirtmeye çalıştık. Anadolu gemisine inip kalkacak bir HÜRJET modeli de çalışıyor arkadaşlarımız. Nasıl ki KIZILELMA’nın oraya inip kalkmasını düşünüyoruz, bunun da yine bir uçak gemisi tipine yani Anadolu gemisi gibi bir gemiye inip kalkması için model değişiklikleri yapılabiliyor. Buna çalışıyorlar. Eğitim uçağımızı bir uçuralım, ondan gelecek verilere göre bir takvim koymakta fayda var çünkü şu anda bir tasarım yapıyorsunuz, bir pencere var önünüzde. Onu bir hayata geçirip ondan sonra ikinci aşaması şu olacak: Buna belirli silah unsurlarını entegre etmek yani sadece eğitim amacıyla kullanılacak bir uçak olmaktan bir adım öteye yakın hava desteği oluşturacak veya belli ölçülerde hava-hava, hava-yer muharip unsurları için taşıyacak bir uçak modeli de ikinci adım olacak. Üçüncü adımı belki bir gemi üzerine. Burada yapılacak bazı modifikasyonlar, değişiklikler,iki, gemide belli ölçüde kısa mesafeye iniş, kalkışa imkân verecek değişiklikler gerekebilir.”
HÜRJET İçin Yerli Motor Gelecek mi? İhracat Engeli Yaşanabilir mi?
“Şu anda motor, yerli bir motor değil. O açıdan ileride bu ihtimal var ama eğitim uçağı olarak düşündüğünüzde çok daha zayıf bir ihtimal olarak düşünüyoruz amabuna yönelik bir motor geliştirmesi de tabii o da masada çünkü motorlarımız biraz yumuşak karnımızı teşkil ettiği için şimdiye kadar hepsiyle ilgili, gerek MMU ile ilgili, gerek bununla ilgili motor çalışmaları da devam ediyor. Tabii bu da kamuoyu beklentisi, işte iki sene sonra nerede motor? Üç sene sonra nerede motor? Herhangi bir motor geliştirme sürecine baktığımızda çok tecrübeli ülkelerin bile çok tecrübeli şirketlerin bile… On yıldan aşağı değil.Çok tecrübeli şirketlerden bahsediyorum.Motorda bir parantez açayım TEI’miz var. Tabii bizim göz bebeği şirketimiz özellikle etkin imalat teknolojileri var. Biz TRMotor diye de bir şirket kurduk. O ayrı ama tabii biz zihnimizde aslında bunların birbirine yakın entegre çalışmasını bekliyoruz veöyle oluyor. Orada da tamamen yabancı hiçbir ortağın olmadığı ve tamamen yerli unsurların olduğu ve bütün tasarım faaliyetlerinin yürüdüğü bir yapı öngördük çünkü ileride tasarım çok önemli bir konu ve tamamen yerli ortakların olduğu bir yapı için olması gerektiğini düşündüğümüzden. Yani biraz öncelik verirsek eğitim uçağında tedarik biraz daha kolay olduğunu düşündüğümüzden dolayı önceliğimiz burası. Burada tabii başladık. Dediğim gibi tecrübeli şirketlerin de verdiği süre on yıl. Mesela Rolls Royce’u konuştuğumuzda bile verdikleri süre on yıl ama biz bunu tabii an başladık, yoldayız şimdi. Birkaç yıl geçti onu da unutmayın.”
MMU İlk Uçuşunu Ne Zaman Yapabilir?
“Şimdi 2024’ün, son 25 diyelim biz. 25’te kalalım. 2025’e de sarkabilir. TUSAŞ’taki arkadaşlar daha önce çekiyorlar. Şimdi şöyle yani sürprizin kötüsü olmaz. Bütün kamuyu bir an önce uçurun diyor. Biz de emniyetli şekilde, uçan pilot arkadaşımızın, mühendislerimiz için rahat edeceği biz ileri tarih verelim. Ama öncesinde olursa hiç şaşırmayın, çok daha öncesinde olursa hiç şaşırmayın.Filoya teslimat için biz 2030 diyelim ona. Mesela bir uçağı veriyorsunuz hava kuvvetlerinize. Onların belli bir harekât gereksinimleri var. Ona göre alıyorlar. Şu anda mesela F35’te bile hala değişiklikler yapılıyor. Kuvvete geçtikten sonra yani diyelim birkaç tanesini test için uçurmaya başlayacaklar. O testlerden gelen geri bildirimlere göre. Filoya teslim ettiğinizde şu anlama geliyor: Hava Kuvvetlerimiz tamam bu uçak benim istediğim şu parametrelerde olgundur, artık bana işte bir filo verin, ben bunu kullanacağım demek istiyor. Orası tamamen kullanıcının beklentileri, performans girdileriyle beraber olabiliyor gibi bir şey.”
ANKA-III
“ANKA-3 bir sürprizimiz. Bu uçan kanat formatında bir jet motorlu İHA’mız ve SİHA’mız. Onu da çok yakında havada göreceksiniz. Çok yakında. Bu ikisi, iki arkadaş (HÜRJET ve ANKA-3) beraber uçarlar. Bugünden itibaren artı 40 gün.”
ATAK-II Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri
“ATAK-I’imiz malum; beş ton sınıfında. Beş, altı ton sınıfında bir helikopter. Bu (ATAK-II) on ton sınıfında dediğimiz helikopter ve Apache sınıfında bir helikopter olacak. Böylece vurucu gücümüz daha fazla olacak ve bu vurucu güç şöyle: Üzerine yükleyeceğiniz mühimmat ve silah sistemleri zaten operasyona gittiğinizde en önemli unsur. Hem kızılötesine hem radara hem de lazere karşı koruma sistemleri üzerinde olacak.”