NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığı (MARSEC COE) tarafından online düzenlenen Uluslararası Karadeniz Deniz Güvenliği Sempozyumu’nun 2. gününde bölgedeki enerji kaynakları konusundaki gelişmeler ile askeri faaliyetler ele alındı.
Romanya Deniz Kuvvetlerinden Albay Daniel-Cornel Tanasescu, Karadeniz’de Rusya’nın giderek güçlendiğine işaret ederek, dengeleyecek bir güce ihtiyaç bulunduğunu, bunun da NATO olduğunu savundu.
Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarının, bölge ülkeleri arasında ortak bir strateji geliştirilmesini engellediğini belirten Tanasescu, “Romanya olarak NATO’nun ve ABD’nin Karadeniz’de varlıklarını artırması ve Ukrayna ile Gürcistan’ın desteklenmesi gerektiği görüşündeyiz” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu da sunumunda, Rusya’nın bütçe gelirlerinin 1/3’ünü enerji ihracatından karşıladığına, Karadeniz’in de enerji geçiş yollarının tam ortasında bulunduğuna işaret etti.
NATO’nun enerji güvenliği meselesine önem verdiğini, 2010 yılında bu konuya ilişkin bir alt birim kurduğunu anlatan Biresselioğlu, enerji güvenliği kavramının enerji altyapısını, boru hatlarını, tankerleri de korumayı kapsadığını belirtti.
Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerden Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi, Ukrayna ve Gürcistan’ın da NATO partneri olduğunu anımsatan Biresselioğlu, Avrupa, ABD ve Rusya’nın çıkarlarının Karadeniz’de çatıştığını kaydetti.
Biresselioğlu, Karadeniz’e geçişlerde kısıtlama getirilmesini aşmak için de Tuna Nehri ve Romanya üzerinden Karadeniz’e geçiş yapılabileceğini savundu.
Mehmet Efe Biresselioğlu ayrıca Ukrayna’nın ve Gürcistan’ın rollerinin artırılması, NATO’nun enerji altyapısının korunmasında görev alması, Rusya’ya enerji bağımlılığından kurtulmak için de karbon türevi yakıt kullanımından uzaklaşılması tavsiyelerinde bulundu.
Ukraynalı Prof. Dr. Oleksandr Lytvynenko, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını ve Donbass bölgesini Ukrayna’dan koparmasını eleştirdi, “Rusya Kırım’ı bırakmamak için her şeyi göze almıştır” ifadesini kullandı.
Lytvynenko, Ukrayna’nın NATO ve Avrupa Birliği’ne alınması gerektiğini savundu.
Sempozyumda Azerbaycanlı Prof. Dr. Cavid Valiyev de sunum yaptı.
Valiyev, Azerbaycan’ın Karadeniz’de enerji güvenliği açısından kilit rol oynadığına dikkat çekti.
Bakü’den başlayan Güney Gaz Koridoru’nun en önemli ayağı TANAP’ın tamamlandığının, bu ay sonunda Trans Adriyatik Boru Hattı’na bağlanacağının, Avrupa’ya gaz akışının başlayacağının altını çizen Valiyev, Avrupa’nın doğal gaz kaynaklarını böylece çeşitlendirmiş olacağını kaydetti.
Valiyev, Azerbaycan’ın doğal gaz konusunu siyasi baskı aracı olarak kullanmadığını ve Azerbaycan gazının daha ucuz olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Valiyev, Azerbaycan’ın Karabağ’ı işgalden kurtarması sırasında Karadeniz ülkelerinden destek aldıklarını belirtti ve “Türkiye, Gürcistan ve Moldova bizim yanımızda yer aldı.” dedi.
Valiyev, Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan 2010 tarihli Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasını anımsattı.
Sempozyumun soru cevap bölümünde ise Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Karadeniz ülkelerinin, deniz hukuku ihlallerine ilişkin sorunları kendilerinin çözmeye çalışması gerektiğini belirterek, “”Dışarıdan bir güç gelirse denge bozulur, bu doğru bir adım olmaz” dedi.
Emekli Koramiral Can Erenoğlu da, Karadeniz’in giderek artan militarizasyonundan kaygı duyduğunu belirtti, bölgede diğer denizlerin aksine Montrö Sözleşmesi sayesinde barış ve istikrarın korunduğuna işaret etti, “Bu sürmeli” dedi.
Erenoğlu “Geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği buna bağlı. Bir provokasyon istikrarı bozar, zincirleme tepkilere yol açar” şeklinde konuştu.
Emekli Koramiral Kadir Sağdıç da Karadeniz’in tarihte asla bir Rus gölü olmadığını, ama Osmanlı gölü olduğu bir dönemin bulunduğunu anımsattı.