Zafer Bayramı’nda, 30 Ağustos’ta yapılan ROKETSAN Uzay sistemleri ve İleri Teknolojiler Merkezi açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilk kez duyurulan ve görüntüleri de ekrana yansıtılan atış denemesinin önemi kamuoyunda pek de anlaşılamadı aslında.
Türkiye iki yıl önce uzay sınırı olarak kabul edilen 100 kilometreyi aşmış, 130 km irtifaya bir roket göndermişti.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir A Haber canlı yayınında bu denemeye ilişkin detayları paylaştı.
Prof. Dr. Demir, “Yani uzayın sınırı olarak belirlenen 100 km’nin üzerine çıkıp 130 km üzerinde bir irtifa sağlandı ve bu irtifada kademeli bir roketimiz denendi. Ve uzay ortamında çeşitli hareket senaryoları denendi. Bu, uzaya ulaşabileceğimiz ve orada bir uzay aletini veya bir roketi hareket ettirebileceğimiz, çeşitli manevralar yaptırabileceğimizin gösterim testi oldu” dedi.
Prof. Dr. İsmail Demir şöyle devam etti:
“Bunun benzeri çalışmalar devam etti, ediyor. Bu konuda da ilk hedefimiz Mikro Uydu Fırlatma Sistemi Projesi ki burada da ilk hedefimiz 100 kg ağırlığındaki bir faydalı yükü en az 400 km civarında bir alçak dünya yörüngesine yerleştirmek. Bunun da 2025 yılına kadar gerçekleşmesini bekliyoruz. Fırlatmanın yapılacağı alan, test alanı vesaireler konusundaki çalışmalarımız devam ediyor; tespitlerimiz var. Bu konuda da enikonu çalışmalar sürdürülüyor. Tabii bu arka arkaya devam eden faaliyetler olacak. Mikro Uydu Fırlatma Projesi’nin akabinde de daha yüksek irtifada, uydulara daha ağır ürünler yerleştirilmesiyle ilgili projelerimiz devam edecek. Test çalışmalarımız başarıyla yürüyor. Şu tabii önemli: Artık Türkiye uzaya erişebilen bir ülke oldu. Uzaya inip çıkmak değil, uzayda manevra yaptırabilen bir ülke oldu.”
Prof. Dr. İsmail Demir, uzaya çıkma projelerinde önemli parametrelerden birinin roket motorları olduğunu da vurgulayarak, bu alanda, dünyada yürütülen bütün teknolojiler paralelinde, gerek katı, gerek sıvı ve gerekse hibrit yakıtlı roketlerle ilgili çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Demir’in açıklamaları kapsamında değerlendirmek gerekirse Türkiye yakında uzaya kendi ürettiği uyduyu kendisi fırlatıp, yörüngeye yerleştirebilecek.
Ayrıca ülke savunmasında da uzaydan sadece görüntüleme, görüntülü ve sesli haberleşme dışında, farklı senaryolar kapsamında aktif olarak yararlanabilecek.
Roketlerin mesafesiyle birlikte, Türkiye de çok daha yüksek irtifalara çıkabilecek…