Tarih 25 Ekim 1993…
TRT Muhabiri olarak mesleğe başlayalı tam bir yıl olmuştu.
O gece Erzurum Haber Müdürlüğünde nöbetçi bendim.
Terörist saldırıların ve terörle mücadelenin yoğunlaştığı dönemdi.
Erzurum’da terörist saldırı yapmak kolay değildir zira 9’uncu Kolordu Komutanlığı oradadır, MİT Bölge Başkanlığı oradadır, Emniyet Teşkilatı çok güçlüdür ve en az onlar kadar önemli olan husus; yardım ve yataklık yapacak kişi bulamazlar.
Bu durumu iyi bilen terör örgütü en çok azdığı o dönemde dahi Erzurum merkeze gelemedi hiç ama kırsalda kalan yerleşim birimlerine saldırdığı oldu.
Gece nöbetim başlayalı henüz bir buçuk, iki saat kadar olmuştu.
TRT Erzurum Bölge Müdürlüğü (Şimdiki adıyla TRT Erzurum Müdürlüğü) Erzincan-Kars kara yolunun Bingöl kara yoluyla kesiştiği kavşakta yer alır.
Erzurum’dan Çat ilçesine de Bingöl kara yolu üzerinden gidilir.
Doğu Anadolu’da hava çoktan kararmıştı.
İşte tam o sıralarda polis telsizlerindeki muhaberede belirgin ve telaşlı bir artış oldu.
Bingöl karayolu tarafından ise palet sesleri gelmeye başladı.
Bir yandan yetkililerden bilgi almaya çalışırken, diğer yandan da yöneticilerime bilgi verdim.
Yöneticilerim zaten TRT yerleşkesi içindeki lojmanda ikamet ettikleri için hemen geldi.
10-15 dakika içinde Haber Müdürlüğünde çalışan herkes bürodaydı.
Hemen bir ekip hazırlandı ve kıdemli, tecrübeli Muhabir Abimiz Hasan Gizli, Kameraman Abimiz merhum Hüseyin Uray ve Şoför Abimiz Kadir Karan Çat’a doğru yola çıktı.
Aldığımız bilgi korkunçtu.
Teröristler Erzurum’un Çat ilçesine bağlı Yavi köyüne saldırmış ve katliam yapmıştı.
Hasan Gizli ve Hüseyin Uray sabaha doğru döndü Erzurum’a.
Çektikleri görüntüleri izlerken gözyaşlarımızı tutamadık.
Teröristler o dönemde çok sık yaptıkları gibi üzerilerine kamuflaj desenli kıyafetler giymiş, kendilerine asker süsü vermişti.
Önce köylülerin kimliklerini toplayıp, ardından kahvehaneye geçmelerini istemişlerdi.
Köylüler hiçbir şeyden şüphelenmemişti.
Aralarında çocukların da olduğu 40 civarında insanı kahvehaneye dolduran teröristler, daha sonra hedef gözetmeden, otomatik silahlarla kahvehanedeki insanların üzerine kurşun yağdırmıştı.
Bu katliamda 5’i çocuk 33 kişi hayatını kaybetti.
Cumartesi (23 Ekim 2021) öğleye doğru TRT Sivas Muhabiri Murat Çetintaş aradı beni; “Abi, Hasan Gizli’yi duydun mu?” dedi.
“Ne oldu, bir şey mi oldu?” diye telaşla sordum; “Vefat ettiğine ilişkin bir mesaj okudum sosyal medyada.” dedi.
Haber gerçekten çok acıydı; hemen telefona sarıldım, Hasan Abi’yle aynı şehirde görev yapan dostum, meslektaşım Derya Atasoy’u aradım; “Maalesef haber doğru” cevabıyla yüreğime bir taş oturdu.
Hasan Gizli ağabeyimle yıllarca aynı odada, yan yana oturduk.
Çok okurdu, entelektüel düzeyi çok yüksekti.
Sert görünüşünün, sert tavırlarının arkasında inanılmaz naif, saygılı, dost bir “İnsan” vardı.
Bir de her olaydan sonra anlatabileceği kadar zengin bir fıkra dağarcığı…
Ağzı bozuk birine ilişkin de fıkrası vardı.
Bir kasabada bir adam her ölenin ardından “Gidenin…” diyerek sövermiş. Bir gün sıra kendisine gelmiş. Ölüm döşeğindeyken ziyarete gelenler sormuş; “herkesin arkasından böyle derdin, bakalım şimdi ne diyeceksin?” Bizim küfürbaz adam tek gözünü yavaşça aralamış ve “Kalanın…” demiş; ruhunu teslim etmiş.
Hasan Abi bu fıkrayı anlattığında birlikte çok gülmüştük.
Sonra benim Ankara’ya tayinim çıktı; Hasan Abimle vedalaşacağız (Bana Tefo derdi hep); “Tefooo” dedi, “Pano’ya bak…”
Duvardaki panoya benim fotoğrafımı iğnelemişti; “arkasını oku!” dedi.
Fotoğrafın arkasına baktım, “Gidenin…” yazıyordu…
Kahkahalarımız göz yaşlarımıza karıştı; sarıldık birbirimize, vedalaştık…
Daha sonra Hasan Abi’nin de tayini çıktı ve Mersin’deki Çukurova Haber Müdürlüğüne “Haber Müdürü” olarak atandı.
2018 yılında hem Hasan Abi hem de ben TRT’den emekli olduk.
Hasan Abi Mersin’de, ben Ankara’da yaşamaya devam ettik.
Uzunca bir süredir de görüşmek kısmet olmamıştı.
Görüşebilseydik, yıllardır bende duran kitabını geri verecektim.
Hasan Abi’nin vefat haberini aldığımda cenazesi toprağa verilmek üzereydi; yetişmek imkânsızdı.
Henüz 63 yaşındaydı.
Erzurum’da görev yaptığı dönemde Doğu Anadolu Bölgesi’nde yürütülen sayısız operasyona gitti.
Gazetecilik görevini, hayatını defalarca tehlikeye atarak çok büyük bir özveriyle yaptı.
Ve hiç beklenmedik bir anda terörün yaşattığı acıların, yalçın dağların ve yılların yorduğu kalbine yenik düştü.
Hasan Abi, bu sefer “Kalanın…” dedi ancak gözyaşlarıma kahkahalar eşlik edemedi…
Teoman Korkmaz/Genel Yayın Yönetmeni