Askeri uzmanlar, bugünün savaşlarında tanklara olan ihtiyacın hiçbir şekilde azalmadığı görüşünde.
Türkiye’nin milli ana muharebe tankı projesi Altay, 29 Temmuz 2008 tarihinde, “Tankın tasarlanması, prototiplerinin geliştirilmesi, üretilen prototiplerin test edilmesi ve kalifiye edilmesi” hususlarını içeren sözleşmenin taraflarca imzalanmasıyla başladı.
Sözleşme, seri üretimi içermiyordu.
OTOKAR tarafından üretilen prototipler 15 Kasım 2012’de Arifiye’de düzenlenen törenle kamuoyuna tanıtıldı.
Prototiplerin kalifikasyon ve kabul testleri Şubat 2017’de başarıyla tamamlandı.
Daha sonra seri üretim için ihale açıldı.
İhaleyi BMC firması kazandı ve 24 Nisan 2018’de BMC firmasıyla sözleşme imzalandı.
Bundan sonra yaşanan süreç ise malum…
Suriye’ye yönelik harekâtlar gerekçe gösterilerek başta güç grubu olmak üzere bazı sistem ve parçalarda Türkiye’ye üstü kapalı bir ambargo uygulandı.
Altay tankının bir türlü seri üretime geçememesi ciddi eleştiri konusu oldu.
Bir de kamuoyunda “Tank Palet Fabrikası” olarak bilinen 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünün 25 yıllığına BMC firmasına kiralanması konusu vardı gündemde…
Bu süreçte BMC firması el değiştirdi ve firmayı TOSYALI Holding satın aldı.
Aslında TOSYALI Holdingin yaptığı ateşten bir gömlek giymekti.
Firma, sektör basın ve medya kuruluşlarının temsilcilerini Adapazarı Arifiye’de ağırladı; BMC CEO’su Prof. Dr. Murat Yalçıntaş, BMC Savunma Genel Müdürü Mehmet Karaaslan ve BMC Power Genel Müdürü Mustafa Kaval tüm sorulara içtenlikle cevap verdi.
BMC’ye yönelik eleştirilerin başında, firmanın çalışmalarını ve özellikle de Altay Ana Muharebe Tankı ile ilgili son gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmaması geliyordu.
Prof. Dr. Yalçıntaş bu toplantıyı aslında bir buçuk ay önce yapmayı planladıklarını ancak yaşanan deprem felaketi nedeniyle ertelemek durumunda kaldıklarını ifade etti.
Her üç yöneticinin söylediklerini maddeler halinde sıralayacak olursak:
* Sessiz kaldık; bu durum kamuoyunda soru işaretleri ve varsayımlar oluşturdu ama bir “Yapacağız” değil, “Yaptık” demek istedik.
* 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü (Tank Palet Fabrikası) Türk Silahlı Kuvvetlerinin malıdır. Bizler BMC olarak burada 25 yıllığına üretim yapıyoruz ve bunu Türk Silahlı Kuvvetlerinin denetimiyle beraber yapıyoruz. İçeride arkadaşlarımız var Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu; onların denetimiyle yapıyoruz. Bu fabrikada çalışan herhangi bir yabancı uyruklu kimse yok. Bütün üst düzey yöneticiler 6 ayda bir güvenlik kontrolünden geçmektedir. İçeriye girmek isteyenler, belirli prosedürler çerçevesinde içeriye alınır. Burada üretilen ürünlerin; Altay tankı olsun, motorlar olsun, tüm fikri mülkiyet hakları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne aittir; Savunma Sanayii Başkanlığına aittir. BMC’ye de ait değildir. Üretimlerin hepsi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin denetimi ve izni altında yapılmaktadır. Bu ürünlerden herhangi birinin yurt dışına satımı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli Savunma Bakanlığının iznine tabidir.
* Biz burada BMC olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bu tesisi işletiyoruz yani halk ağzıyla söylemek gerekirse kiracısıyız. Peki böyle bir şey var mı dünyada, yoksa ilk defa Türkiye’de olan bir şey mi? Dünyadaki birçok büyük savunma şirketine uygulanan sistem budur. Örnek olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nde bu firmaların hepsinin tesisleri Amerikan Devletinin ve Amerikan Silahlı Kuvvetlerinin malıdır; bunları özel sektör çalıştırır. Türkiye’de de ilk defa bu metot burada, Arifiye’de denendi yani TSK’ya ait olan bir tesis ilk defa özel sektör tarafından çalıştırıldı. Bu metodun batı ülkelerinde kullanılması ve başarılı olmasının nedeni şudur. Biliyorsunuz savunma sanayi dendiğinde ağırlıklı olarak inovasyona ve teknolojiye ve yeni ürünler geliştirmeye dayalı bir sektör olması. Savunma sektöründe eğer ürün geliştiremezseniz, inovasyon yapamazsanız yaşama şansınız yok. Bir şirketin, kurumun inovasyon yapabilmesi için belli özelliklere sahip olması lazım. Yatay bir işletme yapısı olması lazım, çevik olması lazım, son derece demokratik ve rahat bir ortam olması lazım. Öte yandan devlet yapısına baktığınız zaman, devlet, yapısı gereği son derece hiyerarşik olmak zorundadır, son derece formel olmak zorundadır, son derece kuralcı olmak zorundadır. Devletin bunu yapabilmesi yapı itibarıyla zordur, ekosistem olarak zordur. Bu yüzden yurt dışındaki savunma sektörü ağırlıklı olarak devlete aittir, çok büyük yatırım gerektirir, bu kadar büyük bir yatırımı özel sektör yapamaz, altından kalkamaz. Zaten tek müşteri de devlettir. Bu tesislerde üretilen her şey; ne üretileceği, nasıl üretileceği, ne kadar üretileceği devlet tarafından belirlenir. Bu yüzden devlet kendisi fabrikaya, tesise, alana sahiptir.
* 50 milyon dolarlık yatırım taahhüdümüz kapsamında tesis alt yapısı yenileniyor ve modernize ediliyor.
* BMC Savunma %100 Türk şirketidir ve daha da önemlisi milli bir şirkettir çünkü tasarımları biz yapıyoruz. Stratejik parçaları yerli olarak üretmeye çalışıyoruz. BMC Savunma tamamen TSK’ya hizmet eden, Türk Milletine hizmet eden; amacı, ülküsü TSK’nın daha ileri gitmesi, daha güçlü hâle gelmesi olan bir şirkettir. BMC’ye atılabilecek en büyük iftira bu yabancı meselesidir.
* Karasu tesisleri, bizden önceki yönetimin tank üretimi için tercih ettiği yer. Bizler yönetime geldikten sonra yaptığımız araştırma sonucu Karasu’nun bizim sektörümüze ait işletme açısından çok verimli olmadığı kanısına vardık. Özellikle savunma sanayi sektörünün kümelendiği Ankara’nın daha uygun bir yer olduğuna karar verdik Altay tankının seri üretimi için. 49 yıllığına devlet tarafından BMC’ye tahsis edilmiş olan Karasu’daki alanın, göreve gelişimizin ikinci veya üçüncü ayında devlete iadesi için işlemleri başlattık. Üzerindeki yatırımlarımızla birlikte. Biz de bizzat ücretini kendimiz ödeyerek Ankara’da, bir organize sanayi bölgesinde arsa satın aldık. Altay tankının seri üretimini orada gerçekleştireceğiz. Arifiye fabrikası eskiden ne yapıyorsa, şimdi ne yapıyorsa yapmaya devam edecek. Eksilecek olan, buradan gidecek olan herhangi bir şey yok.
* Altay tankının bu kadar gecikmesinin sebebi, TSK’nın bazı harekâtlarını bahane eden Batılı ülkelerin başta güç grubu olmak üzere birtakım alt sistem ve parçalara ambargo uygulaması. Ambargolar göz önüne alınarak güç grubu dahil birçok parçanın yerlileştirilmesi istendi. Hem güç grubunun hem de diğer sistemlerin tasarlanması, üretilmesi, test edilmesi oldukça zaman alıyor. Bu süreçte TSK’nın tank ihtiyacını karşılamak amacıyla yerli ürünler ortaya çıkana kadar başka bir kaynaktan bulunan çözümle üretip, teslim etmek fikri ortaya çıktı.
* Nisan ayında Kore güç grubu entegre edilmiş iki adet Altay tankı üretim bandından indirilecek. Bizim arzumuz, bizim düşüncemiz 23 Nisan’da, bir bayram gününde bunları Türk Silahlı Kuvvetlerine test etmesi için teslim etmek.
* Şu anda elimizdeki tank ilk tasarım Altay tankı değil. Bu Yeni Altay. Bu kadar zaman zarfında birçok parçasını yerlileştirme fırsatı bulduk. Yaklaşık 20 yıl zarfında TSK’nın hem gözlemlediği hem de fiilen içinde yer aldığı birçok muharebelerden önemli dersler çıkarıldı, bu kapsamda tankta birçok iyileştirmeler yapıldı. Bugünkü Altay’la ilk üretilen Altay arasında çok büyük farklar var.
* Elimizdeki Yeni Altay tankının üzerinde başka bir ülkeden temin edilmiş bir güç grubu var. Tüm bürokratik işlemler tamamlandı, güç grubu tüm testlerden başarıyla geçti ve TSK tarafından da kabul edildi.
* Altay tankının seri üretimi için önümüzde hiçbir engel kalmadı.
* 2024’te TSK ile testlerin tamamlanması, 2025’te Kore Güç Grubu ile seri üretime başlanması hedefleniyor.
* Yerli güç grubunun prototipleri üretildi; hâlihazırda test ediliyor. Bu testlerin yaklaşık 2 yıl süreceği tahmin ediliyor. 2026 yılı gibi bizler yerli güç grubumuzla Yeni Altay tankını TSK’nın envanterine teslim edebilecek durumdayız.
* Altay tankı Milli Savunma Bakanlığı uygun görürse dost ve müttefik ülkelere de ihraç edilebilir. Şu anda birçok dost ve müttefik ülkeden Altay tankına talep var.
Sohbet bölümünün ardından tesisleri gezmeye başladık.
Tasarım ofisini, Altay tankı için üretilen 1500 beygirlik Batu ve Fırtına obüslerinde kullanılabilecek 1000 beygirlik Utku motorlarının test edildiği merkezleri, 375-400 beygirlik vuran ve 585-610 beygirlik Azra motorlarını gördük; etkilendik açıkçası ancak…
En çok etkilendiğimiz an, Yeni Altay tankıyla tanıştığımız andı.
Tanktan detaylı olmamak kaydıyla görüntü almamıza izin verildi.
Peki Yeni Altay tankında ilk tasarım Altay’a göre ne gibi değişiklikler yapıldı?
* Aktif Koruma Sistemi entegre edildi,
* Zırh sistemi geliştirildi,
* Atış Kontrol Sistemi ve Araç Kontrol Sistemi yenilendi,
* Güç grubu değiştirildi.
Yerlileştirilen ve Yerlileştirme Çalışmaları Süren Sistemler
* Hız azaltan,
* Nişancı İkinci Derece Görüş Sistemi,
* Palet Sistemi
* Kule Çember Dişlisi,
* Rotor,
* Mühimmat Rafı,
* Periskoplar,
* Yakıt ve Hidrolik Pompaları,
* Hidrolik Kavrama ve Şaft,
* Mobil Gizleme Ağı,
* Çeki Kancası,
* Soğutma Yeleği.