Sokakta yürürken, “Aaaa, Güntaç Aktan bu!” derler ve yanına gidip sohbet ederlerdi.
Türkiye’de televizyon izleyip de onu tanımayan neredeyse yoktu.
Bilmem kaç kişi hatırlar TRT’de yayınlanan “Anadolu’dan Görünüm” programını…
Programın sinyal müziği, Ulvi Cemal Erkin’in “Köçekçe Suiti”nden bir bölüm idi ve Anadolu’dan Görünüm’le yıllarca kulaklarımızda esti.
5 Ekim 1987’de başlayan Anadolu’dan Görünüm, aslında Olağanüstü Hal (OHAL) dönemi ile birlikte OHAL Bölgesi’nde yaşayan insanların sorunlarını, beklentilerini yansıtmak amacıyla düşünülmüş bir programdı.
Sinyal müziği de Anadolu esintisini hissettirmek için seçilmişti ancak terör eylemlerindeki belirgin artış üzerine, ağırlıklı olarak terörle mücadele içerikli bir programa dönüştü kısa süre içinde.
Rahmetli Güntaç Abi ile aynı sokakta otururduk.
Ben üniversitede öğrenciydim ve rahmetli babamın, evimizin hemen yakınındaki dükkânına gider, ona yardım ederdim fırsat buldukça.
Güntaç Abi de bizim dükkânın müşterisiydi.
Oğlu Alpay daha bir veya iki yaşındaydı.
Güntaç Abi operasyonları görüntülemek, Mehmetçiğe mikrofon uzatmak için sürekli OHAL Bölgesi’ne gider ve dönüşte mutlaka bizim dükkâna uğrar, oyuncak alırdı oğlu Alpay için.
Üniversiteden mezun olup askerliğimi de yaptıktan hemen sonra TRT sınav açmıştı.
Yazılı sınav, mülakat derken, “Muhabirlik” kurslarına katılmaya hak kazandım.
Güntaç Aktan dersimize gelip de beni karşısında görünce “Sen ne arıyorsun burada yahu” diye o meşhur kahkahasını patlattı.
Kurs döneminde de bir dolu sınavın ardından en son bir video haber hazırlayıp, son bir kez daha o videodan sınava tâbi tutulduk.
Sonuçlar açıklandı; kazanmıştım ancak tercihlerim arasında olmamasına rağmen Erzurum’a yapılmıştı atamam.
Yıl 1992, Ekim ayının 7’sinde Erzurum’a gittik iki arkadaş ve başladık göreve…
Güntaç Abi o sıralarda Anadolu’dan Görünüm’e tüm hızıyla devam ediyordu.
1992 yılında Doğu Anadolu Bölgesi’nde de terör eylemleri belirgin artış göstermiş ve bizler sürekli operasyonlara gider olmuştuk.
Çektiğimiz görüntülerden Anadolu’dan Görünüm için dosya haberler hazırlıyorduk ve Güntaç Abi programda yayınlıyordu.
Beş yıl Erzurum’da çalıştıktan sonra tayinim Ankara’ya çıktı.
Güntaç Abi, beni programına aldı ve hem muhabirlik yapmaya hem de Anadolu’dan Görünüm programında Güntaç Abi’yle çalışmaya başladım.
2001 yılına kadar birlikte pek çok operasyona gittik, Mehmetçiklerin selamını ailelerine, yakınlarına ilettik.
Bu arada Güntaç Abi’de ciddi sağlık sorunları başladı.
Tedavi için kısa bir süre Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildi; orada yeni geliştirilip üretilen bir ilaç sayesinde epeyce toparladı.
2001 yılında muhtemelen “AB’ye uyum” çabaları kapsamında program yayından kaldırıldı ve daha sonra Haber Dairesi Başkanlığındaki yönetim değişikliği çerçevesinde Güntaç Abi de Haber Dairesi Başkan Yardımcılığı görevinden alınıp, Dış Yayınlar Dairesi Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
Dağlara gitmeyi, Mehmetçikle dağlarda bir arada olmayı çok özlüyordu ama konjonktür, programın yayınlanmasına uygun değildi; izin verilmedi.
Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığında altı yıl kadar görev yaptıktan sonra tekrar bozulmaya başlayan sağlığı yüzünden 2008 yılında emekli olmaya karar verdi.
Emekliliği döneminde çok sık olmamakla birlikte arada bir görüşüyorduk.
Bacağındaki bir ağrı nedeniyle eşiyle birlikte hastaneye gitmiş ve orada fenalaşmıştı.
Haberi alır almaz hastaneye koştum; bilinci kapanmış ve solunum cihazına bağlanmıştı.
Beni duyduğuna eminim; “Güntaç Abi, iyileşeceksin ve yine dağlara gideceğiz birlikte” dedim.
Gözlerinde bir kıpırdanma oldu sonra yine uyku haline devam etti.
Bizim Gökhan Şeker de bir dönem programda bizimle birlikte çalışmıştı.
O da aynı gün haberi duyunca “Abi, birlikte Güntaç Abi’yi ziyaret edelim” dedi; sabah gitmek üzere sözleştik.
Sabah, kötü haber geldi.
Hemen hastaneye koştum ama maalesef odası boştu; bir daha da görebilmek kısmet olmadı.
Güntaç Abi’nin hazırlayıp sunduğu efsane program Anadolu’dan Görünüm, 5 Ekim 1987’de başlamıştı.
Güntaç Aktan, 6 Ekim 2014’te hayata veda etti.
Vefatının 7’nci yıl dönümünde, bir ay gecikmeyle de olsa rahmetle, özlemle anmak istedim…